Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Genel Kurul’da Kobanê Davası tartışması: IŞİD’in vekaletini yürütme davasıdır

Genel Kurul'da Kobanê Davası tartışması: IŞİD’in vekaletini yürütme davasıdır


ANKARA – Genel Kurul’da Kobanê Davası tartışması yaşandı. HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, “Ahdolsun ki siz iktidardan indiğinizde kurduğunuz bu kumpas davasının hesabını yargı önünde vereceksiniz. Bu dava IŞİD’in intikamını alma, IŞİD’in vekaletini yürütme davasıdır” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) tarafından Kobanê protestolarında yaşanan hukukdışıların araştırılması için verilen Araştırma önergesi Genel Kurul’da görüşüldü. Önergenin gerekçesi üzerinden söz alan HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, “Talimatlı yargının talimatlı davalarından birinden, Kobani kumpas davasından bahsetmek istiyorum” diyerek, sözlerine başladı.

Kobanê kumpas davasıyla göstermelik bir yargı yapıldığını ifade eden Gülüm, “Dosyaya, soruşturma aşamasına bakınca zaten gerçekler açığa çıkıyor. Şimdi, bu soruşturma 2014’te açıldı, dava o kadar hukuki, bu soruşturma o kadar hukuki delillerden yoksundu ki savcı bizzat ifade alma gereği bile duymadı ve dosya bir kenarda bekletiliyordu. Ne oldu? İktidar, 2015’te seçimleri kaybetmesinin arkasından partimizi hedef hâline getirmeye başladı. Arkasından, 6-8 Ekim olaylarını bir seçim kampanyasına dönüştürdü, yine partimizi kriminalize etmenin aracı hâline getirdi” dedi.

TEM BELGESİNİ HATIRLATTI

“Ama yalnız, bazı planları yaparken bazı hatalara da düşmüşler” diyen Gülüm, “Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nün gönderdiği bilgi notunu içeride unutmuşsunuz. Ya, onu da alaydınız bari, açık etmeseydiniz. Bilgi notu ne diyor? Diyor ki: ‘Bu soruşturmalarla ilgili yeni sorumlulukları yüklenecek şekilde bir genişletilme yapılmadı; bu, dikkatinizden kaçmış, bunu da yapmak lazım. Hatta arkasından bu iddianameye dayanarak partiye yönelik kapatma davası da açılabilir.’ Bakın -bir Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü açık açık gelecekte aslında ne olacağının talimatını verebilecek kadar- bu ülkede hukukun ortadan kaldırıldığı bir süreçten geçiyoruz. Önce tutuklamalar yapılıyor -dosyada- arkasından deliler oluşturuluyor. Adları geçen tüm gizli ve açık tanıkların dosyaya nasıl sokulduğu belli değil” dedi.

‘HIZLA YARGILAMA YAPILMAYA ÇALIŞILIYOR’

Hızla yargılama yapılmaya çalışıldığını ifade eden Gülüm, “3 bin 500 sayfadan oluşan iddianame, 324 klasör ekleri olan bir davada “Biz yargılamayı hızlandıracağız, sanıklar hızla savunma yapsın. Zaten savunma falan yapmanıza da gerek yok, aslında biz kararımızı verdik.” diyorsunuz, sadece göstermelik bir savunma yapmalarına izin veriyorsunuz. Buradan kapatma davasına, buradan da seçimlere yürümek istiyorsunuz. Avukatların usuli işlemlere ilişkin taleplerinin dahi kabul edilmediği, yargılanan arkadaşlarımıza yönelik işkence ve kötü muamelenin uygulandığı ‘iki hafta duruşma, bir hafta ara’ biçiminde dosyayı incelemeye dahi fırsat verilmediği, gelen evrakların dahi incelenmediği, SEGBİS dökümünün dahi yapılamadığı bir duruşma serisiyle siz aslında yargılamayı göstermelik olarak yapmak, kumpasınıza devam etmek istiyorsunuz” şeklinde konuştu.

‘KARARINIZI AÇIKLAYIN’

Aleni bir duruşma olmadığının altını çizen Gülüm, devamla şöyle konuştu: “Bütün bunlar yetmiyor, talimatlarınız yetmiyor -ha, bu arada mahkeme Başkanının davayı yürütüm sürecini beğenmediğiniz için hemen bir talimatla onu da görevden alıyorsunuz, yeni bir Başkan atıyorsunuz- herhâlde ki bu sefer bizzat AKP’li vekiller gelerek duruşmada hazır bulunuyorlar. Herhâlde yeterli talimat veremediklerini düşünüyorlar ki duruşmada bizzat baskı oluşturmak için o duruşmalara geliyorlar. İstediğinizi yapın, yargınızın talimatlı olduğunu, kararlarınızın da talimatla alınacağını çok iyi biliyoruz. Ve yargılanan arkadaşlarımız: ‘Biz bu oyunun, biz bu göstermelik yargılamanın parçası olmayı kabul etmiyoruz’ diyorlar; aynı sözü avukatlar da söylüyor. Hazır kararınızı açıklamak için göstermelik yargı sürecine ihtiyaç yok; biz böyle bir yargılamada taraf olmayı kabul etmiyoruz, kararınızı açıklayın, göstermelik yargılamadan vazgeçin.”

