Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Türkiye’nin üçüncü çeyrekte 7,4’lik büyümesini ele alarak, üretim ekonomisi olmayan ve üretime dayanmayan hiçbir ekonominin üç çeyrek üst üste büyüyemeyeceğini söyledi.
Bakan Bilgin, 3600 ek gösterge meselesinin çok önemli olduğunu belirterek, toplu sözleşme il alakalı bakanlık içinde oluşturulan kurulun çalışmalarını tamamladığı bilgisinin verip, bu sorunun sosyal ortakları ile çözüleceğini ifade etti.
TÜRKİYE ÜRETİM YAPISIYLA BÜYÜYOR
Bakan Bilgin, Türkiye’nin üçüncü çeyrek büyüme oranlarının TÜİK tarafından açıklandığını hatırlatarak, “Üçüncü çeyrekte 7.4 büyüdük. Yılsonu itibarıyla tahminler yüzde 10 civarında bir büyümeyi işaret ediyor. Bütün bunlar sebepsiz değildir. Yani üretim ekonomisi olmayan üretime dayanmayan hiçbir ekonominin üç çeyrek üst üste, üstelik pandeminin Türkiye’nin, dünyanın ve tüm üretim sistemlerinin aleyhinde bir tablo bir oluşturduğu ortamda Türkiye’nin büyümesi ciddi bir konudur.
Bu herhangi bir şekilde küçümsenerek geçilecek bir konu değildir. Bazı eleştiriler okuyorum. Üstelik bunların içerisinde iktisatçı ünvanlı yazarlar da var. Bu iktisatçılar, ‘Üretim ekonomisi olmalıyız. Türkiye üretime dayanmadan büyüyor.’ diyor. Üretime dayanmadan büyümek mümkün müdür? Bunu daha bizim birinci sınıfta okuttuğumuz iktisat derslerinden herkes bilir ki üretim yapısı olmadan sürekli büyüme olmaz.
Üst üste üç çeyrek büyümek, bir yıl büyümek pandemi sonrasında dünyadan iki ekonomiden biri olmak tesadüf değildir. Üretim altyapısına dayanmadan bunları gerçekleştirmek mümkün değildir. Dolayısıyla Türkiye üretim yapısıyla büyüyor” diye konuştu.
KİMSE KAPALI BİR EKONOMİYE GEÇİLECEK GİBİ BOŞ SÖYLEMLERE İNANMASIN
Türkiye’nin elbette sorunları olduğunu ve bu sorunların görmezden gelinemeyeceğine dikkat çeken Bakan Bilgin, “Görmezden gelmek, gerçekçi değildir. Çünkü sorunları göreceğiz, tanımlayacağız ve mücadele edeceğiz. Bu sorunların başında son günlerde yaşadığımız döviz kurundaki dalgalanmalar gelmektedir. Ama dövizdeki bu dalgalanmalar parasal olaylardır.
Ekonomi sadece parasal bir olay değildir. Türkiye’nin bu parasal süreci yöneten kurumları da bunun farkındadır. Bu kurumlar, serbest piyasa mekanizmasının içinde gerekli düzenlemeleri yapacaktır. Kimse Türkiye’nin piyasa mekanizmasını terk edip, kapalı bir ekonomiye geçilecek gibi boş söylemlere inanmasın. Böyle düşünmesin.
Türkiye, piyasa mekanizmasını işleterek bu sorunları çözecektir. Çünkü Türkiye Avrupa ile en çok ithalat ve ihracat ortaklığı olan ülkedir. Avrupa ekonomisinin, dünya ekonomisinin önemli ölçüde büyüklerinin takip ettiği, onlarla entegre olmuş bir ekonomik yapı olarak da piyasa mekanizmasından vazgeçmeyecektir. Burada Türkiye’nin piyasa mekanizması önemlidir ama bu mekanizma tek başına sosyal alanda sorun çözmeye yetmez” dedi.
3600 EK GÖSTERGE SORUNUNU ÇÖZECEĞİZ
Sosyal alanda piyasa mekanizmasının meydana getirdiği sorunları aşacak sosyal devlet uygulamalarına ihtiyaç olduğunu dile getiren Bilgin, şöyle devam etti:
“Bu sosyal devlet uygulamalarının kullanacağı araçlar da sosyal politika araçlarıdır. Türkiye özellikle pandemi sürecinin meydana getirdiği sorunları ile baş etmek için de daha çok sosyal politikalara önem vermektedir. Nitekim geçtiğimiz dönemde yaptığımız toplu sözleşmeler, o günün şartları içerisinde oldukça büyük memnuniyet oluşturmuştur. O sözleşmenin içerisinde daha yerine getireceğimiz sözleşmenin maddesi haline gelmiş konular vardı.
Bu konuların başında hepinizin bildiği gibi 3600 ek gösterge, sözleşmeliler, emeklilerin hayat şartlarının düzeltilmesi konusunda politikalar gelmektedir. Bunların hepsi önümüzdedir. Ama öncelikli meselemiz 3600 meselesidir.
Bilhassa kamu personelinin 3600 meselesi çok önemlidir. Çünkü çalışırken insanların aldıkları ücret, sahip oldukları hayat tarzını, emekli olduktan sonra kaybetmeleri çok ciddi bir sorundur. Bu emeklilik sisteminin ve ek gösterge mekanizmasının yeniden düzenlenmesini gerektiren bir soruna işaret etmektedir. Bizim gündemimizdedir bu. Tabii ki bu gündemin gereğini yapacağız.
Toplu sözleşme, somut şekilde çözülmesi gereken bir sorun haline gelmiştir. Toplu sözleşme ile alakalı bakanlık içerisinde bir kurul oluşturduk. O kurul çalışmalarını tamamladı. Şimdi diğer bakanlıklarla olan görüşmelerimiz devam ediyor. Tabii bir de sosyal ortağı olarak Memur-Sen’in katılımı ile bu sorunu ele alacağız. Bu sorunu da çözeceğiz.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***