“15 Temmuz’un finansörü” olarak suçlanan BAE’nin prensi ile görüşmesinin yankısı sürüyor. Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında yaklaşık 10 yıldır süren gerilimin ardından bir süredir ilişkilerde yaşanan yumuşamayla birlikte başlayan normalleşme süreci kapsamında önceki gün BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed Ankara’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüştü. Ankara’nın daha önce ağır suçlamalar yönelttiği Veliaht Prensi’nin ziyareti kapsamında iki ülke arasında ekonomi ve ticaret alanında işbirliğine yönelik çok sayıda mutabakat muhtırası ve anlaşma imzalandı. BAE’nin Varlık Fonu olan Abu Dabi Kalkınma Holding Yönetim Kurulu Başkanı Muhammed Hasan el Süveydi’nin “BAE, Türkiye’de yatırım yapmak üzere 10 milyar dolarlık bir fon ayırdı” açıklamasıyla birlikte BAE fonlarının, Türk Lirası’ndaki tarihi değer kaybına çare olup olmayacağı yönünde yeni bir tartışma da başlattı.
Cumhuriyet’te yer alan habere göre İktidarın daha önce “FETÖ’nün finansörü ve 15 Temmuz darbe girişiminin destekçisi” ilan ettiği BAE’nin Veliaht Bin Zayed’in Ankara ziyaretini emekli büyükelçi Mithat Rende değerlendirdi. Rende, dış politikadaki yalnızlığın Türkiye’yi BAE ile normalleşmeye iten temel sebep olduğunu belirtti. Bu durumun Türkiye ekonomisine kısa vadede etkisinin sınırlı kalacağına da dikkat çekti.
‘TÜRKİYE’Yİ YENİ SAYFA AÇMAYA YÖNELDİ’
Özellikle Katar’a yönelik ablukanın kaldırılmasının ardından Türkiye’nin BAE başta olmak üzere Körfez ülkeleriyle normalleşme çabalarının arttığını belirten Rende, “Bu ziyaretin altyapısı hazırlanmıştı, Türkiye’nin Körfez bölgesiyle bir süredir yeni bir sayfa açma arzusu var. BAE’nin Suudi Arabistan’la birlikte askeri olarak Yunanistan’la yakınlaşması, Doğu Akdeniz’de Kıbrıslı Rumlar’ın, İsrail ve Mısır’ın girişimleriyle Türkiye’nin yalnız kalması gibi gelişmeler Türkiye’yi yeni sayfa açmaya yöneltmiş görünüyor” dedi.
‘BUGÜNKÜ EKONOMİK DURUMU ANCAK PSİKOLOJİK OLARAK ETKİLEYEBİLİR’
10 milyar dolarlık yatırımın hangi alanlara yapılacağının önemine dikkat çeken Rende, “Sözü verilen yatırımlar, fabrika kurma, istihdam yaratma yatırımları mı, yoksa gayrimenkul alma mı olacak, bunu zamanla göreceğiz. Bu 10 milyar dolar yarın Türkiye’nin Merkez Bankası hesabına girecek bir para değil. Zaman içinde yatırıma dönüştürüleceğini anlıyoruz, dolayısıyla bugünkü ekonomik durumu ancak psikolojik olarak etkileyebilir, şu anki ekonomik duruma etkisi çok sınırlı olacaktır. Bu paranın nereye ne zaman harcanacağına bakmak lazım. Katar da 15 milyar dolarlık yatırım sözü vermişti ancak bunun bir kısmı hâlâ gerçekleşmedi” diye konuştu.
ANKARA’NIN MÜSLÜMAN KARDEŞLER POLİTİKASINI NE OLACAK?
“Burada esas mesele, 10 milyar dolarlık yatırım sözünden ziyade BAE ile başlayan normalleşmedir” diyen Rende, “Uluslararası ilişkilerde önemli olan ulusal çıkarlardır. Ülkeler, bölgesel konularda farklı duruşlar sergileyebilir, önemli olan bunları yönetebilmektir. İki taraf da ilişkilerini geliştirmekte menfaat görürse Rusya’yla olduğu gibi tüm konularda uzlaşma olmasa da belli alanlarda ilişkiler geliştirilebilir” ifadelerini kullandı.
Ankara’nın yakın zamana kadar izlediği Müslüman Kardeşler’i önceleyen politikasını da değerlendiren Rende, “BAE’nin Müslüman Kardeşler’i bir tehdit olarak gördüğü aşikar. Hem Mısır hem BAE ile Türkiye’nin ilişkileri Müslüman Kardeşler’den soyutlanamaz. Dolayısıyla ikili görüşmelerde BAE tarafı bu konudaki endişelerini dile getirmiştir. Türkiye’nin de bu konuda onların endişelerini karşılayacak mesajlar vermiş olması muhtemeldir” diye konuştu.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***