Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

84 yaşındaki hasta tutuklu Özkan için AYM’ye başvuru

84 yaşındaki hasta tutuklu Özkan için AYM’ye başvuru


İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) hasta tutuklular listesinde yer alan isimlerden biri olan 84 yaşındaki hasta tutuklu Mehmet Emin Özkan’ın serbest kalması için avukatı tarafından Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuruda bulunuldu. Özkan için bugüne dek Adli Tıp Kurumu (ATK) yapılan tüm başvurulardan sonuç alınamadı. İnsan hakları savunucularının ısrarları çağrılarına rağmen hala cezaevinde tutulan Özkan’ın avukatı Serdar Çelebi, sağlık durumu günden güne daha da kötüleşen müvekkilinin tuvalet, yemek, banyo gibi kişisel ihtiyaçlarını dahi tek başına karşılayamaması rağmen hala cezaevinde tutulduğunu söyledi.

Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre Mersin’de 1996 yılında “örgüt üyeliği” iddiasıyla gözaltına alınan Özkan, iki itirafçının hakkında verip, daha sonra ise “işkence gördük” diyerek geri çektiği ifadeler nedeniyle, Lice’de 22 Ekim 1993’te Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’a yönelik gerçekleşen suikast sonrasında yaşanan olaylarda yer aldığı iddiasıyla tutuklandı. Devlet Güvenlikli Mahkemesi’nde (DGM) yapılan yargılamada ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm edilen Özkan, içeride geçen 26 yılda 5 kez kalp krizi geçirmesinin yanı sıra sağlık sorunları ve ilerlemiş yaşı dolayısıyla günlük ihtiyaçlarını bile tek başına karşılayamaz durumda.

 ‘ATK TARAFINDAN HER DEFASINDA GÖRMEZDEN GELİYOR’

İnsan hakları savunucularının ısrarları çağrılarına rağmen hala cezaevinde tutulan Özkan’ın avukatı Serdar Çelebi, müvekkilinin yaşadığı adaletsizlik nedeniyle AYM’ye başvurdu Çelebi, sağlık durumu günden güne daha da kötüleşen müvekkilinin tuvalet, yemek, banyo gibi kişisel ihtiyaçlarını dahi tek başına karşılayamaması rağmen hala cezaevinde tutulduğunu söyledi. Özkan’ın ilaçlarını bile koğuş arkadaşları olmadan kullanamayacak bir halde olduğunu dile getiren Çelebi, tekerlikle sandalye ile yaşayan ve duyma konusunda ciddi sıkıntılar yaşayan müvekkilleri görüşmek için cezaevine gittiklerinde ancak koğuş arkadaşlarını çağırmak suretiyle kendisiyle iletişim kurabildiklerini paylaştı.

Özkan’ın infazının ertelemesi için tam teşekküllü devlet hastanelerinde aldıkları raporun ATK tarafından her defasında görmezden gelindiği belirten Çelebi, yaptıkları son başvurunun “telefona çıkabildiği” gerekçesiyle reddedilmesini hatırlattı.

 ATK’nin Özkan ve diğer birçok hasta mahpus hakkında aldığı kararların “kişiye özel” olduğu kanısında olduklarını ifade eden Çelebi, tutuklu Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk’u işaret etti. Çelebi, “Tuğluk ile ilgili Kocaeli Üniversitesi Adli Tıp Bilimi ‘cezaevinde kalamaz’ raporu vermişti fakat ATK bunu da görmezden gelerek ‘kalabilir’ raporu verdi” diye belirtti.

‘ATK, BU VE BENZERİ DURUMLARDA VERİLECEK SON KARAR OLMAMALIDIR’

Bugüne dek aldığı kararlardan dolayı hasta tutukluların artık ATK’den ümitlerini kestiklerini dile getiren Çelebi, “ATK, bu ve benzeri durumlarda verilecek son karar olmamalıdır. Bu yönde üniversiteler veya tam teşekkülü hastanelerin verecekleri kararlar daha çok dikkatte alınması gerekir.  Bu konuda düzenlemelerin yapılması mecburidir. ATK bir kaza ya da bir ölüm dosyasına bakar gibi bu dosyalara bakmamalıdır” dedi.

‘MAHKEMENİN KARAR VERMEKTEN KAÇINIYOR’

 Av. Çelebi, ATK’nin Özkan hakkında vermiş olduğu raporun Lice olayı ile bağıntılı olduğunun da altını çizdi. Özkan’ın olayla ilgili hükümlü tek kişi olduğunu dikkat çeken Çelebi, şunları söyledi: “Hüküm giydiği davadan yeniden yargılama başvurumuz kabul edildi. Lice olayından dolayı sembol bir insandır. Bundan dolayı mahkemenin karar vermekten kaçındığını düşünüyoruz. Biliyoruz ki devam eden dosyalarda Özkan’ın suçsuz olduğu ortaya çıkacaktır.”

 ‘GİDEN BİR ÖMÜR VAR VE HAKSIZ, HUKUKSUZ BİR ŞEKİLDE YARGILANIYOR’

Hukuki başvurularını sürdürdükleri Özkan için son olarak Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yaptıklarının paylaşan Çelebi, “Giden bir ömür var ve haksız, hukuksuz bir şekilde yargılanıyor. Fakat bu hasta haliyle cezaevinde kalması hem insani olarak hem hukuki olarak kabul edilebilecek bir durum değil. Ömrünün son dönemlerini ailesi ile vedalaşma hakkı elinden alınıyor” şeklinde konuştu.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version