Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Lukaşenko: Göçmen krizini aşmak için Rus nükleer bombardıman uçaklarına ihtiyacımız var


Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko, ülkesinin Polonya ile yaşadığı göçmen krizinde kendisine yardımcı olması için nükleer kapasiteye sahip Rus bombardıman uçaklarına ihtiyacı olduğunu söyledi.

Bu açıklama, iki adet Rus “Tu-160” model savaş uçağının Belarus hava sahasında iki gündür sürdürdüğü eğitim uçuşlarında bombalama tatbikatı yapmasının hemen ardından geldi. Bu tatbikat Avrupa ile yaşanan sınır krizinde Moskova’nın verdiği “Minsk’in yanındayım” mesajı olarak değerlendiriliyor.

Bu arada Batı ülkelerine karşı eleştirilerini artıran Lukaşenko, yaptığı ayrı bir açıklamada ise Avrupa Birliği’ni gaz sevkiyatını kesmekle tehdit etti.

Polonya ile yaşanan kriz ve hava sahasında uçan Rus uçaklarıyla ilgili konuşan Lukaşenko “Bizim sürekli sınırdaki durumu izlememiz gerekiyor. Onlar istediği gibi gürültü çıkarıp, bağırsınlar. Evet, bunlar nükleer silah taşıyabilen bombardıman uçakları. Ama bizim başka seçeneğimiz yok. Sınırların (Polonya) ötesinde orada ne yaptıklarını görmeliyiz.” dedi.

Polonya ile askeri bir çatışma çıkar mı?

Lukaşenko, daha önce yaptığı bir açıklamada ise ülkesinin arzu etmemesine rağmen Polonya ile yaşanan sınır krizi yüzünden askeri çatışma çıkma ihtimalinin mevcut olduğu görüşünü dile getirmişti.

Belarus Savunma Bakanlığı da yaptığı bir yazılı açıklamada, ortak sınırda Polonya birliklerinin askeri yığınağı artırdığını belirterek, buna karşılık kendi askeri birliklerinin tek başına veya stratejik müttefik Rusya ile birlikte “gerekli önlemleri almak zorunda” kaldığını bildirdi.

Açıklamada, “Biz kılıçlarımızı komşularımız gibi sallamayacağız. Bu tür saldırılara yanıt vermek için oluşturulan sistem, ülkenin egemenliğini ve bağımsızlığını korumak için her şeyi yapmamızı sağlıyor.” ifadesi kullanıldı.

Sınırda Polonya’nın tanklar, hava savunma füze sistemleri, ağır silahları ve 15 bin askeri toplamasının göçmenlere karşı tepki olarak adlandırmanın mümkün olmayacağına işaret edilen açıklamada, bunların daha ziyade saldırı gruplarına benzediği savunuldu.

Lukaşenko’dan AB’ye gazı keseriz tehdidi

Bu arada Lukaşenko, yaptığı ayrı bir açıklamada Batı’nın Belarus’a yaptırım uygulamadan önce, Belarus üzerinden Avrupa’ya giden doğal gaz sevkiyatını “düşünmesi” gerektiğini belirterek, “Avrupa’yı ısıtıyoruz, hala sınırı kapatacakları konusunda bizi tehdit ediyorlar. Peki ya doğal gazı kesersek ne olur?” dedi.

Lukaşenko, başkent Minsk’te gerçekleştirdiği kabine toplantısında, Belarus’un Polonya sınırında yaşanan göçmen krizine dair değerlendirmelerde bulundu.

Polonya sınırındaki göçmenlere Ukrayna’nın doğusundaki Donbas’tan silah sevkiyatına yönelik teşebbüslerde bulunulduğunu anlatan Lukaşenko, “Silahlar ne işe yarayacak? Bir provokasyon yaratmaya çalışıyorlar. Askerlerimizi, ordularımızı karşı karşıya getirmek istiyorlar. Bu nedenle sınırımız etrafında kontrolü sağlayarak göçmenlere silah temin edilmesini önlemeliyiz.” diye konuştu.

NATO ve Polonya ordularının Belarus sınırındaki faaliyetlerinin de dikkatlice takip edilmesi gerektiğine işaret eden Lukaşenko, “15 bin asker, tank, zırhlı araç, helikopterler ve uçakları kimseyi uyarmadan küstahça sınırımıza kadar çektiler. Bunları görüp bir karşı plan hazırlığı yapmalıyız.” ifadelerini kullandı.

Konuşmasında, Avrupa Birliği’nin Belarus’a yönelik yaptırım hazırlığına da değinen Lukaşenko, şunları kaydetti: “Eğer biz de Belarus üzerinden (nakliye yolları) geçişleri kapatırsak ne olur? Ukrayna üzerinden geçilemez çünkü Rusya sınırı kapalı. Baltık ülkeleri üzerinden geçen yollar da yok. Yamal-Avrupa doğal gaz boru hattı da Belarus üzerinden geçiyor ve bu rota üzerinden Batı’ya giden Rus gazı hacmi önemli oranda artmış durumda. Avrupa’yı ısıtıyoruz, hala sınırı kapatacakları konusunda bizi tehdit ediyorlar. Peki ya doğal gazı kesersek ne olur?”

