MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, eski Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Sazak’ın istifasının ardından; “MHP’ye saldıran bu gibi proje isimler ne ilk ne de son olacaktır. Bu gibilerin evveli hüsran, ahirleri de ziyandır” açıklamasını yaptı.
Eski bakanlardan Gün Sazak’ın oğlu, MHP’nin eski Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Sazak, “Türk milliyetçisinin yegâne hassasiyeti bölücü terör mü? Dilimiz, töremiz, ahlakımız, estetiğimiz, ekonomimiz yok ediliyor, ne gam” mesajı vererek MHP üyeliğinden istifa etmişti.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Sazak’ın istifa kararının ardından sosyal medya hesabında açıklama yaptı.
Süleyman Sazak, sert eleştirilerle MHP’den istifa etti
Gün Sazak’ın oğlu Süleyman Sazak, ülkenin gidişatına eleştirilerde bulunarak MHP’den istifa ettiğini duyurdu.
Yalçın, şu mesajı verdi:
‘İHRAÇ İŞLEMLERİNİN BAŞLATILDIĞINI ÖĞRENDİ’
“Geçmişte MHP’de önemli sorumluluklar üstlenmiş bir iki kişi ihraç işlemlerinin başlatıldığını öğrendiğinde, ülkücü adabını ve ahlakını bir kenara bırakarak partimizi ve Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’yi terbiyesiz ve saygısız ifadelerle eleştirmeye yeltenmiştir.
MHP’ye saldıran bu gibi proje isimler ne ilk ne de son olacaktır. Hayatlarını içinde yer aldıkları camianın değerlerini özümsemeden, nasıl bir davanın adamı olduklarını idrak etmeden geçirenlerin, kalan ömürlerini kıylükal ile harcamaları normaldir.
Bu gibilerin evveli hüsran, ahirleri de ziyandır. Oysa MHP ve Ülkücü Harekette; vefa, kadirşinaslık, davaya sadakat, geçmişte sergilenen ortak çabalara ve omuz omza verilen mücadeleye hürmet esastır. İnsanlar birbirlerini tenkit edebilirler, ancak eleştirmenin dozu ve kalibresi iyi ayarlanmalı; kelamın değeri, seviyesi, ahlakı olmalıdır. Hak edene hak ettiği dilden konuşmak ise başka bir husustur.
‘KARAKTERİ AŞINMIŞ’
Lakin söz konusu olan MHP ve Milliyetçi Hareketin lideriyse orada devreye Ülkücü ahlakı ve Ülküdaşlık hukuku girmelidir. Ülkücü olmanın ve Ülkücü ahlakının en temel göstergelerinden biri, liderine ve büyüklerine karşı hürmetkâr olmaktır. Eğer artık davaya inanmıyor ve onun liderinin siyasi anlayışıyla uygulamalarına katılmıyorsanız; bunu dillendirirken hiç olmazsa edepli, saygılı olmak zorundasınız. Bu; sizin muhatabınızdan çok, izzetinefsinize vermeniz gereken kıymetin ve milletinize olan borcunuzun icabıdır.
Ülkücüler, davalarına sadakat ve birbirlerine karşı terbiyelerini muhafaza hususunda hem kendilerine hem de varlık sebepleri olan millete söz vermişlerdir. Sözlerini tutmayanlar, Ülkücülük gömleğini çıkarmışlar demektir. Geçmişine, hatıralarına ve en önemlisi de davasına ihtiram duymayanların; kendilerine saygısı olmadığı gibi, topluma da hayrı kalmamış, karakterleri aşınmış ve kağşamış demektir. Geçmişte de böylesi suiistimallere ve kendilerine şahsiyet veren bir davanın ismetini kirletmeye dönük suiistimallere şahit olduk. Sırf siyaseten zor duruma düşüreyim, kamuoyu önündeki itibarını zedeleyeyim, haksız çıkarayım diye; inandıkları değerleri çiğneyip partimize ve Milliyetçi Hareketin liderine saldıranlar, bundan hiçbir şey elde edemeyip kendilerine ve millete zarar vermişlerdir.
Hz. Ali efendimizin şu sözü, boş konuşan ve malayani ile vakit zayi eden hamakat ehli için kulağa küpe olacak cinstendir: ‘Susmak vakardır.’ Gevezelik ve faydasız sözlerle iştigal etmek yerine susmak, aklı başında her insan için vakarlı bir duruş anlamına gelmektedir”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***