‘FETÖ TAKTİKLERİ UYGULANIYOR’

CHP grubu adına söz alan Bülent Tezcan da Türkiye’de yargının içine düştüğü durumda, mahkemelerin talimatla karar vermek, yargılama yapmak, göstermelik yargılama yapmak ya da kendi pozisyonlarını riske ederek hukuku savunmak gibi iki kıskaç arasında sıkıştığı günlerin içerisinden geçildiğini söyledi. Tezcan, bu tip kötü örneklerin artık sıradanlaşmaya ve vakayıadiyeden olmaya başlandığını aktararak, “Ne yazık ki buna karşı sesini yükseltmesi gereken organlar, kurumlar -başta Parlamento olmak üzere- derin bir suskunluk ve derin bir sessizliğin onayıyla süreci neredeyse teşvik eder hâle gelmiş. ‘Kobani davası yargılamaları’ diye bildiği yargılamalarda, aslında bakarsanız, FETÖ taktiklerinden bu yana gelen uygulamaların aynı şekilde mahkemelerde devam ettiğini görüyoruz, ibretle izliyoruz” diye konuştu.

Savunma hakkını ortadan kaldıran uygulamalar, avukatlara salonda yer vermeyecek kadar ya da savunma yapmasına imkân tanımayacak yargılama usullerini Silivri’de gördüklerini dile getiren Tezcan, “Biz bunları hep ‘FETÖ taktikleri’ diye ifade ediyorduk ama görüyoruz ki bunlar sadece FETÖ taktiği değil, FETÖ-AK PARTİ siyaseti ve iktidarı koalisyonunun taktikleri; hâlâ devam ediyor. Düşünebiliyor musunuz mahkeme başkanları değişiyor, arzu ettiğin kararı alamadığın zaman heyetler değişiyor. Bunu sadece Kobanê davasında şimdi konuşuyoruz, daha öncede bunları yaşadık” ifadelerini kullandı.

AKP’YE ‘6 YIL AKLINIZ NEREDEYDİ’

AKP grubu adına söz alan Abdullah Güler ise iddianamedeki verileri paylaşarak, HDP’yi suçladı. Güler’in konuşması sırasında salonda gerginlik yaşandı. Güler’in parmak sallayarak, konuşmasına HDP’liler tepki gösterdi. HDP Milletvekili Hüseyin Kaçmaz, “6 yıl boyunca aklınız neredeydi” derken, Züleyha Gülüm de, “Kendi sorumluluklarınızı gizlemeye çalışmayın” yanıtını verdi.

Güler, “Yasama ve yürütme olarak görülmekte olan bir dava hakkında yasama meclisinde yargı yetkisinin kullanılmasıyla ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz ve herhangi bir beyanda bulunulamaz” dedi. Güler’e yanıt veren HDP’li Hüseyin Kaçmaz, “Genel Başkanına söyle onu, Genel Başkanına söyle. Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını tanımayan o” dedi.

‘DAVANIN BAŞSAVCISI AKP’DİR’

HDP ve AKP milletvekilleri arasında tartışma yaşandı. Sataşma üzerine söz alan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, “Türkiye halkı; Kobanê kumpas davasının savcısı bildiğimiz savcılar değil; Kobanê kumpas davasının açılmasına karar verenler yine bildiğimiz savcılar değil. Kobani kumpas davasında yargı adı altında oturan 3 hâkim de bu davanın hâkimleri değil. Bu davanın savcısı da, başsavcısı da emniyeti de yazanı da çizeni de alanlarda savunanı da AKP’dir. Gelmiş, ezbere oradan almış iddianameyi ‘37’ ‘761’ bir sürü veri saydı. Bu davada hukuk baştan sona yoktur, çok açık söylüyoruz, siyasi bir projedir, HDP’ye kapatmakla birlikte..”

