Azerbaycan’da aktivistler, son dönemde kadın cinayetlerinin ve aile içi şiddetin hızla artması üzerine acil bir şekilde gerekli önlemlerin alınması için harekete geçerken, iktidarı kadınların korunması konusunda etkili politikalar üretmemekle suçluyor.
Resmi rakamlara göre geçen yıl Azerbaycan’da 71 kadın eşi veya erkek akrabası tarafından öldürülürken, bu sayı yılın ilk 8 ayında 48 olarak kayıtlara geçti.
Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) bu ülke yetkililerinden derlediği verilere göre, her yıl en az 2 bin aile içi şiddet şikayeti polis kayıtlarına geçiyor. Ancak, çoğu zaman mağdurların korku ve tehditler yüzünden şikayet etmemesi nedeniyle asıl rakamın çok daha fazla olduğu tahmin ediliyor.
Devletin kadınların korunması için kurduğu komitenin temsilcisi Taliya İbrahimova, “Birçok kadın, aile üyelerinin intikam alacağı korkusuyla polisi aramıyor” diyerek mağdur Azerbaycanlı kadınların duygularını dile getirdi.
Hükümetin 2010 yılında kabul edilen kadına yönelik şiddetin cezalandırılmasıyla ilgili yasayı güncellediğini ve kadına yönelik şiddetin ceza yasasında ayrı bir kategoride değerlendirileceğini kaydeden İbrahimova, hükümetin geçen yıl aile içi şiddetle mücadele konusunda mağdurlar için bir yardım hattı ve devlet tarafından işletilen bir sığınma evi kurulmasını içeren dört yıllık bir eylem planını kabul ettiğini söyledi.
Bununla birlikte Azerbaycanlı kadın hakları savunucuları, alınan tedbirlerin yetersiz olduğunu söylerken, otoriterlikle suçladıkları Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev hükümetinin kadınların korunmasında başarısız kaldığı görüşünü dile getiriyor.
“Kadın cinayetleri siyasi bir mesele”
Azerbaycan’ın ünlü kadın hakları savunucularından Gulnara Mehdiyeva, “Kadın cinayetleri siyasi bir mesele, çünkü sorunu çözmek için yine siyasi irade gerekiyor” diyerek yönetimi suçladı.
Azerbaycan’ın siyasi sistemini “despotik” olarak nitelendiren Mehdiyeva, yetkililerin “vatandaşların haklarını bilmesini istemediklerini” söyledi.
Mehdiyeva, aktivistlerin geçen yıl kadına yönelik şiddete karşı farkındalık yaratmak için ilk mitinglerini yaptıkları 8 Mart’tan bu yana muhafazakar grupların sürekli baskısına maruz kaldıklarını kaydetti.
Kadın hakları savunucusu, hükümete yakın bir web sitesinin bir arkadaşıyla yaptığı konuşmaların kayıtlarını “kendisini fahişe gibi göstermek ve utandırmak için” sızdırdığını belirterek, “toplumda bizi aile değerlerini aşındırmakla suçlayan yaygın olumsuz bir tutum hakim” diyerek, görüşlerini dile getirdi.
Kadın hakları alanında çalışan avukat Zibeyda Sadıkova ise polisin aile içi istismarı bildiren kadınları ciddiye almadığını ve bunun yerine onları utandırıp, psikolojik baskıya maruz bıraktığı suçlamasında bulundu.
“Şikayet eden kadınlar daha fazla şiddete maruz kalıyor”
Kadınları kendilerine yönelik istismarı polise bildirmeye ikna etmeye çalıştığını söyleyen avukat Sadıkova, polisin onları kocalarıyla barışmaları için ikna etmeye çalıştığını, kocaların ise bunun ardından kendilerini şikayet eden eşlerini daha fazla dövmeye devam ettiğini söyledi.
Sadıkova, “Toplumdaki çoğu insan, bir kadının eve kilitlenmesi gerektiğini ve kocasının onu dövmeye hakkı olduğunu düşünüyor. Hükümet politikalarının hatalı uygulanması ve mevzuattaki boşluklar da ilave sorun yaratıyor. Hükümet yasal boşlukları doldurmalı, bilinçlendirme kampanyası başlatmalı ve kadınların psikolojik ve adli yardıma erişimini sağlamalı” diyerek tepkisini dile getirdi.
Bakü’ye uluslararası baskılar artıyor
ABD merkezli kadın hakları grubu olan “Borgen Projesi”, geçen yıl yaptığı açıklamada, Azerbaycan’da kadınların kamu görevlerinde başkalarının seslerini duymasını sağlayacak temel temsilden yoksun olduğunu bildirmişti. Bu ülkenin parlamentosundaki üyelerin yüzde 18’i kadın.
Birleşmiş Milletler, Azerbaycan’ın ücret farkı ve fiziksel ve cinsel taciz de dahil olmak üzere kadın hakları konusundaki eğilimleri doğru bir şekilde takip edecek istatistiklerden yoksun olduğu gerekçesiyle Bakü’yü eleştiriyor.
Azerbaycan, 2011’de yürürlüğe giren kadına yönelik şiddeti önlemeye yönelik İstanbul Sözleşmesi’ni imzalamayan çok üz ülke içinde yer alıyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***