IŞİD’in Kobanê’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014’te yaşanan protestolar nedeniyle Halkların Demokratik Partisi (HDP) yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 108 isim hakkında açılan Kobanê Davası’nın 5’inci duruşmasının 4’üncü oturumu Sincan Cezaevi Kampüsü’nde başladı.
Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen duruşmaya HDP Milletvekilleri, HDP Mersin ve Ankara il, ilçe üye ve yöneticilerini yanı sıra çok sayıda avukat ve izleyici katıldı. Sincan Cezaevi’nde tutulan siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde tutulan siyasetçiler, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Tutuksuz yargılanan diğer siyasetçiler ise bulundukları şehirlerde SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katıldı.
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada ilk olarak söz alan eski milletvekili ve TJA aktivistlerinden Ayla Akat Ata, tutukluluk durumuna dair konuştu.
“Türkiye’de gündem artık günlük akıyor. Bu sabah tv de farklı bir gündemle uyandık” diyen Akat, şunları ifade etti: “Türkiye, kara para aklanan ülkeler arasında adı geçen ülkeler arasında yer aldı. 3 Ağustos 2021’de İçişleri Bakanlığı tarafından ‘nefret söylemine itibar etmeyin onu bunu hedef gösterenlere kanmayın yargı karar verecek kimseyi linç etmeyin’ diye halka yapılan çağrı vardı. Biz de ülkemizin içinde bulunduğu gündemler açısından herhangi bir kışkırtma haberinin ua da herhangi bir yaşanmışlığın 6-8 Ekim olaylarını beraberinde getiren olaylar yaşanmasına gebe ve bugun sorumluları olarak biz yargılanıyoruz. Ülkenin içinde bulunduğu tüm sıkıntılara ortak sonuç alınabilecek mekanizmaları açığa çıkararak karşı durulabilecğeni de ifade etmek istiyorum.”
‘KONJONKTÜR DEĞİŞİNCE SUÇ UNSURU DA MI DEĞİŞİYOR?’
Haziran ayı duruşma sonunda ara karar içinde iki hususu belirtmek istediğini dile getiren Ata, “İddianamede yer almayan iki husus vardı. Benim üzerimden çözüm süreci hedef alınmış, kadın barış mücadelesi hedef alınmış durumda. Bir sonraki periyotta buna dair savunmamı yapacağım. Ancak yakalandığım 2020 tarihine kadar attığım tüm tweetleri istediniz. 2013 yılında adaya giden ilk heyet içindeyim, sonrasında kadın mücadelesi içinde bu süreci takip ettik. Ama o süreçte attığımız tweetler bugun suç olarak belirtilmiş. Türkiye’deki konjonktür değişince suç unsuru da mı değişiyor. Eğer bir takım eylem ve söylemler içinde bulunduysak o gün yargıya taşınmayıp bugün yargı konusu olması kafamızda soru işaret bıraktığı ve bunların dokunulmaz temel haklar olduğunu belirtmek istiyorum” dedi.
SEÇİM ÇALIŞMASINA KATILMAK SUÇ!
Tutukluluk devam gerekçesi yapılan ve sonrada dosyaya eklenen 3 ek olduğunu ifade eden Ata, “Birincisi içinde yer almadığım ve devlet izni dahilinde Kobanê’ye giden bir heyetle ilgili çıkan haberlerde benim de heyette yer aldığım belirtiliyor” diyen Ata, şunları ifade etti: “Benim orada olmadığım görüntülerde yer alıyor ama avukatlarımın bu konudaki uyarılarına rağmen habir tutuklanma gerekçesi olarak dosyaya konuluyor. Bir diğeri seçim propagandası için yaptığımız bir ziyaret. Seçim propagandası yapmak için Urfa’nın bir ilçesine gitmemiz tutuklanma gerekçesi yapıldı. Orada yalnızca seçim propagandası yapan arkadaşların yanında bulunuyor ve konuşma bile yapmamıştım ama orada bulunmam tutuklanma gerekçem. Anayasa’da güvence altında olan seçim propagandasına katılmam suç sayılmış. Bir diğeri Avrupa’dan gelen sol sosyalist partilerin bizi ziyaretindeki toplantıya katılmam suç sayılmış. Bilinen her türlü güvenlik önleminin alındığı bir toplantıya katılmış olmam tutuklama gerekçesi sayıldı. Ve bunlar daha sonra dosyaya eklendi. iddianamenin herhangi bir yerinde rastlamadım.”
‘YENİ BİR İDDİANAME Mİ HAZIRLANACAK?’
İddianame dışında yargılama yapılabilmesi için ek iddianamenin hazırlanması gerektiğini kaydeden Ata, “Beni yargılayacaksanız ek iddianame hazırlayabilirsiniz ama olmayan şeyler üzerinden belge topluyorsunuz. Bana burada sorabilirdiniz. Hakkımda yeni bir iddianame hazırlama planı var mıdır ben de buna göre savunmamı hazırlarım” diye konuştu.
‘KÜRT SORUNUNDA ÇÖZÜMSÜZLÜKTE ISRAR’
Erdoğan’ın 2005’te Başbakan olarak Diyarbakır’da yaptığı ve ilk kez Kürt sorunu ifadesini kullandığı açıklamasını hatırlatan Ata, “2005 üzerinden çok şey geçti. Ama demokrasi sağlanmadı hala çözümsüzlükte ısrar ediliyor” dedi. Yeni Anayasa tartışmalarına da değinen Ata, “Millet ittifakının yeni bir Anayasa çalışması var. Bu önemli. İçinde herkesin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğu belirtiliyor. Ama ben bunu hissetmek istiyorum. Ülkenin vatandaşı olduğunu hissetmek istiyorum. Benim ana dilim Zazaca ama dilimin tanınmasını istiyorum” dedi.
Duruşma tutukluluk incelemesine dair yapılan savunmalarla devam ediyor. (MA)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***