Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Dünya Eşitsizlik Raporu: Türkiye’de en zengin yüzde 10, tüm gelirin yüzde 54’ünü alıyor

Dünya Eşitsizlik Raporu: Türkiye'de en zengin yüzde 10, tüm gelirin yüzde 54'ünü alıyor


Dünya Eşitsizlik Raporu’na göre küresel milyarder sayısı, 2021’de rekor kırdı. Milyarderlerin toplam serveti bir yıl öncesine göre yüzde 75 arttı. Rapora göre Avrupa en eşit bölge, eşitsizliğin en derin olduğu bölge ise Orta Doğu ve Kuzey Afrika.

Ekonomist Thomas Piketty’nin kurduğu Paris merkezli Inequality Lab tarafından paylaşılan Dünya Eşitsizlik Raporu’nun 2021 sonuçlarına göre en tepedeki yüzde 1, 1990’ların ortasından bu yana biriken tüm ek servetin yüzde 38’ini; en alttaki yüzde 50 ise bu birikimin sadece yüzde 2’sini aldı. Bugün küresel eşitsizlik, batı emperyalizminin zirvede olduğu dönemle aynı seviyede.

Rapora göre Türkiye’de gelir eşitsizliği son 15 yılda artmaya devam etti ve son üç yıldaki ekonomik yavaşlama tüm nüfus gruplarının gelirlerini azalttı.

Türkiye’de bir yetişkinin yıllık ortalama kazancı 85 bin TL.

Buna karşılık en yoksul yüzde 50’nin ortalama geliri yıllık 20.260 TL iken en zengin yüzde 10 bunun 23 katı kadar yani 463.020 TL kazanıyor. En zengin yüzde 10, tüm gelirin yüzde 54,5’ini alırken, en yoksul yüzde 50’nin payı sadece yüzde 12.

Rapor, son 25 yılda ulusal serveti iki katına çıkan Türkiye’de servetin dağılımdaki eşitsizliğin derinleştiğini söylüyor.

Bugün, en yoksul yüzde 50, ortadaki yüzde 40 ve en üstteki yüzde 10 sırasıyla toplam milli servetin yüzde 4’ünü, yüzde 29’unu ve yüzde 67’sini elinde tutuyor.

En yoksul yüzde 50’nin ortalama olarak elinde bulundurduğu servet 8.910 TL’den az.

Cinsiyetler arası eşitsizlikte ise iyileşme var ancak eşitlikten epey uzak. Türkiye’de kadınlar milli gelirin yüzde 23,3’ünü kazanıyor. Orta Doğu ve Afrika bölgesi için bu ortalama yüzde 15.

Türkiye’de kişi başı karbon salımının ortalama 6 ton karbondioksit eşdeğeri (CO2e/kişi) olduğunu söyleyen rapora göre, en alttaki yüzde 50’nin salımı 3,1 tondan daha az. Buna karşın en üstteki yüzde 10’ın salım miktarı 22.6 CO2e ile bunun yedi katından daha fazla.

“Mütevazı ve kademeli vergiler hükümetler için önemli bir gelir kaynağı olabilir”

Ekonomistler, eşitsizliği gidermeye yardımcı olmak için servetin yeniden dağıtılması gerektiğini söylüyorlar. Servet vergisini öneren ekonomistler vergi kaçakçılığına karşı daha sert önlemler alınması için çağrıda bulunuyorlar.

Raporda, “Dengesiz servet birikimi göz önüne alındığında, mütevazı ve kademeli vergiler hükümetler için önemli bir gelir kaynağı olabilir” deniyor.

En eşit bölge olan Avrupa’da en zengin yüzde 10 gelirin yüzde 36’sını alıyor. Orta Doğu ve Afrika için bu oran yüzde 58.

Rapora göre bir yetişkinin yıllık ortalama kazancı 23.380 dolar; varlığı ise 102.600 dolar seviyesinde.

Ancak bu ortalamalar ülkeler arasındaki uçurumu gizliyor, zira dünyanın en zengin yüzde 10’u küresel toplam gelirin yüzde 52’sini kazanıyorken, en yoksul yüzde 50 bu gelirin sadece yüzde 8’ini kazanıyor.

En zengin yüzde 10 ortalama 122.100 dolar alırken, en yoksul yüzde 50 ortlama 3.920 dolar kazanıyor.

Toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinde iyileşmenin yavaş olduğunu belirten rapor, küresel gelir ve servet eşitsizliklerinin ekolojik eşitsizliklerle ve ülkelerin iklim değişikliğine yaptıkları katkıyla yakın bağına dikkat çekiyor. Ülkeler arasında ve ülkelerin içinde en tepedeki yüzde 10 en fazla salımı yapmaya devam ediyor.

Uluslar zenginleşirken hükümetler fakirleşti

Hükümetlerin net serveti ile özel ve kamu sektörünün net serveti arasındaki boşluğa dikkat çeken rapor, ulusların zenginleşirken hükümetlerin fakirleştiğini belirtiyor.

Rapor, zengin ülkelerde kamu kurumlarının elindeki servetin payının sıfıra yakın veya negatif olduğunu altını çiziyor. Yani bu ülkelerde servetin tamamı özel aktörler tarafından kontrol ediliyor.

Rapora göre bu eğilim, GSYİH’nın yüzde 10-20’sini özel sektörden borç alan hükümetler için Covid-19 kriziyle kötüleşti.

Raporun baş yazarı Lucas Chancel, “Covid-19 krizi, çok zenginler ile nüfusun geri kalanı arasındaki eşitsizlikleri derinleştirdi. Ancak zengin ülkelerde hükümet müdahalesi yoksullukta büyük bir artışı engelledi, yoksul ülkelerde durum böyle değildi. Bu, yoksullukla mücadelede sosyal devletlerin önemini gösteriyor.” diyor.

Hükümetlerin servetlerindeki düşüş, eşitsizlikle ve iklim değişikliği gibi temel zorluklarla mücadele kapasitelerini sınırlıyor.

Özel servetteki artış da ülkeler içinde ve dünya düzeyinde eşitsiz oldu. Küresel milyonerler son birkaç yılda küresel servet artışının orantısız bir payını ele geçirdiler:

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version