Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Afgan kadınlardan mektuplar: ‘Umarım dünya bizi unutmaz’

Afgan kadınlardan mektuplar: ‘Umarım dünya bizi unutmaz’


Ağustos ayında Taliban’ın yönetime gelmesinden sonra, Afganistan’daki kız öğrencilerin, aktivistlerin, hukukçuların ve kadın sporcuların hayatı bir gecede değişti.

Kızlar artık ortaöğrenime devam edemeyecek, Kadın Bakanlığı kapatılacak, bundan böyle pek çok kadın işlerine dönemeyecekti.

 

Hayatları alt üst olan Afgan kadınlar, Nobel ödüllü eğitim aktivisti Malala Yousafzai, moda ikonu Halima Aden ve Amerikalı futbol yıldızı Megan Rapinoe gibi ünlülerle yazışarak yaşadıklarını, umutlarını, öfkelerini paylaştı.

 

Tanınmış kişilere mektup yazanlar, BBC’nin 2021 yılı için seçtiği 100 Kadın arasında bulunuyor. Listedeki kadınların bazılarına, kendilerini ve ailelerini korumak için takma isimle ve fotoğrafsız olarak yer verildi.

 

Eğitim hakkı

 

 

Rohila*, 17 yaşında bir öğrenci. Taliban’ın kız öğrencilerin ortaöğretime devam etmesini yasaklaması üzerine eğitimi yarıda kaldı. 2012 yılında kız çocuklarının okuması için sesini yükselttikten sonra silahlı Taliban üyeleri tarafından başından vurulan Nobel Barış Ödülü sahibi Malala Yousafzai ile mektuplaştı.

 

Sevgili Malala,

 

Her sabah “okula geç kaldım” diye uyanıyorum ama sonra okulumun kapalı olduğunu hatırlayıp üzülüyorum. Tuktuk (bir ulaşım aracı) erkek kardeşlerimi alıp götürürken, ben geride kalıyorum.

 

Yakınımdaki okulların açıldığını, arkadaşlarım ve öğretmenlerimle görüşebileceğimi duymak umuduyla haberleri izliyorum. Sırf kadın olduğumuz için en temel eğitim hakkından yoksun kalmamıza öyle üzülüyorum ki…

 

Eski kadın öğretmenlerimi merak ediyorum. Ailelerinin tek geçim kaynağı onlar ve aylardır bir maaş almadılar.

 

Kendi kendime bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum ama öğretmen olmayınca çok zor. Laboratuvarda deney yapmayı ve bir zamanlar olduğu gibi hitabet yarışmalarına katılmayı özlüyorum.

 

Çocukken babam bendeki öğrenme merakını geliştirmek için İngilizce çizgi romanlar getirir ya da televizyonda bilim programları izlettirirdi.

 

Umarım dünya bizi unutmaz ve yıllarca süren çabalarımızın heba olmasına izin vermez. Umarım bizi savunur ve Afganistan’da kız çocukları ve kadınların haklarına kavuşmalarına yardım ederler.

 

Rohila

 

 

Sevgili Rohila,

 

Şunu bil ki yalnız değilsin. Ben de Pakistan’da silahlı adamların evimi bastığını ve kız okullarının kapatıldığını gördüm. Yarının ne getireceğini bilmemek, bir daha hiç okula gidememekten korkmak nedir biliyorum.

 

Taliban Kabil’i ele geçirdiğinde, bana sıktıkları kurşunun etkilerini gidermek için son 9 yıldır, altıncı kez ameliyat olmak üzere hastanedeydim. Haberleri izledim ve Afgan kadınlarıyla kız çocuklarının sokaklarda eşit haklar için protesto ettiklerini gördüm. Tarihin tekerrür ettiğini görmek kalbimi parçaladı.

 

Tüm kızlar okula gitse, her sektörde lider rolü üstlenebiliriz. Kendimizi daha iyi savunabilir, dünyanın daha iyi bir yer haline gelmesine yardımcı olabiliriz. Daha çok eğitimli kadın olması, aşı geliştirilmesi, iklim sorununa çözüm bulunması gibi konularda ilerleme sağlanmasına katkıda bulunabilir. Gelecekte bunu görmek istiyorum.

