Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

AKP’li İBB yönetimi de suçlanan DİAYDER’in önerdiği ailelerin yarısına yardım etmiş

AKP’li İBB yönetimi de suçlanan DİAYDER’in önerdiği ailelerin yarısına yardım etmiş


İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun İstanbul Büyükşehir Belediyesi çalışanlarını terör örgütleriyle ilişkilendirerek özel teftiş başlatmasına dayanak olan Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) davası bugün başladı. Duruşma başında avukatların itirazları dinlendi. Mahkeme başkanı Akın Gürlek, itirazların hepsini reddetti. Davada savunma yapan dernek başkanı Ekrem Baran, “İBB’ye yardım yapmaları için ihtiyaç sahibi 600 kişinin adresini isimlerini verdik. Bu ailelerin 300 tanesine zaten önceki İBB yönetiminin yardım sağladığı ortaya çıktı” dedi.

İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmayı CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP milletvekilleri Züleyha Gülüm, Hüda Kaya, Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Ali Kenanoğlu takip etti. İkisi tutuklu biri tutuksuz sanık Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katılırken 12 tutuksuz sanık salonda yer aldı. Tutuklu yedi sanık salona getirildiğinde seyirci sıralarında bulunanlar onları alkışlarla karşıladı.

JANDARMA DİNLEME YAPTI

Diken’den Can Coşkun’un aktardığına göre; söz alan avukat Fırat Epözdemir, dava dosyasındaki telefon dinlemelerinin İstanbul İl Jandarma Komutanlığı tarafından yapıldığını hatırlattı. Avukat Banu Güveren de jandarmanın böyle bir yetkisi olmadığını, bu nedenle ‘hukuka aykırı delil’ olduğunu söyledi. Güveren, dinleme kayıtlarının dosyadan çıkarılarak dikkate alınmamasını istedi. Başkan Gürlek, dinlemenin savcının sözlü talimatlıyla yapıldığını, bu nedenle hukuka aykırı delil olduğu gerekçesiyle dosyadan çıkarılması talebinin reddine karar verdi.

Serbest Görüş:

 

DİAYDER BAŞKANI: YEDİ YIL DİYANET’TE ÇALIŞTIM

Bu karardan sonra sanıkların savunmasına geçirdi. İlk söz hakkı verilen DİAYDER Başkanı Ekrem Baran’ savunmasından öne çıkanlar şöyle: “Ben din alimiyim, dinin emrettiği kuralları uygulamak ve anlatmakla yükümlüyüm. Bu dinimizin emrettiği bir yükümlülüktür. ‘Sözde imamlar’ tarifini asla kabul etmiyoruz, bu şekilde kimliğimize hakaret edilemez. Yedi yıl Diyanet’te görev yaptım. Din ve vicdan hürriyetiyle ifade özgürlüğü kapsamında görüşlerimi dile getirdim. Herhangi bir kamu kurumunda çalışsın çalışmasın üyelerimizden aidat toplarız. Bu yasal bir yükümlülüktür. Sanki illegal bir yere gönderiyormuşuz gibi bir algı yaratılıyor. Bırakın illegal örgüte para göndermeyi, bazı aylarda yöneticiler derneğin borçlarını cepten ödüyor. Bütün hesaplarımız ortadadır.”

‘AKP’YLE DE GÖRÜŞTÜK SOYLU’NUN DAVET EDİLDİĞİ İFTARA DA DAVET EDİLDİK’

“Biz bir sivil toplum kuruluşuyuz. Türkiye’yi yöneten AKP’yle de görüştük. Süleyman Soylu’nun katıldığı bir iftara biz de davet edildik. Hali hazırda AKP’ye kayıtlı üyelerimiz de vardır. CHP, HDP ve Saadet Partisi’yle de ilişkilerimiz oldu. İBB’ye yardım yapmaları için ihtiyaç sahibi 600 kişinin adresini isimlerini verdik. Bu ailelerin 300 tanesine zaten önceki İBB yönetiminin yardım sağladığı ortaya çıktı.”

‘SUÇLANAN KELİMELER DİYANET’İN KUR’AN’INDA DA VAR’

Mezopotamya Ajansı’ndaki habere göre ise duruşmada DİAYDER üyelerine suçlama konusu yapılan Kürtçe kelimelerin Diyanet’in çıkardığı Kürtçe Kur’an-ı Kerim mealinde de geçtiğine dikkat çeken imamlar, inançlarının yargılandığını söyledi. Kürtçenin terörize edildiğini söyleyen Baran, “Bizim sarf ettiğimiz kelimelerin örgüt terminolojisi olduğu söyleniyor. Diyanetin çıkardığı Kürtçe Kuran’da var. Açıp bakalım, bize suçlama olarak yöneltilen kelimelerin hepsi orada var” dedi ve tahliye talebinde bulundu.

Ardından mahkeme, Akın Gürlek Baran’a DİAYDER’in nasıl bir derneğin faaliyetlerini, Demokratik İslam Kongresi (DİK) ile bir bağlantısının olup olmadığını, İBB’nin dağıttığı kartları sordu. DİK ile bir bağlarının olmadığını söyleyen Baran, “Bize gelen kartları üyelerimize vererek, rengine, kimliğine bakmadan fakirlere dağıtın dedim” diye konuştu.

BAŞINI SALLAMASI SUÇ

Dosyada yargılanan Mehmet İnan, yakınını kaybeden HDP’li Hüda Kaya’nın taziyesine katılmasının suçlama konusu yapıldığını aktardı. İnan, “Aynı şeklide Ankara’da bir konferansa katıldım. Bu da suçlama konusu yapılıyor” dedi. Yine iddianamede katıldığı bir televizyonda dini değerlendirmesinin de yer aldığını kaydeden İnan, “Türkiye’de uyduruk din” ifadesine başını sallamasının suçlama konusu yapıldığını ifade eden İnan, “Ben zülüm ve kölelikten bahsetmişim. Bugün dünyada köleleştirilmiş milyonlarca insanlar var. Bugün Çin’de Türklere de zulüm yapılıyor. Siz neden sadece Kürtlerin zulüm gördüğü şeklinde anlamışsınız?” diye sordu.

İnan, birçok siyasi parti temsilcisiyle bir araya geldiklerini ancak HDP’lilerle bir araya gelmesinin suç sayıldığını dile getirerek, “Burada inancım yargılanıyor. Aynı şekilde yıllarca yapılan takiple de hakkımda bir suç delili bulunmamıştır. Tahliyemi ve beraat talep ediyorum” dedi. Avukat Epözdemir de İnan’a soru sordu. Epözdemir, “Sadece siz mi işe alındınız, yoksa başka kesimler de mi işe alındı?” diye sordu. İnan, İBB’nin Hristiyanlardan, Yahudilerden ve Alevilerden gassal olarak birçok kişiyi işe aldığı yanıtını verdi.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version