Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Kılıçdaroğlu: Erdoğan ne yaparsa yapsın göreceksiniz AKP’yi geçeceğiz, birinci parti olacağız

Kılıçdaroğlu: Erdoğan ne yaparsa yapsın göreceksiniz AKP’yi geçeceğiz, birinci parti olacağız


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, internet haber sitelerinin temsilcileriyle buluştu.

Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanlığı’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik başlattığı soruşturma ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, “Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu gerekirse görevden alınır” sözleri üzerine “Bahçeli’nin sözlerini ciddiye almıyorum. Belediye başkanı görevden alınır mı, başkası seçilir mi, bunu yapmak isteyenler akıllarını ekmek peynirle yemiş kişilerdir. Geçmişte de bizim belediyelere yönelik polis baskınları çok oldu. Biz belediye başkanlarımıza bir metin gönderdik. Polis baskını olduğunda hangi önlemleri alacaksınız? Şimdi o maddeleri güncelliyoruz. Bu hamlelerin tamamı bizim için iyi. Teşekkür ediyoruz kendilerine. Yapsınlar. Bu milletin bir vicdanı var” diye konuştu.

Dövizin düşmesiyle muhalefetin moral üstünlüğünü iktidara kaybettiği yorumlarını değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Bizim moral üstünlüğümüzde sorun yok. İktidar moral üstünlüğü elde ettik diye düşünebilir. Ama güvenin olmadığı yerde bu olmaz. Toplumun güveni yok. Moral üstünlükleri varsa sandığı getirsinler” yorumunu yaptı.

Kılıçdaroğlu, “CHP’nin oyu hemen sıçradı, çok büyüdü değil ama gayet istikrarlı sürekli yukarıya doğru gidiyor. 28 küsürlerde şu anda. Sağlıklı, tutarlı bir artış var. Yeterli mi yeterli değil ama biz göreceksiniz AKP’yi geçeceğiz, birinci parti olacağız. Erdoğan ne yaparsa yapsın, biz önümüzdeki seçimlerde birinci parti olacağız” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu’na yöneltilen sorulardan bazıları verdiği yanıtlar şöyle:

Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda ittifak bileşenlerinin uzlaştığı bir isim var mı? Abdullah Gül’ün adı geçiyor mu?

Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda uzlaşma olması bir araya gelmemize bağlı ama biz bu konuda bir araya gelmedik. Millet ittifakını oluşturan bileşenler ve sonradan güçlendirilmiş parlamenter sistemi savunan Gelecek ve Deva partilerinin genel başkanlarıyla bu konu görüşülmüş değil. Uzlaşma oldu mu olmadı mı, Gül’ün adı geçti mi, geçmedi mi. Bir görüşme olmadı ki geçsin.

Helalleşme konusunu ifade ettiniz. Bu helalleşme içerisinde Tayyip Erdoğan ve çevresi, Fethullah Gülen ve çevresi var mı?

Helalleşme çağrımız… Bunu ikiye ayırdık. Konusu suç olan bir olay varsa bu yargıya gidecek. Ama karşılıklı olarak birbirimizi kırmışsak bunun bir helalleşmesi olması lazım. Fethullah Gülen’i sordunuz. Ben kendisiyle hiç yan yana gelmedim. Oturup konuşmadım. Birbirimizi kırmak gibi bir durumumuz yok. Nesini helalleşeceksiniz. Ama kendisinin yarattığı ciddi bir toplumsal travma var. Bu da zaten yargıda. Yargı ne yapar, kadar amacına ulaşır, onu da bilmiyoruz.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Milet İttifakı’nın cumhurbaşkanlığı sistemini değiştirmek dışında ortak politikası olmadığını söyledi. CHP dışından biri olur da cumhurbaşkanı seçilirse bu vaatleri uygulayacak mı?

Doğru söylüyor Temel bey. Güçlendirilmiş parlamenter sistem dışında her partinin ekonomiye bakışı farklı mesela. Öncelikleri farklı olabiliyor. Biz anlatıyoruz, İYİ Parti anlatıyor. Deva Partisi mesela anlatıyor. Dolayısıyla ittifakı oluşturan partiler aynı zamanda birbirinin rakibi. Her parti daha fazla oy almak ister. Zaten demokratik bütün kuralları yeniden çalıştırmış olacağız, temel amacımız bu. 6 ay içerisinde yapacaklarımız belli. Biz iktidar olacağımıza inandığımız için 6 ayda neler yapacağımızı söylemek isteriz. Bu da bizim görevimiz. Bizim seçim bildirgemiz çıkacak ortaya. Diğer partilerin de olacak.

