Ama şimdi bizzat kendisinin gerçekleştirdiği reformlara bile acımasızca savaş açan ve bütün bu kazanımları her gün teker teker yok eden bir fotoğraf vermekten asla çekinmiyor.
Herhalde Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yolsuzluğun, liyakatsizliğin, hukuksuzluğun, nepotizmin, ekonomide akıl dışılığın bu kadar ayyuka çıktığı bir dönem olmamıştır.
…
Esas anlaşılmaz olan, partinin içinden bir siyasi aklın çıkıp bu ekonomik cehaletin Türkiye’yi de, AK Parti’yi de felakete götürdüğünü söyleme basiretini gösterememesidir.
…
Talihsizliğe bakın ki AK Parti CHP’yi dindarlarla helalleştiği için eleştiriyor, dahası neden ‘tek parti’ döneminin CHP’si olmadığı için suçluyor.
Peki burada bir terslik yok mu?
…
Bir cumhurbaşkanı, İslami bilimlerde yetkin bir isim olmadığı halde neden bu konularda görüş beyan eder doğrusu anlamak mümkün değil, temel İslami meseleler konusunda görüş beyan etmek tamamen ulemanın işi değil mi?
Hemen hatırlatalım, cumhurbaşkanı ülkeyi yönetmekle mükelleftir, ayrıca yeni sisteme göre de halkın refah düzeyini arttırmak, işsizliği önlemek ve enflasyonu düşürmek zorundadır. Oysa cumhurbaşkanı esas görevlerini unutup ayetler ve hadisler üzerinden muhafazakar kesimleri motive ederek seçimlerde muhalefeti nasıl alt ederimin hesaplarını yapıyor. Ve garip bir şekilde bizzat kendi gerçekleştirdiği reformları inkar ediyor, hızla kendini yok ediyor…
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***