‘HEPSİ YALAN, İFTİRA’

“Elimizde belge var, Terörle Mücadele Şubesi’nin gizli yazısını bile unuttunuz” hatırlatmasında bulunan Beştaş, devamla “Kobanê davası bir kumpas davasıdır, HDP’yi kapatma davasıyla birlikte AKP’nin son icatlarından biridir. Bizimle 2014’ten sonra çözüm sürecini devam ettiren, Dolmabahçe’de oturan, çözüm sürecine dair sayısız görüşmeler yaptığımız parti süreç bittikten altı yıl sonra dedi ki: ‘Ben HDP’yi nasıl zayıflatırım, nasıl engellerim? Ya, bu davayı bir güncelleyeyim.’ Ahmet Altun isminde bir savcı getirdi, zembille indirdi, İzmir’e tayini çıktı, oradan da aldı getirdi; özel görevlendirdi ve ‘tweet’ dışında her şey var, ‘tweet’ dışında her şey var bu davada. Hepsi yalan, hepsi iftira, hepsi HDP’ye yönelik siyasi argümanlar” ifadelerini kullandı.

HDP’DEN ‘SORUMLULARI BULALIM’ ÇAĞRISI

Söz alan AKP Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, Kobanê Davası’nın kumpas davası olmadığını savundu. HDP’li Tülay Hatimoğulları ise “AKP gelsin, gerçek katilleri bulalım” dedi. Akbaşoğlu, ithamlarını sürdürerek, “6-8 Ekim olaylarında HDP Eş Başkanları ve MYK’si, en üst karar organı bütün halkımızı alan tutmaya, sokağa ve her türlü isyana teşvik etmiştir. Dolayısıyla bu konuda en ufak bir tereddüt de söz konusu değildir. Kamuoyunun bilgisi dâhilindedir” dedi.

ÇÖZÜM SÜRECİ HATIRLATMASI

Yeniden sataşma üzerinden söz alan HDP’li Beştaş, “Bu devran dönecek. Siz her zaman devletin tüm olanaklarını, yargıyı böyle avucunuzda yönetemeyeceksiniz. Emin olun, ahd olsun ki bu devran döndüğünde, siz iktidardan indiğinizde kurduğunuz bu kumpas davasının hesabını yargı önünde vereceksiniz, siz vereceksiniz bunun hesabını. Bu dava IŞİD’in intikamını alma davasıdır, IŞİD’in vekaletini yürütme davasıdır. Siz bizimle neden oturdunuz? Mademki halkı isyana teşvik etmiştik, hani öyle iddia ediyorsunuz ya Dolmabahçe’de niye oturduk? Başbakanınızla niye görüştük? İmralı’ya neden heyetiniz gitti?” sorularını sordu.

Bu sırada bir kez daha tartışma yaşandı.

Tartışma diyalogu ise şöyle:

Hüseyin Kaçmaz: Cevap verin

Muhammet Emin Akbaşoğlu: Var, var.

Meral Danış Beştaş: Çünkü devran döndü, devran döndü siz HDP’nin güçlenmesiyle, barajı aşmasıyla 2015’ten sonra HDP’ye IŞİD’in intikamını almak için bu davayı devreye soktunuz. Siz şunu unutmayın: Hanginiz doğru söylüyor? Genel Başkanınınız Erdoğan daha geçenlerde ‘53 kişi’ dedi, siz demin ‘37’ dediniz, başka bir sözcünüz ‘43’ diyor. Yasin Börü dışında tek bir isim biliyor musunuz?

Abdullah Güler: Biliyoruz.

Meral Danış Beştaş: Telefonunuza bakmadan söyleyin. Gelin, hodri meydan, gelin, söyleyin.

İşte, burada ‘tweet’ diyorsunuz, evet, bir ‘tweet’ atılmış, ortada zaten. Bu ‘tweet’le yargılama yapın. Gelin, eğer gerçekten adalete inanıyorsanız bu ‘tweet’le yargılama yapın. Bu ‘tweet’ Strasbourg’dan döndü.

Muhammet Emin Akbaşoğlu: İkincisi, ‘Siz bizimle niye oturdunuz?’, ‘Çözüm süreci’ diye bir süreç yaşadık. Bu, devlet aklının, stratejik hakikaten, toplumun huzuru, devletin bekası için çok önemli stratejik bir karardır. Dedik ki: ‘Siyasi parti olarak siz PKK’dan ayrışın, demokratik siyasetle halkın taleplerini gündeme getirin ve silahlar gömülsün, üzerine beton dökelim. Millî İstihbarat Teşkilatımızla millî ve yerli anlamda 84 milyon insanın bekası tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet noktasında hep beraber bir olalım.’ Söylediğimiz budur. Çözüm süreci de budur. Çözüm süreci devlet aklının bir gereğidir ve demokratik siyaseti herkese açmanın şiddete, teröre mesafe koymanın çağrısıdır.

Meral Danış Beştaş: Türkiye halkı; biz çözüm sürecinin arkasındayız. Çözüm sürecinin sonuna kadar sizin bütün yalpalamalarınıza rağmen, yaptıklarınızı inkâr etmenize rağmen biz çözüm sürecinin doğru olduğunu hep söyledik.”

Tartışmalar oturuma verilen ara ile sona erdi. Ara ardından HDP’nin önergesi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version