Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Çiftyürek: Kürtlerle savaş Türkiye’yi küçültür

Çiftyürek: Kürtlerle savaş Türkiye’yi küçültür


DİYARBAKIR – Türkiye’nin, yeniden Kuzey ve Doğu Suriye’yi hedef almasını Ortadoğu’da bir kez daha Kürtler üzerinden çıkış aramak olduğunu belirten KKP Genel Başkanı Sinan Çiftyürek, “Kürtlerle savaş Türkiye’yi küçültür” dedi. 

 

AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın yeniden hedef aldığı Kuzey ve Doğu Suriye üzerine bölgesel ve küresel pazarlıklar yapılıyor. Geçen hafta toplanan Bakanlar Kurulu’nun ardından operasyon sinyali veren Erdoğan’ın ardından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Savunma Bakanı Hulusi Akar’dan da benzer yönde açıklamalar yaptı. Daha önceki yıllarda Êfrin, Girê Spî ve Serêkaniye gibi kentleri işgal eden Türkiye, aynı zamanda Federe Kürdistan Bölgesi’nde de birçok bölgeye üs kurmuş durumda. Rusya ve ABD arasında mekik dokuyan Türkiye, Federe Kürdistan ile Özerk Yönetim parçalarını birbirinden ayırmak istiyor. Kürtlere yönelik saldırgan politikaları değerlendiren Kürdistan Komünist Partisi (KKP) Genel Başkanı Sinan Çiftyürek, Türkiye’nin artık sıkışmış durumda olduğunu söyledi. 

 

‘ABD VE RUSYA’DAN ELİ BOŞ DÖNÜLDÜ’

 

Türkiye’nin bölgede oluşturulan Kürt yapılarını ortadan kaldırmak için daha düne kadar ABD ile sorun yaşadığını, fakat bugün bu soruna Rusya’nın da eklendiğine dikkati çeken Çiftyürek, Türkiye’nin yaşadığı sıkışmışlığı şu sözlerle ifade etti: “Türkiye, Rus ve ABD açmazlığında artık sıkıştı. Bu sıkışmışlığını aşmak, içeride derinleşen ekonomik kriz olmak üzere tüm sorunlara karşı halka ‘Bakın ben en büyük tehdit olan terör meselesinde Rojava’da yeni bir adım attım’ demek için ilk önce ABD’nin kapısını çaldı. Yani bir nevi yeni bir saldırı için yeşil ışık yakmasını istedi. Fakat eli boş döndü. Erdoğan, ABD’den son derece gerilimli döndü. Bu hayal kırıklığıyla acil olarak Rusya Devlet Başkanı Putin’den randevu ayarladı. Kendisi de çok açık bir şekilde ‘Biden’den bulamadığımı Putin kardeşimden isteyeceğim. Taleplerimizin karşılık bulacağına inanıyorum’ demişti. Soçi’ye gitti masada başta Kürt meselesi, İdlip sorunu, Azerbaycan-Ermenistan sorunu, yine Ukrayna-Kırım meseleleri olmak üzere onlarca sorun vardı.  Üç saate yakın süren bu görüşmede bu sorunların hiçbiri üzerinde bir uzlaşmaya varamadıkları görüldü. Dikkat çekicidir ki görüşme sonrasında basın açıklamasını ayrı ayrı yaptılar. Ayrı ayrı yapmalarına rağmen hiçbir biçimde siyasi sorunlara değinmediler. Bu hiçbir konuda anlaşamadıklarını gösterdi. Dolayısıyla Soçi’den de hayal kırıklığıyla döndüler.” 

 

TÜRKİYE’NİN ALDIĞI MESAJ NEYDİ?

 

Erdoğan için gerilimin Soçi görüşmesi sonrasında da devam ettiğine dikkati çeken Çiftyürek, Rusya’nın İdlib’de Türkiye’nin desteklediği selefi gruplara yönelik gerçekleştirdiği hava saldırısını hatırlattı. 

