HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY
Bir tartışmadır gidiyor. Tartışmaya dahil olan işine gelen yerden tuttu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Meclis’in açılışında gündeme getirdiği “2023’e yeni anayasa ile girme” önerisi öyle dal budak saldı ki sahibi bile neyin konuşulduğunu anlamaz oldu.
Yeni anayasa fikri AK Parti’nin kuruluşundan, sonrasında da iktidarının ilk döneminden itibaren hep var. İktidar partisinin gündemine belirsiz periyotlarla giren bu yeni anayasa fikri esas itibariyle bütün siyasi partilerimizin Kızılelması durumunda dense yanlış olmaz.
2007’de AK Parti’nin talebiyle Prof. Dr. Ergun Özbudun başkanlığında ilk ciddi çalışma yapıldı. Sonra 2012’da önde gelen meslek kuruluşlarının TOBB öncülüğünde oluşturduğu “Anayasa Platformu” çerçevesinde Anadolu gezilerek yeni anayasa arayışlarına girişildi.
Yeni anayasa yapılamayacağı deneysel yollarla ortaya çıkınca bu kez kısmi değişikliklere gidildi. Esas itibariyle kısmi değişiklikler AK Parti döneminde hep yapıldı.
ERDOĞAN’IN 2023’E YENİ ANAYASA ÇAĞRISI İLE BAŞLADI
İktidar partisi ve başındaki ismin gündem belirleme konusunda performansının hayli düştüğü medyada yazılıp çiziliyor, programlarda tartışılıyor. İşin bu tarafı ayrı bir tartışma.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Ekim’de Meclis’in açılışında yaptığı konuşmada yeni anayasa çağrısı yaptı. Sözleri yalın, hatta bu kez uzlaşmacı denebilecek bir yaklaşım taşıyordu:
“Meclisimiz mümkün olursa tamamının uzlaşması ile hazırlanacak bir yeni anayasa, milletimize vereceğimiz en güzel 2023 hediyesi olacaktır.” (Videonun 6’ncı dakikasından itibaren)
Erdoğan’ın bu çağrısı kamuoyunda yankı bulmadı. Güdümlü medyanın gündeme sokma girişimleri de pek sonuç vermedi dense yanlış olmaz. Ta ki Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Başkanvekili ve Meclis eski Başkanı İsmail Kahraman konuya müdahil olana kadar.
Kahraman, geçtiğimiz günlerde, Çemberlitaş’ta Birlik Vakfı merkezinde, “Yeni Anayasa ve Öze Dönüş” konulu bir konferans verinceye kadar. Laikliğin dünyada sadece 5 ülkede bulunduğunu söyleyen Kahraman, Fransa dışındaki öteki ülkelerin hepsinde dinle barışık bir anayasa olduğunu ifade etti.
‘DEĞİŞMEZ MADDELER ANAYASAYA KONMAMALI’
Daha önce laikliğin anayasadan çıkarılması teklifi ile gündeme gelen İsmail Kahraman’ın asıl tartışmaya yol açan sözleri ise bundan sonra geldi:
“Değişmez maddeler anayasaya konmamalıdır. Milletin isteği halinde değiştirilebilir. Millet kendini idare etmek için bir araya geliyor da bir karar veriyorsa, demokrasinin gereğini yerine getirmek lazımdır. Parlamenter sistem demokrasiyle bağdaşmaz.”
İşte asıl tartışma bu sözlerden sonra başladı. Bilindiği gibi Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın ilk üç maddesi devletin yapısını, niteliklerini ve simgelerini belirliyor. Dördüncü madde ise ilk üç maddesinin değiştirilemeyeceğini, değiştirilmesinin dahi teklif edilemeyeceğini hükme bağlıyor.
Kahraman’ın yeni anayasaya değiştirilemez maddeler konulmaması yönündeki ifadeleri muhalefetten öte toplumun bugüne kadar fazla sesi çıkmayan kesimlerinden de tepki gördü. Tartışmalar üzerine AK Parti kurumsal olarak tepki verme gereği duydu.
Önce parti sözcüsü Ömer Çelik çıkış yaptı. Parti adına konuşan Çelik, “AK Parti laik devlet düzenini savunmaktadır. Laiklik prensibi sadece bir düzenleme olarak değil aynı zamanda toplumsal barış ilkesi olarak yerini koruyacaktır” dedi.
Parti içinden de tepki görmesi üzerine İsmail Kahraman, a Haber’de Banu El’in programına katılarak sözlerine açıklama yapma gereği duydu. Sözlerinin çarpıtıldığını öne süren Kahraman, “Burada bir kasıt var. Anayasa maddesi hangisi değişsin diye müzakere yok. Yeni bir anayasa yapılması var” dedi.
Kahraman, “Eğer laiklik bir hürriyet ise hürriyetler arasında sayılır. Laik lafı istediği noktaya çekebilen hale geldi. Benim dediğim tarifi olmalı veya diğerlerinde olduğu gibi anayasada olmasına gerek yok” diye konuştu.