 

Eğitim ve eşitlik için her gün verdiğim mücadelede seni, bilime olan merakını ve tıpkı benimki gibi okumanı isteyen babanı düşüneceğim. Öykünü paylaşmaya ve bu konuda çağrıda bulunmaya devam edeceğim.

 

Senden tek istediğim, kendine olan inancını kaybetmemen. Sen her şeyi yapabilecek güçtesin.

 

Malala Yousafzai

 

Spor yapma hakkı

 

 

Afganistan’da kendi bölgesinin futbol takımında oynayan Sahar, Taliban’ın yönetime gelmesinden sonra önce saklandı, sonra başka bir ülkeye kaçtı. Amerikalı futbol yıldızı Megan Rapinoe’ya endişelerini yazdı. Megan Rapinoe futbolda eşitliği savunan, kadınlara eşit ücret ödenmesi için ABD Futbol Federasyonu’na dava açan ve futbolda LGBTQ+ haklarının sesi olan bir isim.

 

Sevgili Megan,

 

Ben büyük hayalleri olan bir Afgan futbolcuyum. Taliban gelince her şey durdu, çünkü hepimiz biliyorduk ki değişmemişlerdi ve artık özgür olamayacaktık. (Taliban’ın daha önce iktidarda olduğu 1996 – 2001 yılları arasında kadınların spor yapması yasaklanmıştı.)

 

Futbol benim için sadece bir spor değil, bir tutku. Oynadığım üç yıl boyunca, taktikler ve hareketler hakkında pek çok şey öğrendim. Futbol ailemiz, yani arkadaşlarım ve antrenörlerim büyük bir takımdı. Taliban Kabil’i kontrol altına alınca, oynamaya son vermek zorunda kaldım ve çok üzüldüm. Formama, futbol ayakkabılarıma ve topa bakınca bile ağlıyordum. Kendi kendime hep “bütün bu gençlerin umutları ve düşlerine ne olacak” diye soruyordum.

 

Hep Taliban’ın bana ve aileme saldıracağı korkusu içindeydim. Bu gece iyi uyusam bile, uyanabilecek miyim diyordum. Bazen korkunç gürültüler ve silah sesleri duyuyorduk.

 

Afganistan’da kalan kadın futbolcular için endişe ediyorum. Dünya, Afganistan’daki kadın sporcuların tehlikede olduğunu bilmeli. Lütfen onlara yardım edin.

 

Ailemin benimle gurur duyması için eğitimime devam etmek istiyorum. Gelecek için bir sürü umudum ve hayallerim var. Başarılı olayım ki, kimse kızlar futbol oynayamaz demesin.

 

Sahar

 

 

Sevgili Sahar,

 

Büyürken, futbol bana kendimi ifade etme imkanı tanıdı. Benden daha büyük olan bir şeye inanma gücü verdi. İnsanların mümkün olmadığına inandığı şeyler için, benimle birlikte mücadele eden takım arkadaşlarımla aramdaki bağ, futbol.

 

Gelecek kuşak oyuncuların bir sonraki Megan Rapinoe olmalarına gerek olmadığını bilmelerini istiyorum, olabilecekleri en iyi kişi olsunlar yeter. Oyunun güzelliklerinden biri, büyük oyuncuların farklı görünüş, ırk ve geçmişten gelmeleri.

 

Kabil’in düştüğünü izlerken tüm Afgan halkı için, ama özellikle de geleceğe dönük umutları olan kız çocukları ve kadınlar için üzüldüm.

 

Ben çok sevdiğim futbolu bırakmak zorunda kalsam, kendime ait olan bir parçamı da kaybederdim, çünkü bu spora kimliğinizi ve kalbinizi de katıyorsunuz.

 

Yaşadıkların için söyleyecek söz bulamıyorum. Önümüze konulandan farklı bir hikayenin mümkün olduğuna inanmak istiyoruz.

