Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

TÜSİAD: Gençleri ülkemizde tutacak mekanizmaları güçlendirmeliyiz

TÜSİAD: Covid-19 dünya genelinde 1.5 milyar öğrencinin eğitimini sekteye uğrattı; Türkiye'de 160 bin çocuk okulu bırakabilir


TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Serkan Sevim, insani gelişmede, bilim-teknolojide ve siyasal kurum ve kurallarda sağlanacak gelişmeyle birlikte Türkiye’de kişi başına düşen gelirin 3 katına çıkabileceğini belirtti. Sevim, “Genç ve dinamik nüfusumuzu ülkemizde tutmayı sağlayacak mekanizmaları güçlendirmeliyiz” dedi.

Dijital beceri ve yetkinliklerle donatılmış nitelikli insan kaynağının önemini vurgulayan Serkan Sevim, “Yeni nesil teknolojilerin hızlı yükselişiyle iş yapış biçimlerinde olduğu gibi geleceğin mesleklerinde de köklü bir dönüşüm süreci yaşanıyor, dolayısıyla ihtiyacımız olan beceri ve yetkinlikler de eş zamanlı olarak dönüşüyor. Dijital beceri ve yetkinliklerle donatılmış nitelikli insan kaynağının varlığı dijital dönüşümde itici bir güç olarak karşımıza çıkıyor. Bir başka deyişle, dijitalin hammaddesi yetkin insan. AB 2030 Dijital Vizyonu Dijital Pusula hedefleri içinde Avrupa’da mevcut durumda 7,8 milyon olan bilgi ve iletişim teknolojileri alanında çalışan uzman sayısının 20 milyona çıkarılması öngörülüyor.  Genç ve dinamik nüfusumuzu ülkemizde tutmayı sağlayacak mekanizmaları güçlendirmeliyiz. Bununla beraber iş dünyası olarak, üniversitede okuyan gençlerimize daha okulda okurken iş imkanları sağlamalı ve onların eğitimlerinde aktif olmalıyız” diye konuştu.

“Anadolu’nun her noktasındaki gençlerimize ulaşmalıyız”

Ar-Ge teşviklerinin süresine ve uzaktan çalışmayı da kapsayacak şekilde düzenlenmesine dikkat çeken Sevim, “Özellikle bilgi iletişim teknolojileri alanında uzaktan çalışmanın da yaygınlaşması ile sanal beyin göçü, dijital yetkinlik sahibi insan kaynağı sıkıntısı yaşayan iş dünyasını daha da zorlayan bir konu haline geldi. Günümüzdeki uzaktan çalışma fırsatını kullanabilen şirketler olarak Anadolu’nun her noktasındaki gençlerimize ulaşmalıyız. Hata yapmalarına ve öğrenmelerine olanak sağlamalıyız. Bu yaklaşımımızı tüm Türkiye teknopark olsun diyerek özetleyebilirim. Açmak gerekirse, Ar-Ge kültürünün yaygınlaştırılması, Ar-Ge teşvikinin uzaktan çalışmayı da kapsayacak şekilde yüzde 100 ve süresiz uygulanması önemli. Ancak bu şekilde iş dünyasının ihtiyaçlarına uygun gençleri eğitebilir, onlara daha fazla umut verebiliriz. Aksi halde, yetkinlik gerektiren pozisyonlardaki insan kaynağı açığını kapatma şansımız son derece güç olacak” ifadelerini kullandı.

Dijital rekabet her geçen gün artarak devam ederken dijital dönüşümün küresel ekonomik büyümeyi tetikleyen en önemli faktör haline geldiğini söyleyen Sevim, şöyle konuştu:

“Türkiye’de her yıl yaklaşık 20 bin kişinin yazılımcı olarak sektöre katılıyor; aranan aday sayısı ise yıllık 110 bin civarında”

“Nitelikli insan kaynağına duyulan ihtiyaç ise her geçen gün artıyor. Türkiye’de her yıl yaklaşık 20 bin kişinin yazılımcı olarak sektöre katıldığı ölçümleniyor. Bilişim sektöründe yazılımcı olarak aranan aday sayısı ise yıllık 110 bin civarında. Bu sayı pandemi ve uzaktan çalışma koşullarının çarpan etkisiyle artmaya devam ediyor. Genç dinamik nüfusu ve coğrafi konumuyla Türkiye merkezi bir hub konumunda yer alıyor. Dolayısıyla, mevcut ve potansiyel çalışanlarımıza yeni yetkinliklerin kazandırılması son derece önemli.”

TÜSİADın 50nci yılı projesi olarak hazırladıkları raporunun detaylarını ve hedeflerini anlatan Sevim şunları söyledi:

“Günümüzde refahın en önemli belirleyicisi maddi olmayan kaynaklardır”

“Günümüzde refahın en önemli belirleyicisi maddi olmayan kaynaklardır. Gelişmiş ülkelerde kalkınmanın olmazsa olmaz üç temel unsuru, insani gelişme ve yetkinleşme, bilim, teknoloji ve inovasyon, siyasal, ekonomik, toplumsal kurumlar ve kurallardır. Bu çalışmada sunulan yeni anlayış; geleceğimizi insani gelişme ve yetkinleşmede, bilim, teknoloji ve inovasyonda ve kurum ve kurallarda sağlanacak gelişmeyle inşa etmeye dayanmaktadır.

105 ülkeyi kapsayan ekonometrik analize göre; bu üç unsurdaki konumumuzu OECD ortalamasına çıkarmak için gereken adımları atarsak, 20 yıl içinde kişi başı millî gelirimizi dolar bazında mevcut seviyesinin 3 katından fazla olan 30 bin dolar seviyesine yükseltebileceğiz. Bu alanlarda mevcut eğilimin devam etmesi hâlinde ise ancak 14 bin dolar seviyesine ulaşabileceğiz”

Hedefleri sıraladı

Sevim atılacak adımlar ile hedeflerini şöyle sıraladı:

“Ekonomik istikrara, öngörülebilir yatırım ortamına, düşük enflasyona ve güçlü makro ekonomik dengelere sahip, istihdam yaratan, sürdürülebilir büyümeyle kişi başı geliri yüksek, gelişmiş bir Türkiye.

Uluslararası alanda diplomasi ve iş birliğiyle rol model olan, AB entegrasyonu başta olmak üzere Batı dünyası ile ilişkilerini güçlendiren, uluslararası hukuka ve sözleşmelere bağlı, saygın bir Türkiye. Gelir adaletini tesis eden, bölgesel farklılıkları gideren, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayan, dil, din, mezhep, ırk, köken ayrımı olmadan herkesin eşit ve özgür yaşadığı, toplumda hiçbir kesimi kalkınma sürecinde geride bırakmayan, adil bir Türkiye.

Ekosistemin dengesini gözeten, karbon nötr kalkınmayı başaran, gelecek kuşaklara yeşil ekonomik dönüşümü içselleştirmiş bir yönetişim sistemi sunan, çevreci bir Türkiye” (DHA)

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version