Ahmet NESİN
Demokrasiye inanmak, demokrat olmak, sandığımız kadar da kolay bişey değil, “Ben demokratım” demek yetmiyor, yetmediği gibi her ülkenin geçmişi, dini inancı (Halkların) ve genleriyle (Bence) de bağlantılı bir şey demokrasi. Bu yüzden de Ortadoğu ülkeleri bunun zorluğunu en fazla yaşayan ülkeler. Mesela benim kuşağım ve hatta çocuklarım demokratik Ortadoğu’yu göremeyecekler.
Bugünlerde, bilhassa iktidar ve Erdoğan karşıtı herkes demokrat olduğunu söylüyor ve büyük bir kesim de buna inanıyor. Bunlardan birisi de İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener.
Kendisi demokrasiye inandığını söylerken, İçişleri Bakanlığı döneminde gerçekleşen faili meçhul cinayetleri reddetmediği gibi, haklı olduğunu savunup, “Yanlış yaptık” demiyor.
Meral Akşener bugün Nihal Atsız’ı anmış Twitter’da:
“Hayatının bütün cephelerinde inandıklarını savunmaktan vazgeçmeyen, Mücadelesini Türk milletine adayan, fikir dünyamızın ve edebiyatımızın büyük temsilcilerinden #HüseyinNihalAtsız’ı saygı ve rahmetle anıyorum…” diye yazmış.
Atsız ırkçılıktan yargılanan bir kişidir. En ilginç davalardan birisi içlerinde Alparslan Türkeş’in de dahil olduğu davadır. Atsızlar ırkçılık ve Turancılık’tan tutuklanırlar. O zaman üstteğmen olan Türkeş’in de mektupları bulunur.
Atsız, Sabahattin Alî’ye bir mektup yazar, mektupta hakaret olduğundan Sabahattin Alî dava açar. Dava için Ankara’ya gelen Atsız için bir yürüyüş yapılır ve üstteğmen Türkeş katıldığı gerekçesiyle gözaltına alınır.
Türkeş ve arkadaşları Ankara 1 nolu sıkıyönetim mahkemesince yargılanır ve mahkum olur. Askeri Yargıtay kararı bozar, sanıklar serbest kalır ve davaya Ankara 2 nolu sıkıyönetim mahkemesi bakar ve sonuçta beraat ederler. O kararda önemli olan Türkçülük ve ırkçılığın suç sayılmamasıdır.
İlk miting, yani Atsız’ın Ankara’ya geliş tarihi 3 Mayıs 1944 olduğundan, sonra toplanan ekip 3 Mayıs’ı “Türkçülük Günü” ilan ederler.
Ordudan atılmaktan kurtulan Türkeş ABD’ye gönderilir ve orada Kontr Gerilla eğitimi alır. Daha sonra Türkiye’ye gelir ve okulda Kontr Gerilla dersleri vermeye başlar. Esasında bu eğitim Ülkü Ocakları mantığının başlangıcıdır. Daha sonra Türkeş yeniden ABD’ye gönderilir ve bu kez Pentagon’da eğitim alır.
Derin devletin bütün eğitim mekanizmalarından geçen Türkeş’i 12 Eylül darbesinde hapsedildiğinde “Görüşümüz iktidarda, biz hapisteyiz” tümcesini iyi değerlendirmek gerek. Doğu Perinçek’in “Erdoğan bizim siyasetimize geldi” sözü esasında çalmadır.
O yüzden Meral Akşener ve arkadaşlarının demokrasiyi getirme mücadelesi için bunları bilerek karar vermek gerekir diye düşünüyorum.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***