Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Dünya Bankası müdürü: İklim krizi ile mücadelede finansmanımızı 14’ten 21 milyar dolara çıkardık


Covid-19 salgını bütün dünyada ciddi krize sebep olurken, uzmanlar küresel ısınmanın da yol açtığı problemler konusunda yetkilileri uyarıyor. Dünya Bankası’nın sunduğu son raporunda, iklim değişikliğinin 2050’ye kadar 200 yüz milyondan fazla kişiyi göç etmeye zorlayacağını ileri sürdü.

Küresel Tartışmalar programımızın bu bölümünde, konuğumuz Dünya Bankası Operasyonlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Axel van Trotsenburg, euronews muhabiri Meabh Mc Mahon’un sorularını yanıtladı.

Méabh Mc Mahon, Euronews:

Sayın van Trotsenburg Küresel Tartışmalar programına katıldığınız için çok teşekkür ederiz.

İsterseniz, önce iklim değişikliğiyle ilgili bu yeni verilerden ve tabii ki Avrupa üzerindeki etkisinden bahsedelim.

Bu yaz, Belçika’daki sellerin ve Yunanistan’daki büyük orman yangınlarının yaşamlar ve geçim kaynakları üzerindeki yıkıcı etkilerine şahit olduk.

Sizce Avrupa, gelecekte çıkabilecek olası felaketleri önlemek için daha fazla ne yapabilir?

Axel van Trotsenburg, Dünya Bankası Operasyonlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı

Elbette Avrupa daha fazlasını yapabilir ama aslında tüm dünyanın daha fazlasını yapması gerekiyor. Raporlarımızda göstermeye çalıştığımız şey, bunun küresel bir sorun olması nedeniyle, sorumluluğun da, getirilebilecek çözümlerin de küresel olması gerekliliği. Örneğin, kömürle çalışan tesislerden gelen karbon emisyonlarına bakıyorsanız. Bu aslında halihazırda en çok Asya ülkelerinin sorunu. Bu yüzden sadece Avrupa’daki faaliyetleri değil, Asya’nın ve Amerika’daki faaliyetleri de koordine etmemiz gerekecek.

Méabh Mc Mahon

Küresel denince de akla elbette hepimizi beklediği COP26 konferansı geliyor. Peki Dünya Bankası iklim geçişi konusunda yoksul ülkelere nasıl yardım edecek? Glasgow’daki bu konferans öncesinde, Dünya Bankası’na finansman konusunda adım atması için çok baskı yapıldığını biliyoruz.

Axel van Trotsenburg

Herkesin üzerine düşeni yapması gerektiği konusunda hemfikiriz. Yani buna katılıyoruz. Ve bu konuda da oldukça aktif olduğumuzu düşünüyorum. İklim için faaliyetlerimizi sistematik olarak büyütüyoruz. Size bir fikir vermek için, iklim krizi ile mücadele için sağladığımız finansmanımız son iki yılda yaklaşık yüzde 50 artarak, yaklaşık 14 milyar dolardan 21 milyar dolara çıktı.

Méabh Mc Mahon

Peki bu iklim finansmanının veya ekonomik yardımın çevresel açıdan sürdürülebilir olduğundan nasıl emin oluyorsunuz?

Axel van Trotsenburg

Aslında sürdürülebilirlik ve uzun vadeli gelişim, Dünya Bankası’nın faaliyetlerinin merkezinde yer alıyor. Biz programlarımızda her zaman uzun vadeye bakıyoruz. Bu aslında 75 yıl önce Dünya Bankası’nın kurulma sebebiydi, uzun vadeli gelişim programları.

Méabh Mc Mahon

Bu sabah, bu konunun endişelere yol açtığını okudum. Oxfam’ın bir raporu, iklim geçişinin sadece emisyonları azaltmaya değil, aynı zamanda ülkelerin daha dirençli olmalarına ve “iklim değişikliğinin tehlikeli etkilerine” uyum sağlamasına da odaklanması gerektiği konusunda endişelerin olduğunu gösterdi.

Axel van Trotsenburg

Bu konuda da tamamen hemfikiriz, dirençliliğe olduğu gibi aynı zamanda kapsayıcılığa da bakmamız gerekiyor. Gördüğümüz şey, iklim değişikliğinin yine milyonlarca insanı, özellikle Afrika’da aşırı yoksulluğa itebileceği ve bu ülkelerin sistemlerinin bununla başa çıkmaya hazır olmadığı. Bu yüzden sadece izole bir yatırımdan sonuç almamız ve tatmin olmamız mümkün değil. Bu programın dirençliliği ve kapsayıcılığı da oldukça önemli.

Méabh Mc Mahon

Bugün yayınlanan raporda, Oxfam, yoksul ülkelerin iklim finansmanında altı yılda 79 milyar dolarlık bir kayıpla karşı karşıya kalacaklarını söylüyor. Bu durum oldukça endişe verici.

