Ülkeyi SPD’li bir başbakanın yönetme ihtimali Merkel’in uykusunu kaçırıyor mu? Almanya Başbakanı Merkel yaptığı veda söyleşileri kapsamında Süddeutsche Zeitung’un sorularını yanıtladı.
Almanya’da 26 Eylül’de düzenlenen genel seçimlerde, Başbakan Angela Merkel’in partisi Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) ile kardeş parti Hristiyan Sosyal Birlik’ten (CSU) oluşan Hristiyan Birlik ittifakı hezimete uğradı ve yüzde 24,1 ile tarihinin en kötü sonucunu aldı.
Almanya’da kurulması muhtemel gözüken koalisyon, seçimlerden birinci güç olarak çıkan Sosyal Demokrat Parti (SPD) liderliğinde olacak gibi gözüküyor. Dolayısıyla başbakanın da SPD’den olması kuvvetle muhtemel. Koalisyon görüşmeleri yeni başladı. 16 yıldır ülkeyi yöneten Angela Merkel ise vedaya hazırlanıyor ve bu arada mülakatlar veriyor.
Merkel’e, Süddeutsche Gazetesi’ne verdiği veda söyleşisinde ilk olarak sabahları aldığı bilgilendirme yerine televizyondaki sabah programlarını seyredip seyretmeyeceği sorusu yöneltildi. Merkel ise “görevi bıraktıktan sonraki gün ne yapacağını henüz düşünmediği” yanıtını verdi. Peki sabahları daha geç mi kalkacak? Merkel “Hemen ertesi gün olmayacak” diye devam ediyor ama görevi bıraktıktan sonra daha çok uykusunu almış olarak uyanacağından emin.
Ülkeyi bir SPD’linin yönetecek olması uykusunu kaçıyor mu?
Siyasi konulara geçilirken Merkel’e yöneltilen dikkat çekici soru, ülkeyi gelecekte bir Sosyal Demokrat Parti (SPD) üyesinin yönetecek olması ihtimalinin, Merkel’in uykularını kaçırıp kaçırmadığı. Cevabı net, içi rahat uyuyabiliyor. Merkel, “Siyasi açıdan elbette farklar olacaktır, bu da gayet normal, ama içim rahat uyuyabiliyorum” diyor.
Peki partisi CDU ve kardeş parti CSU’dan oluşan Hristiyan Birlik ittifakının hezimetinde Merkel’in payı ne? Angela Merkel’e göre seçimin sonucu elbette iyi değil, o kesin. Ve CDU ile CSU bundan gelecek için ders çıkarma yolunda. Ona göre bunu oldukça da iyi yapacaklar.
Peki Merkel, gücü elinde tutma pahasına partisinin programını ihmal ettiğine dair suçlamalar hakkında ne düşünüyor? Cevabı kısa ve net: “Bu suçlamayla yaşamak zorundayım.”
2015’te başlayan ve Avrupa ile Almanya’da sonuçları 2016’dan itibaren hissedilmeye başlanan mülteci yoğunluğu döneminde Merkel hiç istifayı düşündü mü? “Hayır” diye cevap veriyor Merkel. “Ama bazı şeyler vardı ki onların benimle yapılması imkansızdı” diye de özellikle ekliyor.
Mültecilere kapıların kapatılmaması ve insani sebeplerle Almanya’ya girişine kontrolsüz de olsa izin verilmesi Merkel’i hem aşırı sağcılar hem de kendi partisinden bazı grupların hedef almasına neden olmuştu.
En büyük başarılardan biri uyum alanında oldu
Uyum alanında da Merkel’e göre Almanya göçmen kökenlilerin kendi ülkelerinde aldıkları diplomaların Almanya’da da tanınması konusunda olumlu adımlar atıldı. Ona göre araştırma ve yatırım konusunda başarılı gelişmeler kaydedildi ve ayrıca 2010-2020 aralığında karbondioksit emisyonunda hedefledikleri yüzde 40 azalmayı da başardılar.
Son iki yılına koronavirüs pandemisinin damgasını vurduğu Merkel son günlerde BioNTech’in kurucuları Özlem Türeci ile Uğur Şahin’in aşıyı geliştirme sürecini anlatan “Işık hızı projesi” adlı kitabı okuduğunu, Uğur Şahin’in tehlikenin boyutunu 24 Ocak 2020’de öngördüğünü, kendisinin ise kavramada onun kadar hızlı olmadığını da itiraf ediyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***