Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

AİHM’nin ihlal kararı, Türkiye’ye ‘hukuku’ hatırlattı

AİHM’nin ihlal kararı, Türkiye’ye ‘hukuku’ hatırlattı


HABER ANALİZ | İLKER DOĞAN

AİHM’nin KHK’yla ihraç edilen 427 hakim ve savcının başvurusu üzerine Türkiye’yi mahkum ettiği karar, ceza hukuku profesörü İzzet Özgenç’in konuyla ilgili paylaşımlarıyla yeniden gündem oldu. Kararın kendisi için sürpriz olmadığını söyleyen Özgenç’e göre binlerce hakimin ihraç edilmesinde ya da tutuklanmasında hiçbir sorun yok. Hatta Özgenç, söz konusu hakim ve savcıları peşinen ‘suçlu’ olarak kabul ediyor. Özgenç’e göre sorun bu yargı mensuplarının ‘terörle’ suçlanarak tutuklanması. Söz konusu ‘usul’ hatasının Türkiye’nin uluslararası arenada ceza almasına neden olduğunu söylüyor.

Hukukçular ise Prof. Dr. Özgenç’e ceza hukukun temel ilkeleri olan ‘masumiyet karinesi’ ile ‘suç ve cezada şahsilik’ ilkesini hatırlatıyor: “Türkiye bir hukuk devletidir. Hukuk, devletin ya da kişilerin itibarına feda edilemez.”

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 15 Temmuz sonrası ‘terör örgütü üyesi’ oldukları gerekçesiyle meslekten ihraç edilen ve tutuklanan hakim ve savcıların haklarının ihlal edildiğine dair kararı kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Aralarında eski Yargıtay ve Danıştay üyelerinin de bulunduğu toplam 427 hakim ve savcının ‘özgürlük ve güvenlik’ haklarının ihlal edildiğine karar veren AİHM, Türkiye’yi toplam 2 milyon 135 bin Euro tazminat ödemeye mahkum etti.

GÖKHAN GÜNEŞ: AYM VE YARGITAY KARARLARI ÇÖP OLDU

AİHM’nin kararı, bugüne kadar söz konusu davalarda verilen Yargıtay ve AYM kararlarını da ‘çöp’ haline getiriyor. İnsan Hakları Savunucusu ve hukukçu Dr. Gökhan Güneş, “AİHM, ‘suçüstü hali var’ denilerek tutuklanan ve ihraç edilen yargı mensuplarıyla ilgili sürecin tamamını çöpe atmıştır! Usul hükümlerine uyulmadan verilen mahkûmiyet ve meslekten çıkarma kararlarının hiç bir dayanağı ve hükmü kalmamıştır! Kararla birlikte, hakim ve savcıların sadece tutuklanmaları değil, haklarında verilen mahkumiyet ve meslekten çıkarma kararları da çöp olmuştur. Kararın en önemli yanı ise hakim ve savcılar özelinde 5 yıldır işlenen insanlığa karşı suçların bir nevi AİHM tarafından tescili niteliğinde olmasıdır.” diyerek özetliyor kararı.

GÖKHAN GÜNEŞ’İN KONUYA İLİŞKEN GENİŞ DEĞERLENDİRMESİ İÇİN LİNKE TIKLAYIN

https://www.drgokhangunes.com/makale/aihmin-turan-ve-digerleri-kararina-iliskin-degerlendirme/

İZZET ÖZGENÇ’TEN GARİP AÇIKLAMA

TCK’nın mimarlarından Prof. Dr. İzzet Özgenç de dün konuyla ilgili paylaşımlarda bulundu. Ancak Özgenç’in paylaşımları kamuoyunun tepkisini çekti. Zira kendisi de hukukçu olan Özgenç, suçun şahsiliği ve masumiyet karinesi gibi temel ilkeleri bile yok sayıyor.

İzzet Özgenç, AİHM’nin kararının kendisi için sürpriz olmadığını, söz konusu ‘ihlal’ kararının kendisini doğruladığını anlatıyor. Ancak, “Türkiye bakımından, başta hukuk olmak üzere asıl sorun yanlış hesap sorulmasıdır. Türkiye’de hakim ve savcılık görevine devam etmesine hukuken izin verilmemesi gereken kişilerin bulunduğu ve hatta bu kişilerin kendilerinin ceza hukuku sorumluluğunu gerektiren kararlar verdikleri bir gerçektir” diyor.