Belki ekonomi konusunda temel noktalarda uzlaşabiliriz. O konuda da bir çalışma yapılıyor. Millet İttifakı ne yapılabilir, o çalışma da yapılıyor. Henüz ortaya çıkmış bir metin yok.

KPSS’den yüksek puan alanların mülakat sınavında elenmesi gündemde. CHP’li belediyeler mülakatı kaldırabilir mi?

Biz, mülakatı kaldıracağımızı söyledik. Ama belli görevler için mülakat zorunlu olabilir. O zaman da kamera koymak zorundayız. Soruları kim soruyor, verilen yanıtlar. Herhangi biçimde haksızlığa uğrayan kişi yargıya başvurduğunda kayıtlar gönderilir. Yargı, sorunu çözer. İlke olarak mülakatı kaldırıyoruz. KPSS’de 90 almışsa ataması yapılacak. Belli mesleklerde mülakat gerekirse de bunlar yapılacak. Geçmişte Danıştay, mülakatlarda kamera konulması kararı aldı. Sonra AKP bir kanun teklifi ile bunu kaldırdı. Çünkü torpil işleyecekti, torpili işlettiler. Sözlü mutlaka gerekiyorsa, bir hakim savcı, öğretmenlik sınavında. Fiziği, diksiyonu, anlatımı, bunlara bakmak lazımsa. Sözlü zorunlu olabilir bazı mesleklerde. Kamera koyar bakarsınız. Amaç torpili kaldırmak, kaldırırsınız. KPSS’de ise mülakatı kaldırır, atamayı yaparsın.

Yeni ekonomi modeli ile ilgili Hazine Bakanı’nın açıklamaları var. Israrla kamunun müdahalesi olmadığını  söylüyor. Bu açıklamalar çerçevesinde ekonomi modelinin işleyişini nasıl görüyorsunuz?

Ortada bir model yok. Kendi kendilerine model diyorlar. Bir modelin olması için birden fazla parametrenin olması lazım. Ekonomide bir tahterevalli var. Bir ucunda faiz baronları, diğerinde dolar baronları var. Birbirlerine çok uzak kişiler değil. Bir bu taraf, bir diğer taraf kazanıyor. 84 milyon kaybediyor. Model diyorlarsa böyle bir model var. Ekonomiyi para politikası ile yönetirseniz kaçınılmaz olarak gündeme gelir. Maliye politikasını bırakmışsınız, üretimi devre dışı bırakmışsınız, bir garabet içerisinde… Hazine devreye girecekmiş, zaten Hazine de giriyor, Merkez Bankası da giriyor, kamu bankası da giriyor. Ama bir türlü dengeyi sağlayamıyorlar. Satışlar konusunda rakamlarımız doğru. 19,1 milyar dolar para sattılar. Doğru değil diyorlarsa çok basit, Meclis açıldığında araştırma önergesini kabul edecekler. Hangi banka ne sattıysa ortaya çıkacak. Korkmamaları gerekir. Ama adım gibi biliyorum ki MHP ile birlikte önergeyi reddedecekler. Çünkü gerçeklerin bilinmesini istemiyorlar.

HDP, erken seçim önergesi veriyor. Destek verecek misiniz? Seçimlere kadar toplumda yükselen bu enerji konusunda ne yapmayı düşünüyorsunuz?

HDP verebilir. Geçmişte şöyle olmuş. Her parti veriyor, komisyon birleştiriyor. Genel Kurul’a gelip oylanıyor. Onlar taleplerini iletirler, biz de iletiriz, diğerleri de iletir. Herkes verebilir.

Ocak ayında ekonomik açıdan Türkiye’yi neler bekliyor?

