Tutukluların şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdiği cezaevlerinden gelen hak ihlalleri haberleri bitmiyor. Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Hatice Arat, ailesiyle yaptığı telefon görüşmesinde yaşadıkları hak ihlallerini anlattı.
Arat’ın kardeşi Zozan Arat, ablasının 2007 yılında siyasi gerekçelerle tutuklanarak 27 yıl hapis cezası verildiğini aktararak, her sevk edildiği cezaevinde farklı farklı ihlallere maruz kaldığını belirtti.
‘KİTAP VE DEFTERLERİ ALMAKLA YETİNMİYORLAR’
Ablasının şu an kaldığı cezaevinde sık sık koğuşlara baskın düzenlendiğini paylaştığını ifade eden Arat, “Ablam ‘Durumumuz kötü, haftada bir koğuşlara baskın yapılıyor. Erkek gardiyan ve askerler postallarıyla içeri girip kitap ve defterlerimize gerekçe bildirmeden el koyuyor. Kitap ve defterleri almakla yetinmiyorlar. Onları koyduğumuz sepeti bile alıyorlar’ diye konuştu” diye kaydetti.
‘GÖTÜRDÜĞÜM KIŞLIK ELBİSELER İÇERİ ALINMADI’
Arat, ablasına götürdüğü kışlık elbiselerin cezaevi yönetimi tarafından içeri alınmadığını ifade ederek, “Koronavirüs salgınını sorduğumda hastalıktan beter bir uygulamayla karşı karşıya kaldıklarını bildirdi. Ablam, ‘Havalandırma yasaklandı. Diğer arkadaşlarımızdan haber alamıyoruz. Özel eşyalarımıza el konuluyor. Kalem, defter ve elbiselere el koyuyorlar. Temizlik ihtiyaçları verilmiyor. Maske istiyoruz vermiyorlar. ‘Yok’ diyorlar’ dedi. Kantin fiyatları da çok pahalı” diye kaydetti.
‘BİZİM ELİMİZDESİNİZ, İSTEDİĞİMİZİ YAPABİLİRİZ’
Tutukluların cezaevi idaresi tarafından “Bizim elimizdesiniz, istediğimiz şeyi yapabiliriz” şeklinde tehdit edildiklerini anlatan Arat, şunları söyledi: “Annemi koronadan kaybettim. 8 ay önce de ablam koronaya yakalandı. İyileşti ama zor geçirdi. Ablam koronaya yakalandığında ‘kendi kendinize iyileşsin’ dediler. Zor şartlar altında koronayı yendi. Ancak cezaevi yönetiminin sorumsuzlukları yüzünden o ve arkadaşları tekrardan salgına yakalanabilir. Bizi aradığında yaşadığı sorunları anlatırken ‘Sessizimize ses olun’ diye çağrıda bulundu. Cezaevlerinde yaşanan onca hukuksuzluğa sessiz kalmayalım. Seslerine ses olalım.”
Son bir ayda yaşanan cezaevindeki ölümleri hatırlatan Arat, “Bu kentte bir günde iki cenaze geldi. Başka cenazelerin gelmesini istemiyoruz. Annemi koronadan kaybettim. Ablamı da korona ya da şüpheli bir şekilde ölmesini istemiyoruz. Hukuk tanımayan cezaevi yönetimi tutuklulara her şey yapabilir. Acil bir şekilde önlem alınması gerekiyor” diye kaydetti.
DİYARBAKIR D TİPİ CEZAEVİ: KÖPEKLERLE KOĞUŞ BASKINI
Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde 4 yıldır tutuklu olan Muhammed Kartal da annesi Afife Kartal’la yaptığı kapalı görüşte baskıların arttığını aktardı. Gardiyanların köpeklerle koğuşlara baskın düzenlediğini öğrendiğini belirten anne Kartal, duruma karşı çıkan tutukluların tekli hücrelerle tehdit edildiğini ifade etti. Anne Kartal, söz konusu baskılarla son günlerde yaşanan tutuklu ölümlerinin birbiriyle bağlı olduğunu söyledi.
Oğlunun 2 kişiyle birlikte tutulduğunu ve gardiyanların ağır hakaretlerine maruz kaldığını ifade eden Kartal, yaşananları “hukuksuzluk” olarak değerlendirdi. Kartal, oğlunun aktarımlarını şöyle paylaştı: “3 kişi koğuşta kalmamıza rağmen 9 kişi köpeklerle koğuşlara girdi. Ne kitap ne mektup ne de defter bırakmadılar. Bütün mektup pullarını dahi götürdüler. Ağır hakaretler savurarak, kaba dayak attılar. Üzerimize çok geliyorlar. Bizi öldürseler de haberiniz olmaz. Bu kadar baskı yaşanırken sizler neden dışarıda ses çıkarmıyorsunuz? Gardiyanlar bizlere ‘Sizi tek tek tekli hücrelere atarız’ tehdidinde bulunuyorlar.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***