TR724 HABER | ERSAN AY
Organize Suçlarla Mücadele Küresel Girişimi tarafından 28 Eylül’de yayınlanan raporda çarpıcı sonuçlar yer aldı. Türkiye, Birleşmiş Milletler (BM) üyesi 193 ülke arasındaki ‘kriminal ülkeler’ sıralamasında 12. sırada gösterildi.
Türkiye’nin suçluluk puanı 10 üzerinden 6,89 olarak açıklandı. Avrupa ülkeleri arasında zirveye yerleşen Türkiye, Asya ülkelerinden İran, Afganistan ve Irak ile yarışıyor. İnsan kaçakçılığı kategorisinde 9,0 puan ile dünyada ilk sırada olan Türkiye, silah kaçakçılığında ise yine 9 puan ile 9,5 puanı olan Libya’nın hemen arkasında yer alıyor. Yenilenemez enerji kaynaklarıyla ilişkilendirilen suçlarda Türkiye 9,5 puan ile yine zirvede. Türkiye’nin eroin ticaretindeki suçluluk puanı ise 8,0.
Silah Kaçakçılığı
Raporda, Türkiye için ateşli silah kullanımı ve silah kaçakçılığının son yıllarda artmasıyla birlikte artık yasadışı silah ticaretinin Türkiye’de yaygın olduğu vurgusu yapıldı. Silah kaçakçılığının Türk devleti tarafından dış siyasi amaçlar için kullanıldığına dikkat çekilirken devlete bağlı kişilerin Suriye ve Libya’da savaşan Selefi-Cihatçı gruplara yasa dışı olarak silah aktardığına dair ciddi şüpheler olduğu ifade edildi. Ayrıca Türkiye devletiyle ilişkisi olan kişilerin ülkedeki paramiliter gruplara silah sağlama işlerinde yer aldığı düşünülüyor.
Petrol Kaçakçılığı
Türkiye’deki üst düzey politikacıların da dahil olduğu bir ağ tarafından IŞID’in kontrolündeki bölgelerden milyonlarca dolar değerindeki petrolün satın alındığına, bu petrolün Türk ve Irak Kürt bölgesi petrolü olarak satıldığına dair birçok delil olduğunun altı çizildi.
Altın Türkiye için kara para aklama yöntemi
Altınla ilgili suç faaliyetine dair Türk devletinin özellikle İran ve Venezüella ile bağlantılarının son zamanlarda iyice açığa çıktığı belirtilirken, Türkiye’nin bu ülkelere uygulanan yaptırımları ihlal ettiği ve altın ticaretini kara para aklama yöntemi olarak kullandığı ifade edildi.
Uyuşturucu Ticareti
Raporda “Türk organize suç çeteleri, Avrupa’ya toptan eroin ithalatını kontrol ediyor” tespitine yer verilirken, Türkiye’de esrar kullanımının oldukça yaygın olduğu ve son yıllarda özellikle genç erkekler arasında artış gösterdiği belirtildi. Kokain piyasasının Türkiye’de oldukça sınırlı, kenevir ekiminin ise fazlasıyla yaygın olduğuna değinildi. Kenevir ekiminin Türkiye’nin güneydoğu bölgesinde yoğunlaştığı ve büyük ölçüde Kürdistan İşçi Partisi, bağlantılı gruplar ve bireyler tarafından kontrol edildiği açıklandı.
Türkiye hiç olmadığı kadar mafya devleti
Raporda Türkiye’nin mafya devleti olarak tanındığına ve bunu doğrular nitelikte birçok kanıtın olduğuna dikkat çekildi. Türk hükümeti, altın ve petrol ticareti, insan kaçakçılığı ve silah kaçakçılığı gibi belirli suç pazarlarını sık sık kendi çıkarları ve siyasi amaçları için kullanıyor, denildi. Devlette yerleşik kişilerin Türkiye’deki paramiliter gruplara silah sağlama işine karıştığının altı çizildi.
Adana, İzmir, Diyarbakır, Reyhanlı, Gaziantep ve İstanbul gibi ağırlıklı olarak Türkiye’nin deniz ve kara sınırlarına yakın bölgelerde çok sayıda serbest suç şebekesi bulunduğuna ve bu şebekelerin uyuşturucu kaçakçılığından göçmen kaçakçılığına kadar bir dizi sınır ötesi kaçakçılık faaliyeti yürüttüğüne vurgu yapıldı.
Yolsuzluğun devlet aygıtının tüm seviyelerinde yaygın olduğu açıklanırken ülkede bu yolsuzluklara karşı bir cezasızlık kültürü oluşturulduğu belirtildi. Suçluların iadesi noktasında Türkiye’deki rejimin INTERPOL’ün kırmızı bülten sistemini kendi politik çıkarları için kullanma çabasının neticesinde Türk hükümetinin iade süreçlerinin ve taleplerinin kullanımına ilişkin ciddi endişeler bulunduğu ifade edildi. Hükümetin iade ve kırmızı bülten taleplerinin gazetecileri, siyasi muhalifleri ve aktivistleri hedef aldığı vurgulandı.
Yargı ve Poliste rüşvet yaygın,
Raporda Türkiye’nin zaten politize olmuş kolluk kuvvetlerinde rüşvet uygulamalarının oldukça yaygın olduğu ve polisin görev ve yetkisini kötüye kullanımının alışılmış bir durum olduğu ifade edildi. ‘Çokça benzer bir eleştiri ülkenin yargı sistemine de yöneltilebilir’ denildi. Hükümetin 15 Temmuz 2016’nın ardından yargı sistemini tasfiye etmesi ve yürütme aleyhine karar vermenin ağır sonuçları doğuracağının bilinmesi ile birlikte, Türkiye’de yargı bağımsızlığı ciddi şekilde zayıflamış ve rejime sadık binlerce yargıç atanmış olduğuna dikkat çekildi. Rapor yerel mahkemelerden anayasa mahkemelerine kadar siyasi muhaliflere karşı en etkin kullanılan araç olan Türk yargı sisteminin Erdoğan’ın kontrolünde olduğunu duyurdu.
Türkiye gazetecei hapishanesi
Hükümetin onlarca medya kuruluşunu ortadan kaldırdığına ve ülkenin en büyük medya grubunun hükümet yanlısı bir holding tarafından devralındığına değinilen raporda Türkiye’nin gazetecileri hapse atma konusunda dünyanın en kötü suçlularından biri olduğunun altı çizildi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***