Batı Avrupa’da koronavirüs vaka sayıları hızla artarken, çok sayıda ülke yeni Covid-19 kısıtlamaları getirdi.
Bu durum İngiltere’de de benzer kararlar alınabileceğine dair endişelere yol açtı.
Fakat İngiltere’nin Kıta Avrupası’ndakiler gibi önlemlere ihtiyacı olmayacağını düşünmek için de nedenler var.
Aslında İngiltere, diğer ülkelere kıyasla bu kış, Covid-19 açısından en güçlü pozisyondaki ülke olabilir.
Bunun nedenini anlamak için, Batı Avrupa ülkelerinde vakaların artışa geçtiği dönemleri incelemek lazım.
İngiltere’nin aksine pek çok Avrupa ülkesi Covid-19 önlemlerini bu yıl uzun süre yürürlükte tuttu.
İngiltere’de nerdeyse tüm önlemler Ağustos ortası kaldırılırken Avrupa’nın bazı bölgelerinde bunun için sonbahara kadar beklendi.
Bu ülkelerden bazıları sonbaharda belli önlemleri gevşetirken, belli önlemlere devam etme kararı aldı.
Bu biraz da Covid-19 salgınındaki dalgaların zamanlamasıyla alakalıydı.
İngiltere alfa ve delta varyantlarıyla daha erken bir noktada enfekte oldu, bu yüzden daha erken bir noktada da önlemleri kaldırabilecek noktaya geldi.
Bu aynı zamanda hükümetin bilim danışmanlarının, Prof. Chris Whitty ve Sir Patrick Vallance’ın da desteklediği bilinçli bir kararla oldu.
Bunun arkasındaki mantık şuydu: Önlemlerin kaldırılmasıyla birlikte oluşması beklenen ve adına “çıkış dalgası” denen koronavirüs dalgasını yazın yaşamak daha iyi olur.
Böylece bu dalga kışın hastaneler üzerindeki baskının zaten yüksek olduğu bir dönem yerine havaların daha iyi olduğu ve insanların dışarda daha fazla vakit geçirdiği bir dönemde yaşandı.
Ülkedeki bağışıklık seviyesi yüksek
Aslında İngiltere, Avrupa’nın geri kalanının şu anda yaşadığı dalgayı daha önce yaşadı ve bununla başa çıkmayı başardı.
Bunun ana nedeni de bağışıklık seviyesinin yüksek olması.
İngiltere’de özellikle ileri yaştakiler ve başka hastalıkları olanların erken ve başarılı aşılanması ile geçmiş enfeksiyonlar nedeniyle oluşan doğal bağışıklık, virüsün etkileyebileceği insan sayısını çok azalttı.
Londra Hijyen ve Tropik Tıp Okulu’ndan araştırmacılar, bunun nasıl bir fark yaratacağını gösterebilmek için bir anda herkesin virüs kaptığı bir senaryo üzerinden çeşitli ülkeleri kıyaslıyor.
İngiltere ve 18 Avrupa ülkesini kıyaslayan bu modele göre İngiltere, bu varsayımsal senaryonun gerçekleşmesi durumunda en az kişinin hastaneye kaldırılacağı ülke olurdu.
Bunun nedeni de aşı sayesinde ve enfeksiyon nedeniyle bugüne kadar oluşmuş bağışıklık oranı…
Bu senaryoda İngiltere’de her 100 bin kişiden 62’si hastaneye kaldırılırken, enfeksiyon kaynaklı doğal bağışıklığın düşük olduğu Almanya’da bu sayı 300’e, aşılama oranını bir türlü yükseltemeyen Romanya’da ise 800’e kadar yükseliyor.
Araştırma ekibinin başındaki Dr. Llyod Chapman, bu analizin Ekim ayında yapıldığını, Kasım’da durumun İngiltere lehine daha da iyi olduğunu söylüyor.
Bu, İngiltere’nin üçüncü doz hatırlatma aşılarını diğer ülkelerden daha hızlı yapmasından kaynaklanıyor.
Bunun da zamanlamayla bağlantısı var.
İngiltere ilk aşıları diğer ülkelerden daha erken yaptığı için insanların üçüncü doz aşı hakkı daha hızlı geliyor.
Dr. Chapman, “En riskli gruplara aşıları belki de en iyi zamanda yapıyoruz: Bu kış en iyi korumaya onlar sahip olacak” diyor.
Fakat Dr. Chapman, bunun bir bedelinin de olduğunu hatırlatıyor: İngiltere’de son aylardaki vaka ve ölüm sayıları Batı Avrupalı komşularının çok üzerindeydi.
Chapman, bu tablonun kışın yeni bir zirvenin önüne geçmeyi garantilemediğini de vurguluyor ve “En iyi konumdaki ülke biz olabiliriz fakat yine de vakaların ikiye katlanması mümkün. Bu da sorun yaratabilecek bir artış” diyor.
‘Toplumun rolü’
Peki bu ne kadar olası?
Belki de İngiltere’de en dikkat çeken trend, vaka sayılarının görece aynı seviyede seyretmesi.
Temmuz ayındaki zirveden bu yana vaka sayılarında küçük artışlar ve düşüşler görüldü.
Avrupa’nın başka hiçbir yerinde önlemlerin bu kadar azaltılmasına rağmen vakaların bu kadar stabil seyrettiği başka bir ülke yok.
Diğer ülkelerde vaka sayılarındaki büyük artışlar, yeni önlemlerin gelmesine yol açtı.
Bu döngü şu an Batı Avrupa’da tekrarlanıyor.
Doğu Avrupa’da ise sonbaharın başlarında benzer bir durum yaşanmıştı.
Eylül ve Ekim’de vaka sayılarında sert bir artış yaşanan Romanya, geceleri sokağa çıkma yasağı ve okulların geçici olarak kapanması gibi önlemler almıştı.
Avrupa’da kış gelirken en çok sorun yaşayan ülkelerin, Londra Hijyen ve Tropik Tıp Okulu’nun listesinde, virüs karşısında korunmasız insanların en fazla olduğu ülkeler olması tesadüf değil.
Avrupa’da bu görünümün nasıl devam edeceğini bekleyip görmemiz gerekecek.
Öte yandan sadece bağışıklık seviyesinin yüksek olması da İngiltere’deki vakaların neden bu kadar stabil gittiğini açıklamıyor.
İngiliz hükümetinin bulaşıcı hastalıklar modelleme grubunun başındaki Prof. Graham Medley, bunun karmaşık bir süreç olduğunu söylüyor, “Halkın da önemli bir rol oynadığını düşünüyorum” diyor.
Pek çok ülkeye göre İngiltere’de çok daha kolay edinilebilen ücretsiz ve hızlı antijen testlerinin de bunda katkısı olabileceğini belirtiyor ve ekliyor:
“Hükümet risk yönetimi görevini halka devretti ve bunu diğer ülkelerden daha iyi bir şekilde başarıyoruz.
Esas soru, bunun kış boyunca devam edip etmeyeceği.
İskoçya ve Kuzey İrlanda şimdiden kısıtlamaları sıkılaştırmayı düşünüyor.
Prof. Medley, İngiltere’deki durumun “hassas bir dengede” olduğunu fakat geçen her haftayla birlikte şansın arttığını söylüyor.
KAYNAK: BBC TÜRKÇE
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***