Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

ABD, Gülen cemaatini bir terör örgütü olarak tanımadığını yineledi

ABD, Gülen cemaatini bir terör örgütü olarak tanımadığını yineledi


ABD Dışişleri Bakanlığı 2020 yılı terör raporunun Türkiye bölümünde, “2016 darbe girişiminin ardından hükümet, sürgündeki din adamı ve siyasi figür Fethullah Gülen’in hareketini Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) olarak tanımladı. Ancak Amerika Birleşik Devletleri’nde bir terör örgütü değildir.” denildi.
Türk hükümetinin çoğu zaman yetersiz delillere dayanarak ve asgari yargı süreciyle, terörle bağlantı iddiasıyla, ABD’nin Türkiye’deki diplomatik misyonlarının yerel çalışanları dahil Türkiye’de ikamet eden yabancı vatandaşlar ve Türk vatandaşlarını gözaltına almaya ve tutuklamaya devam ettiği belirtilen raporda, 2016 yılındaki darbe girişiminden bu yana hükümetin, ‘FETÖ’ bağlantıları iddiasıyla, 125 binin üzerinde sivil memuru kamu görevlerinden ihraç ettiği ya da açığa aldığı, 96 binin üzerinde Türk vatandaşını tutukladığı ve 1500 sivil toplum kuruluşunu kapattığı kaydedildi.
TÜRKİYE’DE TERÖR TANIMI ÇOK GENİŞ TUTULUYOR

Raporun “Yasama, Kanunların Uygulanması ve Sınır Güvenliği” başlıklı bölümünde, Türkiye’de anayasal düzene, devletin iç ve dış güvenliğine karşı suçları da içeren geniş bir terör tanımı olduğuna dikkat çekilerek, hükümetin bu kanunları ifade ve toplanma özgürlüğünün uygulanmasını suç kapsamına almak için düzenli olarak kullandığı belirtildi.
İçişleri Bakanlığı’na göre yılın ilk 7 ayında 14 bin 186 sosyal medya hesabının incelendiği ve 6 bin 743’ün üzerinde sosyal medya kullanıcısına karşı dava açıldığı kaydedilen raporda, bu kişilerin terör propagandası yapmak, terör örgütlerini desteklemek, kişileri düşmanlığa tahrik ya da devlet kurumlarına hakaretle suçlandığı belirtildi.
SİYASİ GÜDÜMLÜ TUTUKLAMALAR DEVAM EDİYOR
Raporda, ayrıca özetle şu hususlara yer verildi: “2020 yılında Türkiye’de siyasi güdümlü gözaltılar ve tutuklamalar devam etti. Bu kişiler arasında PKK’ya destek ya da yardım sağlamakla suçlanan politikacılar, gazeteciler, insan hakları aktivistleri ve avukatlar da yer aldı.
Türkiye’de şiddet yanlısı aşırılıklar ve etnik temelli milliyetçi siyasi ideolojileri destekleyen, PKK ve DHKP-C gibi terör örgütleri, ülkede polis ve ordu hedeflerine karşı saldırılar planlamayı ve Avrupa genelinde mali kaynak toplamayı sürdürdü. Türkiye’nin PKK, DHKP-C ve IŞİD dahil sınırları içinde ve dışındaki terör örgütlerini yenilgiye uğratma çabaları devam etti. Türkiye, Küresel Terörle Mücadele Forumu (GCTF) ve IŞİD’e Karşı Mücadele Koalisyonu dahil uluslararası terörle mücadele platformlarına katkı sağladı.
Türkiye, Suriye ve Irak’ta savaşan IŞİD ve diğer terör örgütlerine katılmak isteyenlerin yanısıra Suriye ve Irak’tan ayrılmak isteyen yabancı terör savaşçıları için kaynak ve transit bir ülkedir. Türkiye, IŞİD’e Karşı Mücadele Koalisyonu’nun Yabancı Terör Savaşçıları Çalışma Grubu’nun eş başkanlığını yapmaktadır ve IŞİD’e karşı Irak ve Suriye’de yürütülen terörle mücadele operasyonları için hava sahası ve tesislerine erişim izni vermektedir. Kamuya açık verilere göre yıl sonu itibariyle Türkiye güvenlik birimleri, 2 bin 343 şüpheli IŞİD destekçisini sorgu için gözaltına aldı ve bu kişilerden 333’üne suçlamalar yöneltti.

Serbest Görüş:
dABD’den Çinli teknoloji şirketlerine ‘Uygur Türkleri’ yaptırımı
dErdoğan Körfez’den umduğunu bulamadı ve bir B planı da yok…

 
PKK hem Türkiye’de hem de Türkiye dışındaki Türk hedeflerine karşı, rehin alma dahil terör saldırıları düzenlemeye devam etti. Türk güvenlik güçleri, gerek ülke içi operasyonlar gerekse de kuzey Irak ve Suriye’nin kuzeyinde askeri operasyonlar yürütmektedir. Uluslararası Kriz Grubu’nun tahminlerine göre, yıl sonu itibariyle ülkenin doğu ve güneydoğu bölgelerindeki PKK bağlantılı çatışmalarda 35 sivil, 41 güvenlik gücü mensubu ve 265 PKK militanı öldü.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version