Hakların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Takvim gazetesi başta olmak üzere, iktidara yakın medya tarafından hedef gösterilen ve tehditler alan Fatma Yavuz hakkında cevaplaması istemiyle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya soru önergesi verdi.
Takvim Gazetesi, “Başörtülü çalışan olarak parlatılan İBB İnanç Masası çalışanı Ermeni asıllı Fatma Yavuz Atatürk’e ve Türk milletine hakaret etti. Türklerin soykırım yaptığı yalanına sarılan Yavuz, Ülkücüler için de ‘hırsız’ ithamlarında bulundu” spotuyla verdiği haberin görselinde “Ekrem tam kendine göre çalışan bulmuş”, “Türk düşmanı Ermeni sevici” gibi ifadelerle Fatma Yavuz’u hedef göstermişti.
Gergerlioğlu, Fatma Yavuz’un “Bu bir “güvercin tedirginliği’ yazısıdır! Birkaç gündür insafsız saldırıların hedefi oluyorum. Bu ahlaksızlığa susarak yanıt vermeyeceğim, aksine haykıracağım. Bu sefer kimse duymadık, yetişemedik, bilemedik diyemeyecek! Şunu bilin ki bu işler hep ucuz insanlara, ucuz tetikçilere havale edilir. En saçma hedef göstermeler can alır bu ülkede” dediğini de aktardı.
Serbest Görüş:
Gergerlioğlu, şu sorulara yanıt aradı:
‘BİR TWEET GEREKÇESİYLE PEK ÇOK KİŞİNİN CEZAEVİNE GİRDİĞİ ORTAMDA YARGI NASIL SESSİZ KALMAKTADIR’
-Fatma Yavuz hakkında bu ifadeleri bir gazete kim ya da kimlerden aldığı cesaretle yazmaktadır? Bir tweet gerekçesiyle pek çok kişinin cezaevine girdiği ortamda yargı bu konuda nasıl sessiz kalmaktadır?
-Takvim Gazetesi’nin ve onun gibi aynı çizgide yayın yapan gazetelerin bu şekilde ifade kullanmasını denetleyen bir kurum yok mudur? Eğer varsa konuya müdahil olmuş mudur?
-Takvim Gazetesi 22 Haziran 2007’de “4 cani bombacı Türkiye’ye sızdı” manşetiyle haber yapmış ve bu haber neticesinde kişiler AİHM’den tazminat kazanmıştır. Takvim Gazetesinin bu konuda tekzip ve özür yayınlamadığı iddiası doğru mudur? Buradan Takvim Gazetesi’nin yayın politikasının iftira ve yalan üzerine konumlandığı iddiası doğru mudur?
-Bu iddia doğruysa neden bu yayın politikasına yıllarca imkân verilmiştir? Gazetenin iktidar tarafından özellikle kollandığı ve bu şekilde yayın yapması için cesaretlendirildiği iddiası doğru mudur?
‘HRANT DİNK’İN BAŞINA GELEN FATMA YAVUZ’UN BAŞINA DA GELEBİLİR TEDİRGİNLİĞİ YAŞAYAN DEVLET GÖREVLİSİ YOK MU’
-Hrant Dink’in katili Ogün Samast’ın mahkemede okuduğu 5 sayfalık mektubunda, “‘Vatan haini, utanmaz Ermeni’ diye manşetleri ben mi attım? Adamın yazdığı yazının bir bölümünü cımbızla alıp provokatörlük yapan ben miydim? Bu manşetler ve bu yazılar yüzünden mahkeme köşelerinde Dink’i ve Orhan Pamuk’u süründüren halkımızın önüne bunlar ‘vatan haini, devlet düşmanı, bize küfreden bizi aşağılayan, bölmeye çalışanlar işte bunlar’ diye hedef gösteren ben miydim” ifadelerini kullanmıştır. Bu ifadelerden yola çıkarak Hrant Dink’in başına gelen Fatma Yavuz’un başına da gelebilir tedirginliği yaşayan devlet görevlisi yok mudur? Varsa hangi işlemler yapılmıştır?
-Bakanlığınızca bu konuda itidalli bir yaklaşım sergilenmesi için neden bir açıklama yapılmamıştır?
-Fatma Yavuz devlet korumasına alınmış mıdır? Eğer koruma sağlanmamışsa, bu haberin çıkmasından sonra en az 5 kadının cinayete maruz kaldığı düşünüldüğünde neden koruma sağlanmamıştır?
-Bakanlığınızda son 5 yıl içerisinde yükümlülük gereği öldürülme vakalarında koruma sağlaması gerektiği halde sağlayamadığı için sorumluluk hissedip istifa eden Bakan dahil kaç kamu görevlisi vardır?
-Son 5 yıl içerisinde kaç kişiye Türk Ceza Kanunu’nun 122. Maddesindeki Nefret ve Ayırımcılık çerçevesinde işlem yapılmıştır? Bu kişilerin kaçı ceza almıştır?
-Son 5 yıl içerisinde kaç kişiye Türk Ceza Kanunu’nun 216. Maddesindeki Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçu çerçevesinde işlem yapılmıştır? Bu kişilerin kaçı ceza almıştır? Bu maddenin sadece iktidara muhalif olanlara uygulandığı iddiası doğru mudur?
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***