Kendisinin dindar bir anayasa hazırlanmasını istediğini belirten Kahraman, yanlışlara yol açıp özgürlükleri kısıtladığı için laikliğin kaldırılmasını istediğini söyledi.
Söylediklerini düzeltme yoluna giderken bile aynı görüşünü tekrarlayan Kahraman çok açık belli ki kendince polemik yapıyor. Anayasanın ilk 4 maddesinin değiştirilmesini talep etmediğini söylüyor. “Yeni anayasa” istediğini dile getiriyor. Konuşmasının tamamını izlediğinizde, anayasanın yeniden yazılması halinde ilk 4 maddenin mevcut anayasadan alınıp yeni anayasanın tepesine oturtulmayacağını anlatıyor.
Polemik yaptığı ikinci nokta da kendisinin sadece dindar anayasa talep ettiğini ve yeni metinde laikliğin olmamasını istediğini tekrarlıyor. Laiklik ise “değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez” denilen maddeler arasında. İkinci maddede, Türkiye Cumhuriyeti’nin nitelikleri sayılırken, “demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir” hükmü yer alıyor.
Laikliğin kaldırılması demek, ikinci maddenin değiştirilmesi demek değil midir?
ERDOĞAN’IN SÖZLERİ DİNLEYENLERİ HAYRETE DÜŞÜRDÜ
Tartışmalar AK Parti açısından zarar verecek bir noktaya dönüşmekte olduğu görülünce Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin grup toplantısında herkesi şaşırtan bir çıkış yaptı. İsmail Kahraman’ın gündeme getirdiği, CHP’nin ve muhalefetin ise şiddetle çıktığı öneriyi sanki CHP tarafından gündeme getirilmiş gibi karşı çıktı:
“Biz yeni anayasa diyoruz, birileri de çıkıyor ‘Gerekirse ilk 4 maddeyi de değiştiririz’ diyerek hemen PKK güdümündeki siyasi yapıya göz kırpmaya çalışıyor. İttifakın bir diğer kanadı o da yine aynı şeyleri söylüyor.”
Erdoğan, asıl akılları şaşırtan ifadelerini bundan sonra dile getiriyor:
“Şimdi buradan soruyorum. Acaba Anayasa’nın ilk 4 maddesini değiştirme fikri CHP’nin yani dolayısıyla tüm CHP’lilerin iradesi midir yoksa Kılıçdaroğlu’nun kişisel fikri midir? Eğer bu CHP’nin kurumsal iradesi ise ortada çok vahim bir sorun var demektir.”
KILIÇDAROĞLU ERDOĞAN İÇİN SAĞLIK RAPORU İSTERKEN YANILIYOR
Erdoğan’ın bu çıkışına doğal olarak en çok hayret eden isim CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu oldu. CHP lideri, Erdoğan‘ın grup toplantısındaki sözlerine Twitter hesabından yanıt verdi:
“AK Parti’nin ileri gelenleri ‘Anayasanın ilk dört maddesinin değişmesini’ talep ediyor; Erdoğan, benim söylediğimi zannediyor. Artık sağlık raporu istemek, bir devlet güvenliği meselesi haline gelmiştir. Erdoğan, bağımsız bir kuruluştan, sağlık raporu almalıdır, hem de hemen!”
Kılıçdaroğlu, anayasanın ilk 4 maddesinin değiştirilmesinin kendisinden geldiğini sanan Erdoğan’a tepki veriyor. Oysa Kılıçdaroğlu’nun yanıldığını söylemem gerekiyor. Erdoğan’ın yanılma ihtimali yok. Erdoğan’a böyle bilgi verilerek Erdoğan’ın yanıltıldığını düşünmek de doğru bir yaklaşım olmaz.
AK Parti lideri, o sözün Kahraman tarafından söylendiğini mutlaka biliyor. Kendi Kahraman’ın Birlik Vakfı’ndaki bir saat 12 dakika 16 saniye süren konuşmasında bu sözlerin sarf edildiğini izleyerek öğrenmedi ise de doğru bilgi mutlaka verildiğine şüpheniz olmasın.
Erdoğan, konuşmasını prompter’dan okuyarak yapıyor. Bu sözlerin CHP lideri tarafından sarf edildiğini konuşma metnine birileri yazıyor.
Yapılmak istenen çok açık. “Ben bu sözü CHP’nin üzerine yıkarım. Medya benim elimde, gazetelerim, televizyonlarım, sanal dünyada yüzbinlerce trolüm var. Bunların hepsi birden sözlerimi yayınlar ve CeHaPe zihniyetinin üzerine yapıştırırım. Temizlemeye çalışsalar da başaramazlar” düşüncesinde.
Bakalım göreceğiz. Sözün sahibi olarak birkaç hafta, birkaç ay sonra kimi hatırlayacağız. Tabii bir de bugünkü ağır gündemi dağıtma yaklaşımı da var elbette.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***