Axel van Trotsenburg

Ne yazık ki, fakir ülkelerin birçoğunun ciddi eksikliklerle karşı karşıya kaldıklarını biliyoruz. Bunun üzerine, Covid-19 kriziyle birlikte bir de üstüne iklim krizi var. Ayrıca çekirge istilası gibi gibi yerel krizler de var. Dünya Bankası bu ülkelerin sorunlarına çözüm bulmak için oldukça aktif bir çalışma yürütüyor. Desteğimiz, özellikle Afrika’ya. Afrika’ya desteğimiz geçen yıl 10 milyar doları hibe olmak üzere yaklaşık 30 milyar dolardı. Ve daha fazla gerektiğini de biliyoruz.

Méabh Mc Mahon

Evet, daha fazlasına ihtiyaç var. Henüz Covid salgınından bahsetmedik. Dünya çapında bir milyardan fazla doz uygulandığını, ancak aşıların sadece yüzde 0.2’den azının düşük gelirli ülkelere verildiğini gördük. Sizce bu büyük dengesizliğin sorumlusu kim?

Axel van Trotsenburg

Bu konuda, biz de son derece endişeliyiz. Bu sorunla alakalı sesimizi yükselttik. Ne yazık ki, en fakir ülkeler ve özellikle Afrika, aşı kampanyaların dışından bırakıldı. Kıta halkının sadece yüzde 2’si tam olarak aşılandı. Bunun kabul edilemez olduğunu düşünüyoruz. Daha fazlasını yapmalıyız. Afrika Birliği’nin koyduğu hedeflerden biri yıl sonuna kadar nüfusun yüzde 40’ına aşı yaptırmak. Buna odaklanmalıyız. Sorunlardan biri, aşıya erişimi sağlamak.

Méabh Mc Mahon

Tam olarak da bunu sormak istiyordum. Avrupa Komisyonu başkanının geçen hafta yaptığı konuşmada, AB’nin fakir ülkeler için Covax programına 200 yüz milyon doz aşı vaat ettiğini söylediğinde hayal kırıklığına uğramış mıydınız? Ama sanırım asıl soru şu, aşılar için fikri mülkiyet haklarının askıya alınması mümkün değil mi?

Axel van Trotsenburg

Bu, bugünün sorunu çözmeyecek. Orta vadede de bakmamız gereken, Afrika’da daha fazla üretim kapasitesinin nasıl olacağıdır. Ve bunu nasıl yapacağımızla ilgili sorunlar ve kısıtlamalar var. Lisanslar, fikri mülkiyet hakları, ithalat olanakları veya sanayileşmiş ülkeler tarafından dayatılan ihracat kısıtlamaları var. Bütün bunların tartışılması ve ele alınması gerekiyor, ancak bu orta vadeli bir sorun. Öncelikle bu ülkeler için aşıları hemen şimdi almamız gerekiyor ve sonra düşük gelirli ülkelerin sağlık sistemlerini kapsamlı bir şekilde güçlendirmelerine nasıl yardımcı olabileceğimizi ve aynı zamanda kendi üretim kapasitelerine sahip olma olasılığını nasıl sağlayabileceğimizi görmemiz gerekiyor.

Méabh Mc Mahon

Birçok kez bunun küresel bir sorun olduğunu vurguladınız. Ancak AB dahil, zengin uluslara bakarsak, hepsi Dünya Ticaret Örgütü’nün ilaç şirketlerinin sahip olduğu tekelleri geçersiz kılacak teklifine karşı çıkıyor. Halbuki bu yasağın kalkması ile, hayat kurtaran aşılara erişim artırabilecek. Hükümetlerin kârları, insan hayatlarının önüne koyulduğunu düşünüyor musunuz?

Axel van Trotsenburg

Hayır, bence bütün ülkelerin kendi çıkarları var. Şu anda aşılar hakkında tartışabileceğimiz o kadar çok konu var ki, potansiyel olarak bugün önemli olana odaklanmayı kaybedebiliriz, çünkü en önemlisi aşıya bugün erişmek. Ve bugün en yoksul ülkelere ulaşamayan aşılar ve dozlar bulunuyor. Ve amacımız önce bunu elde etmek. Bundan sonra diğer konulara bakmamız gerektiği konusunda hemfikiriz. Ama uluslararası müzakerelerde her şeyi aynı anda tartışacaksak, sonuç olarak hiçbir sonuç elde edemeyiz. Ve sonuç olarak, Afrika’daki insanları hak ettikleri aşıları sağlama konusunda başarısız kalırız.

Méabh Mc Mahon

Lübnan’daki ekonomik kriz hakkında soru sormak istiyorum. Bu konunun basında çok yer almadığını düşünüyorum, burada euronews’de gelişmeleri dikkatle izliyoruz. Dünya Bankası gibi kurumların devreye girmesi için yapabileceği bir şey var mı? Cevap hayır ise, neden?

Axel van Trotsenburg

Lübnan, Dünya Bankası’nın kurucu üyelerinden. Bu yüzden bu konuyla ilgileniyoruz. Lübnan’ın bu konuda çok az fikir birliğine varan çok zor bir siyasi ortamı olduğunu düşünüyorum. İstediğimiz şey, hükümetin bir araya gelmesi ve özel çıkarlara değil Lübnan halkına hizmet eden bir plan oluşturması.

Méabh Mc Mahon

Axel van Trostenburg, Küresel Tartışmalar programında misafirim olduğunuz için çok teşekkür ederim.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version