Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Mansur Yavaş: Benim en büyük projem Ankara halkını zengin etmek

Mansur Yavaş: Benim en büyük projem Ankara halkını zengin etmek


Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Beypazarı’nda yürütülen yatırım çalışmalarını yerinde inceledi, vatandaşlarla bir araya geldi. Yavaş, “Benim en büyük projem Ankara halkını zengin etmek. Ben görevde bulunduğum süre boyunca Beypazarı, Nallıhan, Ayaş ve Güdül’ün içme suyu ihtiyacını karşılayacağız. Üreticilere sıvı gübre, ücretsiz silaj ve mazot yardımı yapacağız” dedi.

İlçe ziyaretlerine Beypazarı ile devam eden Mansur Yavaş, Beypazarı Kaymakamı Oktay Erdoğan’ı makamında ziyaret ettikten sonra Beypazarı Asfalt Şefliği’nde incelemelerde bulunarak, “Sıcak asfalt bu bölgelere Ankara’dan geliyordu. Buralarda ihmal edilmiş epey bir bölge var ve talep vardı vatandaşlarımızdan. Dolayısıyla plentin buraya kurulmasına karar verildi. Burada hem yol maliyetinden kurtulacağız hem de Nallıhan, Beypazarı ve Güdül ilçelerimize hizmet vereceğiz” dedi.

‘BENİM EN BÜYÜK PROJEM ANKARA HALKINI ZENGİN ETMEK’

Beypazarı ilçesindeki altyapı ve üstyapı yatırımları yerinde inceleyerek bilgi alan Yavaş daha sonra Beypazarı Bostancılar Kooperatifi Tesisi’nin açılış törenine katıldı.

“Benim en büyük projem Ankara halkını zengin etmek” sözleriyle konuşmasına başlayan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Başkent’in ekonomisini canlandıracak kalkınma reçetesini ve üreticilere yönelik şu açıklamayı yaptı:

“Ankara’daki bütün yerleşim bölgeleri toplam arazimizin yüzde 3’ünü tutuyor. Yüzde 97’si boş ve bunun da yüzde 50’si tarıma elverişli. Bu insanlar eskiden burada tarım yapıyorlardı ama tarım yeterince desteklenmediği için tarımdan çekildiler. İşte biz yeniden tarıma teşvik edeceğiz. Yani en iyi bildikleri işi yaparak, zenginleşmelerini sağlayacağız. Beypazarı’nda da öyle olmuştu. Beypazarı’nda biz kimseye meslek öğretmedik sadece o maharetli ev hanımlarımızın, maharetli beylerimizin yaptıkları yemekleri, el sanatlarını gelen turistlere pazarlayarak para kazanmalarını sağladık. Başkasına ihtiyaç hissetmeden kendi evini geçindiriyor ve kendi alın terini yiyor. Yani insanlara balık tutmayı öğrettik. Biz bu ülkede tarımı desteklemezsek, yarın aç kalma durumumuz var.

Bunun üzerine bir de küresel ısınmadan kaynaklı başımıza gelen bu kuraklık nedeniyle artık hiçbir yerde üretemez hale geldik. Sadece Türkiye değil insanlık açlık krizi ile karşı karşıya. O zaman ne yapmamız gerek? Tarımı Ankara’da ayağa kaldırmamız lazım. Sulu tarım için Kesikköprü’den gelen suyu vermek suretiyle sulu tarımı da destekleyecek projeler hazırlıyoruz. Gölbaşı’nda büyük bir tarım akademisi kuruyoruz. Sıvı gübre desteği de sağlayacağız. Hayvancılıkla uğraşanlara ücretsiz silajlık tohum vereceğiz. Nisan ayında ise kimsenin yapamadığını yapıp çiftçimize mazot desteği sağlayacağız. Teşviklerimiz artarak gidecek inşallah. Biz bunları Ankara’nın kalkınma reçetesi olarak görüyoruz.”
 

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version