Yani İzzet Özgenç’e göre KHK’larla ihraç edilen hakim ve savcılar aslında hiç o göreve getirilmemeliydi! Özgenç, binlerce hakim ve savcıyı zan altında bırakıyordu. Özgenç’e göre sorun ‘suçlulardan’ hesap sorulması değil, bunun usulüydü…

İzzet Özgenç, kendisine yönelik eleştiriler üzerine ikinci bir paylaşımda daha bulundu: “Eleştirileri saygıyla karşılıyorum. Ancak, Türkiye’de Genelkurmay Başkanı olarak görev yapan bir kişiyi, bu görev sürecinde terör örgütü yöneticisi olduğundan bahisle tutuklayan hakimleri, hakkında kamu davası açan cumhuriyet savcılarını unutmamak gerekir.”

MASUMİYET KARİNESİ NE OLACAK?

İzzet Özgenç’in ilk paylaşımını ‘meşrulaştırmak’ için yaptığı ikinci paylaşım tepkileri daha da artırdı. Zira bir hukuk profesörü, masumiyet karinesini ve suçun şahsiliği ilkesini yok sayıyordu.

Dr. Gökhan Güneş, Özgenç’e tepkisini, “Bir ülke düşünün ki, masumiyet karinesi ve suç ve cezaların şahsiliği ilkesi, bunları ‘kanunlara’ yazanlara hatırlatılır hale gelmiş. Bu ülkede, ‘hakim ve savcılar da suç işleyebilir ancak asla terör suçuyla suçlanamaz’ diyebilmek; fişlemelerle tutuklanıp ihraç edilen binlerce kişinin aslında mesleğe devam etmemeleri gerektiği şeklinde ifadelerle söze başlamayı ve bu hususlar eleştirilince de, ‘ama şu kişiyi tutuklayanlar da unutulmamalıdır’ demeyi gerektirirmiş.” ifadeleriyle dile getirdi.

HASAN DURSUN: HOCANIN DERDİ, TÜRKİYE’NİN İTİBARI!

İhraç Cumhuriyet Savcısı Dr. Hasan Dursun, AİHM’nin hakkında karar verdiği 427 yargı mensubundan biri. Dursun, İzzet Özgenç’in paylaşımını eleştiren isimlerden. “Hoca bir anda masumiyet karinesi ile suç ve cezaların şahsiliği ilkelerini, ‘düşman’ olarak algıladığı ve ‘imha’ edilmesini düşündüğü 4.500 hakim ve savcı için yok saymış.” diyen Dursun, şu paylaşımlarda bulunuyor:

“Hoca’ya göre 4.500 hukukçunun gerekçesiz, delilsiz ve Anayasa hiçe sayılarak ihraç edilmesi, tutuklanması ve cezalandırılmasında sorun yok. Sorun olan şey; bu kişilerin ‘terör örgütü üyesi’ ya da ‘darbeci’ ilan edilmesi ve tutuklanmasıymış. Zira bu yüzden memleket rezil olmuş! Hocanın hukuki yorumuna göre Ergenekon ve Balyoz gibi soruşturma ve yargılamalarda ağır hukuk ihlalleri yapılmış. Bir an bahsettiği soruşturmalarda hata yapıldığını düşünelim. Özgenç, bu hataları yaptığını düşündüğü yargı mensuplarından yola çıkarak, 4.500’den fazla hukukçuya reva görülen uygulamayı kafasında, beyninde ve vicdanında nasıl gerekçelendiriyor?”

RAMAZAN GÜZEL: BU AÇIKLAMALAR İBRETLİK

İhraç hakim Ramazan Faruk Güzel ise hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından olan masumiyet/suçsuzluk karinesinin günümüzde hem uluslararası insan hakları sözleşmelerinde hem de anayasalarda güvence altına alınmış bir ilke olduğunu hatırlatıyor.

“Ceza hukukunun en önemli ilkelerinden biri de suç ve cezanın şahsiliği ilkesidir. Başkasının işlediği fillere iştirak etmedikçe hiç kimse o suçtan sorumlu tutulamaz.” diyen Güzel, “Ceza hukuku hocaları yıllarca kürsülerde bunları anlattılar. Ama otoriter bir yönetime tabi olunca, siyasi bir de taraf olunca insanlar en temel ilkeleri bile göremez hale gelebiliyorlar. Bunun da acı örneğini görüyoruz burada… Buna ibretlik bir misal olarak eklenecektir Sayın Özgenç’in bu zorlama ifadeleri…” diyor.


***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version