AİHM, Deniz Yücel’in tutukluluğu konusunda yapılan başvuruda Türkiye’nin AİHS’nin “özgürlük ve güvenlik” ile “ifade özgürlüğü” maddelerini ihlal ettiğine hükmetti. Mahkeme, Türkiye’yi tazminata mahkum etti.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 27 Şubat 2017’de “terör örgütü propagandası yapmak” ve “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” suçlarından tutuklanan Alman Die Welt gazetesi Türkiye muhabiri Deniz Yücel’in açtığı davada, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS)’ni ihlal ettiğine hükmetti.
Türkiye’nin Yücel’e 12 bin 300 euro manevi tazminat, 1000 euro da mahkeme masrafı ödemesi kararlaştırıldı.
Tarafların üç ay içerisinde karara itiraz etme hakkı bulunuyor.
Deniz Yücel, kararı yetersiz bulduğunu söyledi.
‘Özgürlük ve güvenlik hakkının ihlali’
Mahkeme tarafından bugün paylaşılan kararda, Türkiye’nin AİHS’yi üç kez ihlal edildiğine hükmedildiği belirtiliyor.
AİHM 28 Mayıs 2019’da Türkiye’de Anayasa Mahkemesi’nin Yücel’in lehine verdiği 3 bin 700 euro’luk tazminat kararının yetersiz olduğuna ve bu nedenle yasa dışı gözaltı için tazminat hakkının doğduğuna hükmetti.
Mahkeme, Yücel’in suç işlediğine dair yeterli kanıt oluşmadan mahkemeye çıkarılıp yargılanmasının AİHS’in öngördüğü özgürlük ve güvenlik hakkının ihlali anlamına geldiğine karar verdi.
Kara göre Türkiye, Yücel’i tutuklayarak ifade özgürlüğüne doğrudan müdahalede bulunduğu için AİHS’i ihlal etti.
Mahkeme tutuklamanın siyasi nedenlerle yapıldığı anlamına gelen 18’inci maddeye yönelik başvuruyu, ifade özgürlüğü ve özgürlük hakkı ile ilgili değerlendirmelerinin yeterli olduğunu söyleyerek değerlendirmeye tabi tutmadığını belirtti.
Deniz Yücel: Kısmen hayal kırıklığı olarak görüyorum
Gazeteci Deniz Yücel Twitter hesabından paylaştığı değerlendirmede, AİHM’nin ”Bu süreçte siyasi saiksiz hiçbir konu yok” ifadesini alıntılayarak, ”Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye’de tutuklanmamı hukuka aykırı buldu. Yine de bu kararı kısmen hayal kırıklığı olarak görüyorum” dedi.
Die Welt gazetesine konuşan Yücel, hayal kırıklığının nedenini şu sözlerle açıkladı:
“Strasbourg yargıçlarının özgürlük ve güvenlik hakkımın ve ifade özgürlüğü hakkımın ihlal edildiğini tespit etmesi sevindirici. Ancak hayal kırıklığı yaratan şey, 9 aylık hücre hapsine ve zaman zaman Silivri 9 No’lu yüksek güvenlikli cezaevinde maruz kaldığım psikolojik ve fiziksel şiddete rağmen yargıçların işkence yasağının ihlalini bulmak istememeleri.”
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’ne göre Yücel’in avukatı Veysel Ok, kararın Yücel’in tutukluluğundan beş yıl sonra geldiği için geç kaldığını belirtti ve şunları söyledi:
“Deniz Yücel’in gazetecilik faaliyetleri gerekçe gösterilerek tutuklanmasının keyfiliği ve hukuksuzluğu AİHM tarafından tescillenmiş oldu. AİHM’in Deniz Yücel’in ifade özgürlüğünün ve hürriyet hakkının ihlal edildiği tespiti, Türkiye’de gazetecilerin işlerini yaptıkları için yargılanıp hapsedildiklerini göstermesi açısından önemli” ifadelerini kullandı.
Ok, AİHS’nin 18. maddesinin ihlali çıkmamasıyla eksik olduğunu belirterek, “Hukuksal mücadelemiz sürecek. 18. madde ihlali iddiamızı Büyük Daire’ye götüreceğiz” dedi.
Ne olmuştu?
Türkiye ve Alman vatandaşı olan Deniz Yücel, 14 Şubat 2017’de gözaltına alınmıştı. Yücel, dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın hacklenen e-postalarına yönelik haberleri nedeniyle “Terör örgütüne üye olmak, kişisel verileri kötüye kullanmak ve terör propagandası yapmakla” suçlanmıştı. Yücel’in 4 yıldan 18 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Deniz Yücel’i “Alman ajanı” olarak nitelendirmişti.
Yücel, soruşturma kapsamında 27 Şubat 2017’de tutuklanmıştı.
Tutukluluk kararı Almanya ile Türkiye ilişkilerinde gerilime neden olmuş, Almanya’da Yücel’in tutukluluğunu protesto etmek için çok sayıda gösteri düzenlenmiş ve Alman siyasetçiler de tepkilerini dile getirmişti.
Yücel, tutukluluğunun, “iki ülke arasında kirli bir pazarlıkla” son ermesini istemediğini söylemişti.
32. Ağır Ceza Mahkemesi, 16 Şubat 2018’de hazırladığı tensiple Yücel’in tahliyesine karar vermişti.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***