HABER İNCELEME | İLKER DOĞAN
15 Temmuz’un ardından yürütülen cadı avında binlerce kişinin tutuklanmasına ve terörle suçlanıp ceza almasına dayanak gösterilen ByLock’a ilişkin yayınlanan bir belge, hukuksuzluğu tamamen deşifre etti. KHK ile ordudan ihraç edilen Yarbay Mustafa Alkan’ın paylaştığı belgeye göre ByLock listesi, program henüz hukuksuz olarak ele geçirilmeden 17 Ağustos 2016’da Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmiş.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararında ByLock’a ilişkin dijital materyalin imajı (kopyalama) 29 Kasım 2016’da alınmıştı. Kaldı ki imaj alınmasına ilişkin mahkeme kararı ise daha sonraki bir tarihte 9 Aralık 2016’da veriliyordu. CMK’ya göre hakim kararı olmadan imaj alınamaz. Alınmışsa ki öyle olmuş, o delil hukuka aykırı hale gelir ve yargılamada kullanılamaz. Yeni belgeye göre Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, söz konusu işlemlerden bile önce liste oluşturarak savcılığa göndermiş!
Hukuksuz bir KHK ile TSK’dan ihraç edilen Yarbay Mehmet Alkan, kişisel sosyal medya hesabında çok önemli bir belge paylaştı. 17 Ağustos 2016 tarihli belge, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben yazılmış. Belgenin konusu ise ‘ByLock’.
15 Temmuzdan sonra Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Ankara Başsavcılığına Bylock Listesi gönderiyor!
Buradaki YANLIŞLARI bulunuz ve yazınız! pic.twitter.com/ZTT5x0BFm5— Yarbay Mehmet Alkan (@MehmetAlkanTC) September 30, 2021
Belgede, “Terör örgütlerine ve Milli Güvenlik Kurulunca devletin milli güvenliğin karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen şahıslarla ilgili olarak devletin resmi kurumlarınca Genelkurmay Başkanlığı’na bildirilen ve ByLock isimli gizli iletişim programını kullandığı belirtilen Deniz Kuvvetleri personeline ait kimlik bilgileri ve açıklamaları gereğinin taktir ve ifası için ekte sunulmuştur.” deniliyor.
12 AĞUSTOS’TA 700 KİŞİ AÇIĞA ALINMIŞTI
İhraç Yarbay Ethem Gürbaş söz konusu belgeyle ilgili sosyal medya hesabında paylaşımda bulundu. Kendisiyle birlikte 700 personelin 12 Ağustos’ta açığa alındığını hatırlatıyor. Gürbaş’a göre Cihat Yaycı’nın önceden hazırlığı listelerle açığa alındılar. Ardından da savcılarla işbirliği yapılarak isimler ByLock listelerine eklendi.
DENİZ KUVVETLERİNİN İNANILMAZ HIZI!
Mehmet Alkan’ın paylaştığı belge, Bylock listelerinin de ‘uydurma’ olduğunu gözler önüne seriyor. Belgeye göre DKK o kadar hızlı ve koordineli çalışmış ki, henüz hiç kimsenin haberinin bile olmadığı ‘gizli’ haberleşme programını kullanan yüzlerce personel tek tek deşifre edilmiş!
BYLOCK, REJİMİ MAHKUM EDECEK
ByLock’un ‘çöp delil’ olduğu daha önce ortaya çıkmıştı. Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararında belirtildiği üzere, ByLock’a ilişkin dijital materyalin imajı (kopyalama) 29 Kasım 2016’da alınmıştı. İmaj alınmasına ilişkin mahkeme kararı ise daha sonraki bir tarihte 9 Aralık 2016’da veriliyordu. CMK’ya göre hakim kararı olmadan imaj alınamaz. Alınmışsa ki öyle olmuş, o delil hukuka aykırı hale gelir ve yargılamada kullanılamaz.
SKANDAL İÇİNDE SKANDAL
Yeni belge skandalı bir adım öteye taşıyor. ByLock hakkında elkoyma ve inceleme iznine ilişkin ilk karar Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği tarafından 9 Aralık 2016 tarihinde alınmıştı. Buna göre ByLock listesi, ByLock henüz ele geçirilmeden 17 Ağustos 2016 günü Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmiş. Bu nasıl olabilir? 9 Aralık 2016’da imaji alındığı söylenen veriler üzerinde aylar önce çalışılmış. Ayrıca verilerin orijinalliği bozulmuş.
DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI İSTİHBARAT MI TOPLUYOR?
Kaldı ki, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın istihbarat toplamak gibi bir görevi var mı? Varsa bunu nasıl yapıyor? Dolayısıyla MİT’ten temin edilmiş olmalıdır. Belgede ‘devletin resmi kurumlarınca bildirilen’ ifadesi de dikkat çekici. Genelkurmay Başkanlığı’na söz konusu listeyi gönderen kurum hangisi? Muhtemelen MİT! Demek ki MİT, mahkeme kararından çok önce listeleri oluşturmuş ve incelemeye tabi tutmuş. Ancak sorun şu ki, MİT belgeleri adli işlemlerde tek başına delil olarak kullanılamaz.
HUKUKSUZLUKLAR ZİNCİRİ VE SAHTE DELİL ÜRETME
Hizmet Hareketi’ne yönelik soruşturmalarda rejimin ‘en güçlü’ delili ByLock! Ancak görüldüğü gibi o bile tel tel dökülüyor. ByLock verilerinin ele geçirilmesinden itibaren başlayan bir ‘hukuksuzluklar’ zinciri var. Rejim sadece hukuku yok saymakla yetinmiyor; suç işliyor. Sahte delillerle insanlar mahkum ediliyor. Uydurma listelerle insanlar yaftalanıyor.
Polisler itiraf etti: Tutuklanması istenen isimleri ByLock listesine ekliyorduk
CHP’nin eski vekillerinden Avukat Hüseyin Aygün, geçtiğimiz aylarda yaşadığı bir olayı sosyal medya hesabında paylaşmıştı. Hüseyin Aygün’ün aktardığına göre iki polis ByLock listelerine nasıl ekleme yaptıklarını şöyle itiraf ediyordu: “Her sabah ‘ByLock Listeleri’ geliyor, biz bunları düzenliyor, savcılık ve diğer makamlara sunuyorduk.. Sonra bu listede olmayan ama ‘Eklenecekler Listesi’ gelmeye başladı. Bunları da ByLock kullananlar içine ekledik ve ilgili mercilere göndermeye başladık.. Bu ‘Eklenecekler’ gerçekte ByLock kullanmayan ama tutuklanmaları istenen kişilerdi. Bu işi yaparken yanlış olduğunun farkındaydık ama elden ne gelir, yapmaya devam ettik.. Sonra bir sabah ‘Eklenecekler’ listesinde bizim de ismimiz yer aldı. Şimdi biz de buradayız Hüseyin Bey..”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***