Lukaşenko, Belarus makamlarının başta kadın ve çocuklar olmak üzere sınırdaki göçmenlere yardım etmeleri gerektiğini de sözlerine ekledi.

Belarus-AB arasındaki kriz nasıl başladı?

Belarus-Polonya sınırında Avrupa’ya göçme arayışındaki kişilerin durumu, Belarus ile AB arasında son yıllardaki gerginliği had safhaya çıkardı.

AB ve Belarus arasındaki ilişkiler özellikle k 9 Ağustos 2020’de Belarus’taki cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde muhaliflere yönelik baskı politikaları sonucu özellikle kötüleşme eğilimine girdi.

AB, ABD, İngiltere ve bazı Batı ülkeleri seçimlere hile karıştırıldığı iddiasıyla Lukaşenko’nun kazandığı seçim sonuçlarını tanımadığını açıkladı. AB, seçimlere hile karıştırıldığı gerekçesi dışında Belarus’ta muhalefete baskı yapıldığını da belirterek bu ülkeye yaptırımlar uygulamaya başladı.

Cumhurbaşkanı Lukaşenko’nun da dahil olduğu bazı devlet yetkililerine seyahat kısıtlaması ve varlıkların dondurulması gibi uygulamalar getirilirken, devlet şirketlerine yönelik yaptırımlara gidildi.

AB ülkeleri ayrıca 23 Mayıs’ta Atina-Vilnius seferini yapan Ryanair yolcu uçağının bomba ihbarı üzerine Belarus’un başkenti Minsk’e indirilmesi ve uçaktaki Belarus vatandaşı muhalif Roman Protaseviç’in gözaltına alınması nedeniyle Belarus hava yolu şirketlerine AB hava sahasını kapattı.

Belarus AB ile Geri Kabul Anlaşması’nı askıya aldı

Bu arada Belarus da AB ile Geri Kabul Anlaşması’nı askıya aldı. Lukaşenko 6 Temmuz’da yaptığı konuşmada, Rusya ve Belarus’a yönelik Batı’nın tutumlarından sonra artık savaştan kaçan insanları kendilerinin alamayacağını ifade etti.

Avrupa’ya gitmek üzere Belarus’a gelen mültecileri ülkede tutmayacaklarını söyleyen Lukaşenko, “Polonya, Litvanya, Letonya, Ukrayna ile sınırlarımızı kapatacağımızı ve Afganistan, İran, Irak, Libya, Suriye, Tunus’tan gelen mülteciler için ‘yerleşim yeri’ hale geleceğimizi düşünenler yanılıyorlar. Biz, hiç kimseyi tutmayacağız. Onlar bize gelmiyorlar, aydınlanmış, sıcak, rahat Avrupa’ya gidiyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.

AB sınırdaki göç kriziyle ilgili ne diyor?

Son aylarda AB, Belarus yönetimini Irak gibi ülkelerden göçmenleri getirerek AB ülkeleri Polonya, Litvanya ve Letonya sınırlarına göndermek, “düzensiz göçü araç olarak kullanmak ve Birlik’i bu yolla istikrarsızlaştırmaya çalışmakla” suçluyor.

Batı’nın bu baskıları karşısında ekonomik olarak dar boğazdan çıkmak için Belarus, rotasını Rusya’ya çevirdi. Belarus, Rusya ile “Birlik Devleti” sürecini hızlandırdı. İki devlet arasında sınırları kaldıran, ekonomik ve sosyal entegrasyonu sağlayan “Rusya-Belarus Birlik Devleti” yapısına yönelik anlaşma 1997’de imzalanmış, 2000 yılında yürürlüğe girmişti.

Her iki liderin bu anlaşmaları imzalamasından kısa bir süre sonra 8 Kasım’da sayıları 2 binin üzerinde, Avrupa’ya göçme arayışıyla Belarus’tan Polonya’ya geçmeye çalışan gruplar sınıra dayandı.

Polonyalı yetkililer, göçmenlerin ülkeye geçişine izin vermeyeceklerini, giriş yapabilenleri de Belarus’a geri göndereceklerini duyurdu. Belarus-Polonya sınırında Avrupa’ya göç arayışında olan çok sayıda kişinin mevcudiyeti, iki ülke arasında tansiyonu yükseltti.

Belarus, Polonya’yı Avrupa’ya göçme arayışındaki kişilere insani muamele göstermemekle, Polonya yönetimi ise Belarus’u bu kişileri siyasi araç olarak kullanmakla suçladı. AB de sınırdaki bu durumdan dolayı Belarus yönetimini “göçmenleri kullanmak ve AB sınırlarına gitmeye teşvik etmekle” itham etti.

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Polonya ile Belarus sınırındaki krizin ardından AB üyesi ülkelerden Belaruslu yetkililere yönelik genişletilmiş yaptırım rejimini onaylaması çağrısında bulundu.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version