Yeni bir faiz indirimi bizi şaşırtmaz. Ama Merkez Bankası’nın indirmesi piyasadaki faizi indirmiyor ki, başka birileri kazanıyor. Doları önce 18 lira yapıp aşağıya indirdiğinizde kim kazandı, birileri vurgun yaptı. Türkiye en büyük soygunu yaptı. O soygunu yapanları açığa çıkarmak için araştırma önergesi verdik. Merkez Bankası’ndan yüzde 14’ten alıyor bankalar, yüzde 22’den Hazineye veriyor. Hazine’den alınteri dökmeden faiz alıyorsun. Bildiğiniz soygun modeli bu. Soygunun projeksiyonu olmaz. 84 milyon insan bir avuç kişiye çalışır noktaya getirildi bu politikayla. Kredi kartlarına uygulanan faizde, çiftçinin kredilerinde düşüş oldu mu, hayır. Hiçbirinde düşmedi. Gidin bankalardan alın kredi şimdi, yüzde 30’u aştı. Hani düşecekti?

Erdoğan’ın haberi var mı, ayrı bir dünyada yaşıyor. Ekonominin kitabını yazdı biliyorsunuz. Kitabının olmadığı bulgulardan anlaşılıyor. Ekonominin e’sini bilmiyor. Bilse bunu yapmaz. Ekonomiye giriş kitabı vardı üniversitede. O kitabı dahi okumuş değil.

Seçimi kazanmanız halinde Suriye politikanız ne olacak? Türkiye’nin askeri varlığı sürecek mi?

İktidar olduğumuzda ki olacağız, yüzde 100. Suriye ile barışacağız, Mısır ile barışacağız, Libya ile barışacağız. Büyükelçilikleri açacağız. Suriyeliler’i de ülkelerine kendi iradeleriyle göndereceğiz. Can ve mal güvenliklerini sağlayacağız. Yaptığımız görüşmeler de oldu. İstanbul’da bir grupla görüştüm. Kadın sivil toplum örgütleri, siyasiler. İki yıl içinde nasıl göndereceksiniz bizi dediler. Anlattım. Çok mutlu oldular. ‘Biz kendi ülkemize gideriz bunları sağlarsınız’ dediler. Milyonlarca kişi asgari ücretin altında çalıştırılıyor diye anlattılar. AB fonları var, bizim müteahhitler yapacaklar evlerini. Fabrikalar yeniden çalışacak. Ortadoğu’da kavgayı değil, istikrarı sağlayacağız.

Z kuşağı oy kullanacak seçimde. Cumhurbaşkanı bir araya geliyor gençlerle, siz de geliyorsunuz. Gençliğe mesajınız nedir?

Gençlerle toplantı yapıyorum doğru. Önce şunu söylüyorum, ‘gelip de genel başkana şunu sor dediler mi?’ ‘Yok’ diyorlar. ‘Arzu ettiklerinizi sorabilirsiniz’ diyorum. ‘Vay bu soruyu nasıl sorarsın’ diye bir şey yok. Z kuşağı kendini bir parti altında tanımlamak istemiyor. Onlara özgürlüklerini vereceğiz. Rahatlıkla twitlerini atabilecekler. Cep telefonundan yurtdışına gidişe kadar özgür olacaklar. Yurtdışına çıkış konusunda farklı yerlerde sorular da geldi. ‘Umudumuzu da kaybettik’ diyorlar. Umutsuz olmamak gerektiğini, dünya siyaset tarihine güzel bir miras bırakacaklarını, otoriter bir yönetimi devrireceklerini, keyfine varmalarını söylüyorum. ‘Bizi cezalandıran bir diktatörü indireceğiz’ böyle bakıyorlar, böyle diyorlar. Y kuşağı biraz daha milliyetçi. Bunu da soruyorlar. Bizim iki çizgimiz var, vatanımız ve bayrağımız. Onun dışında her şeyi konuşuruz. İlk kez sandığa gidip oy kullanacaklarla ilgili başka bir kurumun anketinde CHP yüzde 42 ile açık ara önde. Onlar bizi iktidara taşıyacaklar.

“Kılıçdaroğlu gönüllülerini” örgütlemek amacıyla İç Anadolu’ya özel bir atama yaptınız. Bir adaylık sinyali mi bu?

“Kılıçdaroğlu gönüllüleri” İstanbul adaylığımdan bu yana vardı zaten. Ahmet Nazif bey daha önce orada okurken üniversitedeki gençleri örgütlemişti. Kayseri’ye gitti. Avukat oldu. Ben oraya gittiğimde iki toplantı düzenledi. Ben bütün orta Anadolu’da çalışmak istiyorum dedi. Yetki vermemi istedi ben de o yetkiyi verdim. Özel bir durum yok. Süren çalışmalar.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version