 

Futbolu seven, ama oynayamayan tüm kadınlara, hiç değilse hayalinizde oynamaya devam edin diyorum.

 

Bunu her gün yapamayabilirsiniz, ama kadın futbolu dünyası sizi destekliyor ve güç veriyor. Yalnız değilsiniz.

 

En iyi dileklerimle,

 

Megan

 

Dilediğini giyinme hakkı

 

 

Üniversite eğitmeni Aliya Kazimi, Taliban işbaşına geldikten sonra istediği gibi giyinme hakkını kaybettiğini söylüyor. Artık tamamen renksiz olan kıyafetlerini sosyal medyada sergiledi. Daha sonra ülkesini terk ederek ABD’ye yerleşti. Moda dünyasının başörtüsü takan ilk süper modeli ve kadın hakları savunucusu Halima Aden’e yazdı. Halima, 2020’de mankenliği bırakarak, Afgan mültecilerin gerçek öyküsüne dayalı ‘I Am You’ adlı filmin yapımcılığını üstlenmişti.

 

Sevgili Halima,

 

Farklı renkleri görmek beni hep mutlu etse de siyahı daha çok severdim – ta ki siyah giymeye mahkum edilene kadar. Bir düşünsene, kıyafetinin boyuna ya da rengine karar veremesen ne hissederdin? Kendini bağımsız göremezdin.

 

Konu sadece eteğimizin boyu değil, bu noktaya gelinceye kadar feda ettiğimiz hayatlar ve uğrunda mücadele ettiğimiz haklar.

 

Özgürlük mücadelesine devam ederken, nasıl giyineceğimize karar vermek sahip olduğumuz en temel hak. Başörtüsüne karşı değilim, başörtüsünü seviyorum, ama açılmanın da kapanmanın da dayatılmasına karşıyım.

 

Giyim tercihi hakkı olmaması, Afganistan’daki kadınların yaşadıklarının sadece ufak bir parçası. Bugünlerde Afganistan’da herkes ölüm kalım savaşı veriyor, ekmek alabilmek için kızlarını satanlar var. Sana bunları yazarken, halkım ve vatanım için kalbim sıkışıyor.

 

Burada ABD’de, güvende olduğumu bilmeme rağmen, ruhum kahroluyor. Kalbim Afganistan için, Afgan halkı için ve ailem için çarpıyor.

 

Aliya

 

 

Sevgili Aliya,

 

Ben de çocuk mülteci olduğum için karşılaştığın bazı sorunları anlayabiliyorum. Ben moda dergilerinin kapaklarını süsleyen ilk başörtülü manken olarak tanındım, ama hikayem Kenya’daki Kakuma’da dünyanın en büyük mülteci kamplarının birinde başladı.

 

Moda dünyasından ayrıldım, çünkü başörtüsü yerine kafama blucin geçirmek gibi inancımla bağdaşmayan şeyler yapıyordum. Mankenliği bırakabilecek durumda olmanın benim için bir lütuf olduğunu biliyorum.

 

Bedenimize karışılamayacağının ateşli bir savunucusuyum – bu bir insan hakları ihlalidir. Başörtüsü kullanmayan bir kadın olup da sonra kullanmaya zorlanmanın nasıl olacağını hayal edemiyorum.

 

Bir zamanlar rengarenk olan kıyafetlerinizi saklamak zorunda kalan sen ve senin gibi olan arkadaşlarını düşündükçe, “bir tanesini sadece sizin bildiğiniz bir yere saklayın” demek istiyorum, “tekrar giyebileceğiniz gün için saklayın.”

 

Mülteci olunca, sanki dünya size gözünü kapamış gibi geliyor. Ülkesinden ayrılma kararı veren ailelere mesajım şu: Siz ülkenizi bırakmıyorsunuz, nereye giderseniz oraya götürüyorsunuz. Tanışacağınız insanlara kültürünüzü tanıtma fırsatını bulacaksınız ve o kültür böyle yaşayacak.

 

İyi dileklerimle,

 

Halima

 

KAYNAK: BBC TÜRKÇE


***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version