Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

ECPS’den popülizm raporu: Dinsel popülizmin kaçınılmaz sonu otoriterlik

ECPS’den popülizm raporu: Dinsel popülizmin kaçınılmaz sonu otoriterlik



Dördü Müslüman, biri Hindu çoğunluklu beş Asya ülkesinde yapılan bir akademik araştırma İslamcı ya da Hinduist dinsel popülist siyasi hareketlerin hızla otoriterleştiğini akademik verilerle ortaya koydu.
2021 Eylül ayında Brüksel’de kurulan Avrupa Popülizm Araştırmaları Merkezi (ECPS), “Asya’da Dinsel Popülizm, Siber Uzay ve Otoriterlik” başlığıyla 40 sayfalık bir rapor yayınladı.
Hindistan, Endonezya, Malezya, Pakistan ve Türkiye’yi kapsayan raporda, yüzyıllara dayalı çoğulcu yönetim yapısına ve oldukça heterojen toplum özelliklerine sahip olmalarına rağmen, bu beş ülkelerdeki hak ve özgürlükleri önceleyen köklü demokratik kültürün ve liberal demokrasiyi garanti edecek birikimin dinci popülistler eliyle aşındırıldığı belirtilidi.

Avustralya’nın Deakin Üniversitesi’nden Prof. Dr. İhsan Yılmaz liderliğinde 5 ülkeden 6 akademisyen ve araştırmacı tarafından hazırlanan raporda, yakın zamana kadar Latin Amerika ve bazı Avrupa ülkelerine has bir politik olgu olduğu düşünülen otoriter popülizmin dini ve milliyetçiliği esas alan İslamcı veya  Hinduist siyasi hareketler eliyle Asya ülkelerini de etki altına aldığı kaydedildi.
İNANÇ VE POPÜLİZMİN VAR ETTİĞİ HİPER GERÇEKLİK POLİTİK ALANA DÖNÜŞTÜ 
Raporda, kitlelerin siyasi amaçlarla harekete geçirilerek seferber edilmesinde dinsel söylemlerin gücüne dikkat çekilerek, inanç ile popülizm buluşmasının oluşturduğu hiper gerçekliğin hem dijital hem de gerçek dünyada sosyo-politik olayların cereyan ettiği bir alana dönüştüğüne dikkat çekiliyor.
Özellikle, dinsel popülizmin dijital alandaki etkilerine odaklanan ECPS raporu, Batı ve Güney Asya’da otoriter dinci-popülist siyasi hareketlerin iktidarda olduğunun, Doğu Asya’da ise bu tarz otoriter dinci-popülist siyasi hareketlerin şimdilik parlamento dışında olduğunun altını çiziyor.
Bu ülkelerde Internet ve dijital mecraların yönetilme şeklinin mukayese edildiği raporda, vatandaşların Internet’e erişimlerinin ve bu mecralarda kendilerini ifade etmelerinin önündeki sorunlar “erişim engeli,” “içerik sınırlaması” ve “kullanıcı haklarının ihlali” şeklinde üç kategoride sınıflandırılıyor.
Bütün otoriter sistemlerin kullandığı bu yasakçı paketin uygulanmasında incelenen ülkeler arasındaki farklılıkların ve benzerliklerin mukayese edildiği raporda, bu ülkelerde muhaliflerin ve demokrat seslerin alanının sürekli daraltıldığı, otoriter dinci-popülist söylemlerin alanının ise sürekli genişletilerek seslerinin yükseltildiği bulgusuna yer veriliyor.
SANSÜR, DEZENFORMASYON, TUTUKLAMALAR VE DİJİTAL ŞİDET ORTAK ÖZELLİK
Rapor, Türkiye’nin da aralarında bulunduğu dijital otoriter popülizmin baskın olduğu bu 5 Asya ülkesinde, otoriter dinci-popülist iktidarların ve hareketlerin takip, sansür, dezenformasyon kampanyaları, Internet’in kısmen ya da toptan kapatılması ve organize siber saldırıların yanı sıra tutuklamalar ve dijital alanda şiddetin yayılması gibi yöntemlerin ortak özellikler olduğu kaydediliyor.
Bu ülkelerde İslamcı ya da Başbakan Narendra Modi örneğinde olduğu gibi Hinduist iktidarların siber uzayın kontrolü konusunda toplumdaki dinci-popülist güçlerle koordineli çalıştıklarına işaret edilen raporda, dijital otoriterliğin tesisinde milliyetçiliğin yanı sıra dinci siyasetin rolü akademik verilerle gözler önüne seriliyor.
HEDEFE KOYDUKLARI KURBANLARA TELAFİSİ İMKANSIZ ZARARLAR VERİYORLAR  
İncelenen 5 Asya ülkesinde iktidarda olan siyasi liderlerin çoğunun internet yasaklarını dinsel argümanlarla meşrulaştırma yoluna gittiğine değinilen raporda, dini liderlerin de “ahlaki hastalıklar” ve “inançsızlık” salgınını sınırlama argümanıyla bu tür yasakları destekledikleri ifade ediliyor. “Halk” adınaymış gibi hareket edilerek temel hakları ve sivil özgürlükleri kısıtlayan politika değişikliklerinin arkasındaki itici gücün dinci popülizm olduğu kaydedilen raporda, dijital alanın kısıtlanmasının asli dini duyguların değil, dinsel temalarla popülist dilin birleşiminin oluşturduğu hibrit tarzın sonucu olduğunun altı çiziliyor.

Serbest Görüş:
dCem Özdemir: Otoriter rejimlerin eski oyunudur, birilerini hedef tahtasına koymak
dUluslararası Şeffaflık Örgütü: Pandemi otoriterleşme ve yolsuzluğu arttırmak için kullanılıyor

 
Raporda, Türkiye, Pakistan, Malezya ve Endonezya’daki İslamcı trollerin, Hindistan’da ise Hindutva trollerinin son yıllarda daha önce hiç olmadıkları kadar kendilerini muktedir ettiklerini, fiziken görmeksizin hedefe koydukları kurbanlarına telafisi imkânsız büyük duygusal ve psikolojik zararlar verdiklerine özellikle vurgu yapılıyor.

Daha Fazla Göster:

Otoriterlikpopülizmşeffaflık

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version