Milli Eğitim Şûrası’nda 4-6 yaş çocukların eğitimine din eğitimi eklenmesine ilişkin tavsiye kararın kabul edilmesine tepkiler sürerken, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’tan dikkat çeken bir açıklama geldi. Arnavutköy Müftülüğüne bağlı “Arnavutköy Ravza 4-6 yaş Kur’an Kursu” açılışına katılan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, burada yaptığı konuşmada, küçük yaşta dini eğitime işaret etti. Erbaş’ın açıklamasının Milli Eğitim Şûrası’nda 4-6 yaş çocukların eğitimine din eğitimi eklenmesine ilişkin tavsiye kararın kabul edilmesine yönelik tepkiler sürerken gelmesi dikkat çekti.
Arnavutköy Müftülüğüne bağlı “Arnavutköy Ravza 4-6 yaş Kur’an Kursu” açılışına katılan Erbaş, burada bir konuşma yaptı.
Erbaş, şunları söyledi:
“Cami burada suffe de burada. Mektep. Kur’an kurslarımız bugün suffenin varisleridir. Suffenin şubeleridir. O suffede kimler yetişmiş? Hazreti Aliler, Hazreti Ömerler, Hazreti Fatımalar, Hazreti Zeynepler, Hazreti Aişeler orada yetişti. Küçük yaşlarından itibaren çocuklar, Kur’an-ı Kerim’in bütün insanlığa vaaz ettiği, emrettiği iyiliklerle donatılmalı. İşte bunu küçük yaşlarda çocuklarımıza vermek zorundayız. Öteden beri bizim tarihimize ve medeniyetimize baktığımızda büyük alimlerin küçük yaşlarda temel dini bilgileri aldıklarını görüyoruz. İbn-i Sina örneğini verelim. Altı asır boyunca kitabı dünyanın her yerinde ders kitabı olarak okutuldu. Aynı zamanda ulum-i İslamiyyede zirve bir isimdir. 11 yaşında hafız olmuştur. Farabiler, İbn Rüşdler, matematiğin kaşifi İbnü’l Heysem küçük yaşlarda temel dini bilgileri alarak o alana başlamıştır. Cebirin kurucusu El Cabir yine küçük yaşlarda temel dini bilgilerini aldıktan sonra bu alana yoğunlaşmıştır. Akşemseddin hazretlerini herkes bilir. Fatih Sultan Mehmet’in hocasıdır. Fatih’e sadece ulum-i İslamiyyede değil, matematik konusunda da en büyük hocalığı yapmıştır. Zamanının büyük matematikçilerinden birisidir Akşemseddin hazretleri. Müspet ilimlerle dini ilimler arasında bizim geleneğimizde hiçbir ayrım yoktur. Kur’an ilimleriyle uğraşmak ne kadar faziletli bir işse, fen ilimleriyle uğraşmak o kadar faziletli bir iştir. Çünkü fen ilimlerinden bihaber olanların Kur’an-ı Kerim’i anlaması çok zordur.”
‘BUNU ÇOCUKLARA KÜÇÜK YAŞLARDA ÖĞRETECEĞİZ’
Erbaş, Lokman Suresi’nin 12. Ayetindeki “Andolsun, biz Lokman’a ‘Allah’a şükret’ diye hikmet verdik.” ifadesini okuyarak, “Hikmet nedir? İlimdir, irfandır, bilgidir. Her şeyi yerli yerine koymaktır. Bunu ne zaman öğreteceğiz çocuklara? İşte küçük yaşlarda. Lokman Aleyhisselam gibi…” dedi.
Eğitim bilimcilerinin, insanın karakterinin büyük kısmının 7 yaşından önce oluştuğu konusunda hemfikir olduğunu söyleyen Erbaş, “Peygamber Efendimizin o mucizevi hadisi. ‘Çocuklarınız 7 yaşına gelinceye kadar onlara temel dini bilgileri öğretiniz.’ Abdest nasıl alınır, namaz nasıl kılınır, sevgi, saygı nedir, evrensel değerler nedir? İşte devletimizin imkanları ve milletimizin katkılarıyla yapmış olduğumuz eğitimlerde yaş sınırı gözetmeksizin bütün insanlarımıza hizmet etmeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
MİLLİ EĞİTİM ŞURASI’DAN ‘OKUL ÖNCESİ DİN EĞİTİMİ’ KARARI ÇIKMIŞTI
Milli Eğitim Şûrası’nda komisyonda görüşülmeyen, “Okulöncesi kademede din eğitimi verilsin” teklifi, Genel Kurul’da oylamaya sunulmuş, iktidara yakınlığıyla bilinen Eğitim Bir Sen’in önergesi üzerine yapılan oylamanın ardından teklif, oy çokluğuyla kabul edilmişti. Uzmanlar, din eğitiminin erken dönemde okullarda verilmesinin çocuklar için doğru ve uygun olmadığı yönünde uyarıyor.
EĞİTİM SEN’DEN TEPKİ GELMİŞTİ: ÇOCUKLARA ZARAR VERECEK
Eğitim Sen’den Şûra’da alınan karara ilişkin şu açıklama yapılmıştı:
“Eğitim sisteminde ve genel olarak toplumsal yaşamda iktidarın kendi dünya görüşüne, yaşam tarzına ve inancına uygun nesiller yetiştirme yönündeki uygulamaları tüm topluma yönelik fiili bir baskı ve dayatma haline geldiği bir dönemde alınan bu karar 4-6 yaş grubundaki tüm çocuklar için büyük bir tehdittir. Geçmişte ‘günahları çoğalmadan cennete gitmek için ölmek isteyen’, ‘annesini kapanması için uyaran’ çocuklara ilişkin olarak yaşanan örnekler, bu kararın uygulanması halinde daha da artacaktır. MEB’in görevi iktidarın dindar nesil yetiştirme hedefini gerçekleştirmek için çalışmak değildir. Çocuk ve gençleri insanlığın ortak evrensel değerleri doğrultusunda yetiştirmek, çocukların üstün yararını gözeten, çocuk ve gençlerin kendini gerçekleştirebilmesi ve eleştirel düşünce becerisini kazanabilmesine olanak sağlayacak somut adımlar atmak olmalıdır.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***