Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Yarın (30 Kasım): Barbados cumhuriyet, 2. Elizabeth kraliçe değil

Enes Özkan


Elli beş yıl önce İngiltere’den bağımsızlığını kazanan bununla birlikte İngiliz Milletler Topluluğu’na bağlı kalan Barbados, yarın, bağımsızlığının tam da 55. yılında cumhuriyet ilan edecek.

Geçen hafta parlamentonun iki kanadının da üçte iki çoğunluğuyla kabul edilen cumhuriyetin ilanı kararıyla birlikte İngiltere Kraliçesi’nin devlet başkanlığı ve Genel Vali’nin onun temsilcisi olma görevleri de sona ermiş olacak.

Ülke böylece İngiliz Milletler Topluluğu toprağı olmaktan çıkmaya hak kazanacak. Ancak parlamentoda yapılan oylamada “yönetişim, serbest ticaret, ekonomik işbirliği, insan hakları” gibi konularda yol kat edebilmek için bu alanlarda Milletler Topluluğu’na bağlı kalınması kararı alındı.

Daha önce cumhuriyet ilan ederek İngiliz Milletler Topluluğu’ndan çıkan iki Karayip ülkesi Guyana ile Trinidad Tobago da aynı yolu izlemişlerdi. Trinidad Tobago 1976’da, Guyana ise 1978 yılında cumhuriyet olmuşlardı.

Barbados’un yarınki cumhuriyet ilanıyla birlikte bir zamanlar koloni olup bağımsızlığını kazanan ve ardından cumhuriyet ilan ederek Milletler Topluluğu’ndan ayrılan ülke sayısı üçe çıkmış olacak.

Çoğu Barbadoslu için cumhuriyetin ilanı hayatlarında bir değişikliğe sebep olmayacak. Örneğin Bridgetown’da taksi şoförlüğü yapan Norman Alleyne, ayın başında Prens Charles’ın adayı ziyaret ettiğini hatırlatarak “sanırım ortada bir muvazaa var” dedi. 60 yaşındaki Alleyne yine de cumhuriyetin ilanı için geç kalındığını ifade etti ve “beni, benim gibi burada doğup burada yaşayan birisi yönetmeli” dedi.

Cumhuriyet ilan edeceğini duyuran Barbados’u bu ayın başında Prens Charles ziyaret etmişti.

Bir başka Barbadoslu Deane ise cumhuriyet rejimine halk olarak hazır olduklarını ifade etti.

Siyasette Başbakanın görev ve yetkileri aynı kalırken Cumhurbaşkanı Mason’un rolü tıpkı İngiliz Kraliçesi gibi sembolik olacak.

Asıl değişiklik dış ilişkilerde meydana gelecek. Ülke artık büyükelçilerini ve diğer diplomatlarını kraliçenin onayını aramadan atayabilecek.

1651 yılında İngiltere sömürgesi haline gelen Barbados, ilk olarak 1951’de dönemin valisi Lord Francis Willoughby’le birlikte bağımsızlığını ilan etmişti. Üç asırlık kolonizasyonun ardından gelen bağımsızlık büyük bir coşkuya sebep olsa da bu kısa süreli bir bağımsızlık olmuştu. Zira Kraliyet Donanması adayı ablukaya almış ve teslim olmaya zorlamıştı.

1977 yılında adayı ziyaret eden Kraliçe Elizabeth.

Bu tarihten on beş yıl sonra Barbados 30 Kasım 1966 tarihinde İngiltere’den bağımsızlığını elde etmeyi başardı. 287 bin nüfusa sahip Barbados, en gelişmiş ve kalabalık Karayip adalarından biri. Diğer adalara göre yüksek ekonomik gelişmişliği nedeniyle “Karayiplerin küçük İngilteresi” olarak anılıyor.  

Ekonomisi uzun yıllar şeker ihracına dayanan Barbados, bir zamanlar Milletler Topluluğu’nun “şeker kralı” olarak isimlendiriliyordu. Ülke son yıllarda turizm sektöründe yaptığı atılımlarla tatil için gözde bir konum elde etmiş durumda. Koronavirüs salgını sürecinde turizm gelirleri eriyen ada ülkesinde işsizlik çift hanelere çıkmıştı.

Pandemi sürecinde İngiltere’den yeterli destek bulamaması ve aşı tedariğinde ikinci plana atıldığı hissi, Barbados halkının İngiltere’yle bağlarını sorgulamasına neden oldu. Özellikle George Floyd’un öldürülmesinin ardından “Black Lives Matter” protestolarında İngiliz sömürgeci generallerinin heykellerinin yıkılması, Barbadoslulara romantik bir milliyetçilik aşısı oldu.

Yarından itibaren ülkenin ilk cumhurbaşkanı olacak olan Sandra Mason, 2018’den bu yana adayı Genel Vali olarak yönetiyordu. Mason aynı zamanda Barbados Yüksek Mahkemesi’nin ilk kadın hâkimi unvanına da sahip.

Barbados Cumhurbaşkanlığı seçimi geçtiğimiz hafta parlamentonun her iki kanadının ortak oturumunda gerçekleştirildi. Başbakan Mia Mottley “yeni devlet başkanımızın Barbadoslu bir kadın olması çok önemli. Bu oylama ulusumuz için çığır açıcı bir oylama” dedi.

Parlamentodaki oylamanın ardından yaptığı konuşmada Mottley, “396 yıllık İngiliz yönetiminin ardından Barbados halkı olarak kendimize güvenimiz tam ve bunun mümkün olduğuna inanmamızın da zamanı geldi. Bu ulusa mensup birisi artık diğer dünya vatandaşlarıyla aynı imza yetkisine sahip” sözleriyle heyecanını dile getirdi.

Başbakan “Artık burada doğmamış, burada yaşamayan ve burada yaşayanların gündelik hayatlarına dair söz hakkı olmaması gereken kişilerin onayına ihtiyaç duymuyoruz” diyerek İngiltere Kraliçesine de gönderme yapmış oldu.

Barbados hükümeti 15 Eylül 2020’de cumhuriyeti ilan etme planını açıklamıştı. Genel Vali Sandra Mason da o günlerde “sömürge tarihini tümüyle geride bırakmanın zamanı geldi. Barbadoslular Barbadoslu bir devlet başkanı istiyor. Bu bizim kim olduğumuza ve neyi başarabileceğimize dair bir güven ifadesidir” demişti.

Ülkede cumhuriyet tartışmaları uzun yıllardır devam ediyordu. 1998 yılında yapılan bir anayasa değerlendirmesinde yönetim şeklinin cumhuriyet olması tavsiye edilmişti.

Uzmanlar Barbados’un kararının bölgede siyasi değişiklik için sırada bekleyenleri cesaretlendireceği görüşünde. Önümüzdeki süreçte İngiliz monarşisinin sömürge geçmişinin daha açık yürekli bir şekilde tartışılabileceği değerlendiriliyor.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version