Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Türkiye doğalgaz kesintisine hazırlıksız yakalandı

Türkiye doğalgaz kesintisine hazırlıksız yakalandı


İran gazının soğuk geçen kış dönemlerinde kesilmesine karşı Türkiye doğalgaz yetersizliği durumuna karşı bu sene de hazırlıklı değildi.

İran’ın önceki kışlarda olduğu gibi gaz arzını durdurabileceği, öngörülemeyecek bir durum değildi. Buna rağmen önlem almayan iktidar çareyi sanayilerde kullanılan doğalgaz arzında yüzde 40’lık bir kısıntıya gidilmesinde aradı. Ancak elektrik arzında sorunların baş göstermesiyle birçok organize sanayi bölgesinde hafta başından itibaren üretim durdu.

 

Enerji krizinde bir hafta geride kaldı. İran’ın doğalgazı kesmesiyle önce sanayilerde kullanılan doğalgaz arzında yüzde 40’lık bir kısıntıya gidildi ardından elektrik arzında da sorunların baş göstermesiyle birçok organize sanayi bölgesinde hafta başından itibaren üretim durdu. Sanayi üretimde kaos yaratan bu kesintilerin geçici olup olmadığı ise hâlâ tartışılıyor.

 

Birgün’den Havva Gümüşkaya’nın haberine göre kışın ortasında yaşanan krizin etkileri ise aylarca devam edecek gibi görünüyor. Doğalgaz ithalatını ya boru hatları üzerinden ya uzun vadeli kontratlarla LNG ya da spot piyasadan LNG alımı şeklinde gerçekleştiren Türkiye’de sanayideki söz konusu kesintilerin tedarik zincirinde yavaşlatmaya yol açma ihtimali çok yüksek. Kesinti maliyetinin daha fazla artırmasının enflasyona da olumsuz etki yapmasından endişe ediliyor.

 

Yaşanan krizin ardından pek çok iddia ortaya atıldı. Türkiye’nin İran’a olan doğalgaz borcunu ödemediği için kesinti yapıldığı, doğalgaz depolarında yeterli miktarda gazın tutulmadığı gibi iddialar ortaya atıldı. BOTAŞ’tan yapılan açıklamada ise iddialar yalanlandı. Ancak İran’dan gelen gaz akışının durmasıyla başlayan krizin yönetilemediği ortada.

 

Uzmanlar İran gazının geçmiş yıllarda da özellikle soğuk geçen kış dönemlerinde kesildiğine, Türkiye’nin doğalgaz yetersizliği durumlarına hazırlıklı olması gerektiğine dikkat çekiyor.

 

Eski BOTAŞ Gaz Alım Daire Başkanı Ali Arif Aktürk’e göre kamuoyunda yeraltı deposu yanlış anlaşılıyor. Yeraltı depolarının gaz kesintisinde ikame olarak kullanılan depolar olmadığını belirten Aktürk, “Yeraltı deposunun fiziki kapasiteleri vardır. Bizde iki tane yeraltı deposu var. İkisinin günlük sisteme gaz verme kapasitesi günde toplam 45 milyon metreküptür. Sadece İstanbul’un günlük talebi 53 milyon metreküp. Dolayısıyla iki yeraltı deposunun sisteme verdiği gaz İstanbul’un talebine bile yetmiyor. Yeraltı deposu boşta da olsa dolu da olsa kesintiye ilaç olacak bir enstrüman değildir” ifadelerini kullandı.

 

Depolama alanlarında fiziken imkânların kısıtlı olduğunu belirten Aktürk, Tuz Gölü deposuna dikkat çekerek “Tuz Gölü sahasında yaratılan hacimlerin teknik bir kısıtı var. O teknik kısıt da yaklaşık 600 milyon metreküp. Bu depoyu ne kadar doldursanız da günde ortalama 25 milyon metreküp gaz sisteme verilse çok hızlı bir şekilde azalır” ifadelerini kullandı.

 

Riskler yönetilirse krizlerin önlenebilir olduğunu belirten Aktürk, “Risk yönetilemedi dolayısıyla krizde yönetilemiyor” değerlendirmesinde bulundu.

 

Türkiye’nin enerji stratejilerinin ve politikalarının uzun soluklu olarak toplumun tüm paydaşları tarafından tartışılıp belirlenmesi gerektiğine parmak basan Aktürk, “Enerji stratejileri 30 yıllık, 50 yıllık stratejiler. Bunların tartışılarak Enerji Güvenliği Üst Kurulu bile oluşturulabilir” dedi.

 

TMMOB Makina Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu Başkanı Oğuz Türkyılmaz ise yaşanan krizin iktidarın ve enerji yönetiminin acil durum eylem planı olmadığını gösterdiğini belirtiyor:

 

“Bu sene kışın ağır koşullarda geçeceği, bu nedenle konutların doğalgaz talebinin artacağı, İran’ın önceki kışlarda olduğu gibi gaz arzını durdurabileceği, öngörülemeyecek gelişmeler değildi. Bu ve benzeri gelişmeleri önceden tahmin edip, gerçekleşmeleri halinde alınacak önlemleri almak yönetimlerin görevidir. Bu görev bilinci ve sorumluluğuna sahip olamayan siyasi kadroların neden olduğu sanayide üretimin durmasına kadar varacak aksamaların sona erdirilmesi için kısa ve orta vadede acilen adımlar atılması gerekmektedir.”


***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version