Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Afyonkarahisar Valiliği, sağlık çalışanlarını böyle fişlemiş: Sendika üyesi, eşi f.töcü!

Afyonkarahisar Valiliği, sağlık çalışanlarını böyle fişlemiş: Sendika üyesi, eşi f.töcü!


15 Temmuz sonrasında yaşanan fişlemelere ilişkin resmi belgeler ortaya çıkmaya devam ediyor. İnsanlık suçuna dair son belge Afyonkarahisar Valiliğin ait. Valilik, 15 Temmuz’un hemen öncesi veya sonrasında MİT tarafından gönderilen ‘gereği yapılsın’ talimatı gereği kurum çalışanlarını tek tek fişlemiş. Fişleme belgesinin altında Vali Aziz Yıldırım, Vali Yrd. Adem Uslu ile Halk Sağ. İl Md. Lütfi Akgün’ün imzaları bulunuyor.

Afyon Valiliği, Saray’dan gelen bir talimatla, 15 Temmuz’dan hemen sonra 25 sağlık çalışanının darbe ve örgüt ile irtibatını kurmuş ve ‘görevleri başında bulunmalarını’ sakıncalı görüp ‘gereğinin yapılması’nı sağlamış.

Valiliğin, Afyon ilinde görevli sağlık çalışanlarının örgüt üyesi olup olmadığına karar verirken kullandığı kriterler cadı avının seviyesini ve yöntemini gözler önüne seriyor.

KHK’lı Cumhuriyet Savcısı Dr. Hasan Dursun’un paylaştığı belgeye göre fişleme kriterleri şöyle:

– Sendika üyeliği,
– Çocukları koleje gönderme,
– Azılı fütücü,
– Eşi azılı fütücü,
– Eşi açığa alındı
– Eşi gözaltında

Dr. Hasan Dursun’un skandal fişlemeyle ilgili paylaşımları şöyle:

2013-2016 arasında tüm kurum yöneticileri, muhalif toplum kesimine karşı yapılacak bir ‘soykırım’a yönelik yoğun bir hazırlık yaparak ‘Allah’ın Lütfu’ bir mucizenin işaretini beklediler. 15 Temmuz’da bu işaret fişeği atıldı.

15 Temmuz öncesinde, tüm kurumlarda, güvenilir! üyelerden müteşekkil ‘fişleme komisyonları’ kuruldu. Komisyonlar kendi tespitlerini (listelerini) istihbarat ile paylaştı. MİT’in ana havuzuna ayrıca parti (sağcı-solcu-ulusalcı) teşkilatlarından gelen bilgiler de eklendi.

15 Temmuz’un hemen öncesi veya sonrasında MİT, kurum bazlı olarak oluşturduğu fişleme listelerini, GEREĞİNİ YAPMALARI için kurum ve kuruluşlara gönderdi. Kurumlar gelen listeleri, ellerindekilerile birleştirip ihraç, açığa alma veya ihbar kararlarını/listelerini oluşturdular.

Ekteki görselde, Afyon Valiliği tarafından, 26 Temmuz’da, sağlık çalışanlarına yönelik, insanlığa karşı suç bağlamında önemli bir delil olduğu tartışmasız FİŞLEME/İMHA belgesini bulabilirsiniz.
Vali Aziz Yıldırım, Vali Yrd. Adem Uslu ile Halk Sağ. İl Md.Lütfi Akgün imzalı.

Afyon Valiliği, Saray’dan gelen bir ilhamla (emir-talimatla), darbe tiyatrosundan 10 gün sonra, 25 sağlık çalışanının darbe ve örgüt ile irtibatını kurmuş ve ‘görevleri başında bulunmalarını’ sakıncalı görüp “gereğinin yapılması”nı temin etmiştir.

Valiliğin, Afyon ilinde görevli sağlık çalışanlarının örgüt üyesi olup olmadığına karar verirken kullandığı kriterler CADI AVI’nın seviyesini ve yöntemini; daha doğrusu “fişleme listelerinin” hazırlanmasında kullanılan verileri gözler önüne seriyor; bir rezaleti ifşa ediyor.

İşte fişleme notları/kriterleri:

– Sendika üyeliği,
– Çocukları koleje gönderme,
– Azılı fütücü,
– Eşi azılı fütücü,
– Eşi açığa alındı
– Eşi gözaltında

Bazıları gerekçeye bile ihtiyaç duyulmadan fişlenip ihraç edilmiş. 15 Temmuz sonrasında, Afyonkarahisar ilinde gerçekleşen fişleme/soykırım/imha işleminin failleri arasında halen
@tekirdaggovtr vali olan Aziz Yıldırım ( @tekirdaggovtr ); kaymakam Adem Uslu ( @ademuslu_mnvgt ) ve sağlık müdürü Lütfi Akgün olduğu anlaşılıyor. Kamu görevlileri kanunsuz emirleri yerine getiremez.

Valilik, gelen talimatı geri çevirmek yerine, 25 sağlık çalışanını açığa almış; ortada bir suç varmış gibi fişleme listelerini kararlarına ekleyerek soruşturma açılması için C. Başsavcılığı’na gönderebilmişlerdir. Bu belge açık suç ikrarıdır.Bu suç, bir il ya da belli bir kuruma münhasır değildir.

Bu eylemler YAYGIN-SİSTEMATİK-ÖRGÜTLÜ olarak tüm kamu kurumlarında planlı ve koordineli şekilde icra edilmiştir.

15 Temmuz sonrası ihraç ve tutuklamalarda hep bu mekanik işletilmiştir. Gün yüzüne çıkan her belge ile aslında işlenen suçların “belli bir planın icrası” kapsamında gerçekleştirildiği çok net ortaya çıkıyor.

Gerçek yargılamalar yapılıp belgeler toplanıp tanıklar dinlendiğinde, insanlığa karşı suç işleyen “şebekenin” büyüklüğü anlaşılacaktır. Bir tuşuİki tuşu CADI AVININ SİSTEMATİĞİ ŞÖYLE:

-Fişlemeler kurum kanaati kılıfına büründürülüp insanlar önce ihraç ediliyor/yapılan ihbarlarla fişlemelere dayalı soruşturma açtırılıyor/fişleme biraz geliştirilip iddianameye dönüştürülüyor/İddianameler mahkumiyet kararına evriliyor

OHAL Komisyonu, iddianame ve mahkumiyet kararını bekliyor/ Komisyon, evrimlereşerek önce “kurum kanaati”, sonra “iddianame” ve nihayetinde “mahkumiyet kararına” dönüşen fişlemeye dayanarak yapılan başvuruları, kararına birazcık AİHM içtihadı serpiştirerek reddediyor.

OHAL Komisyonu kararını inceleyen idare mahkemeleri ile Danıştay ve hatta Anayasa Mahkemesi, ilgili hakkında kurum kanaati, iddianame, mahkumiyet kararı bulunduğu gerekçesiyle, mesleğe dönme talebini/başvurularını reddediyor.

Yaşadığımız ekonomik krizin, ya da ileride yaşanacak başkaca krizlerin temel nedeni, Anayasa ve yasaların iktidar görünümlü bir çete tarafından ayaklar altına alınıp, kişilerin mal, can ve şeref güvenliklerinin yok edilmesi; bunun toplum tarafından iştahla seyredilmesidir.”


***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version