 

İdlib’in, Türkiye ve Rusya arasında kilit öneme sahip bir yer olduğunu vurgulayan Çiftyürek, “Soçi sonrası İdlib’e dönük saldırılar devam etti. Bu durum Türkiye’yi son derece rahatsız etti. Hatta Soçi’ye gittiği süreçte Suriye Dışişleri Bakanı; ‘Biz Türkiye ve ABD’nin artık Suriye’den çıkmasını istiyoruz. Zamanı geldi, çıkmaları lazım’ dedi. Türkiye buradan da bir mesaj aldı” diye belirtti.

 

‘ABD’NİN KARARI RAHATSIZ ETTİ’

 

Çiftyürek, Türkiye’nin içeride başta ekonomi olmak üzere yaşadığı birçok krizin yanı sıra dış politikada Suriye’de karşılaştığı siyasi çıkmazı aşmak için bir saldırı planı içerisinde olabileceğini ifade etti. Çiftyürek, “Bu saldırının görünürdeki hedefinde Tel Rıfat var. Fakat Tel Rıfat’ı hedef gösterip Ayn İsa ile Til Temir’i vurabilir. Çünkü bir süredir Güney Kürdistan ile Rojava arasındaki bağlantının kesilmesi söylentileri var. Türkiye’nin saldırılarının önü kesilmesi için ise ABD Başkanı Biden, Suriye’de alınan ‘Acil Durum’ süresini 1 yıl daha uzattı. Biden, bu kararla ‘Benim desteklediğim, benim bulunduğum Özerk Rojava’ya saldıramazsın’ dedi. Bu karar böyle bir tutumdu. Zaten Türkiye’yi en fazla rahatsız eden olay buydu” dedi. 

 

‘TÜRKİYE İÇ KAMUOYUNA MESAJ VERME NİYETİNDE’

 

Anlaşıldığı kadarıyla ABD’nin Rojava meselesinin çözümünü özerklik temelinde Rusya’ya havale ettiğini dile getiren Çiftyürek, şunları söyledi: “Dikkat çekicidir Rusya, ilk kez Kürtlere özerklikten bahsetti. Zaten Suriye Başkanı Esad, Moskova’ya gittiği zaman görüştüğü konulardan bir tanesi de buydu. Rusya’nın Esad’ı ikna etmeye çalıştığı konulardan biri de budur. Bugüne kadar bu gündem de değildi. Rusya bugüne kadar ABD’yi bölücü olarak görüyordu. Nedeni de Kürtlere özerkliği vermek istemesindendi. Yani Biden’in açıklaması ve Rusya’nın tavrı bunları gösterdi. Rusya özerkliği de toprağa bağlı olmasını istiyor. Bir şey daha ekliyor Rusya, diyor ki; ‘Bu özerklik ilerleyen dönemlerde ayrılığa neden olacak bir özerklik olmayacak.’ Bu bile Türkiye’yi aşırı rahatsız ediyor. Bütün bunlar bir araya geldiğinde Türkiye son derece hırçınlaştı. Türkiye, saldırı ile iç kamuoyuna ‘Ben Suriye’ye girdim, şuraları aldım gibi’ bir mesaj vermek niyetinde. Tabii saldırı ihtimali de var.”

 

ARTIK YOLUN SONUNA GELİNDİ 

 

Türkiye’nin Suriye politikasının artık sonuna geldiğini ifade eden Çiftyürek, Türk siyasi yetkililerinin de artık bunun bilincinde olduğunu söyledi. Erdoğan’ın bugün hem Suriye’ye saldırının hem de Suriye’de politikasında geri dönüşün yollarını aradığını ifade eden Çiftyürek, “Onun için bugün istihbarat düzeyinde görüşüyorlar. İlerleyen dönemde hükümet düzeyinde de görüşebilirler. Çünkü başka gelişmeler de var. Mesela Suriye’nin Arap dünyasıyla barışması hızlanıyor. İki gün önce Esad, Ürdün kralıyla görüştü. Yine Arap ülkeleri Şam elçiliklerini aktifleştirmeye başladı. Aynı süreçte Türkiye bunu gördüğü için kendisi de Arap ülkeleriyle ilişkilerini normalleştirme sürecini hızlandırdı. Başta Mısır ve Suudi Arabistan olmak üzere. Türkiye, artık Suriye rejimine, Esad rejimine alternatif olan hükümeti, yine Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu gibi oluşumların uluslararası arenada karşılığının olmadığını çok iyi görüyor. Ondan kaynaklı da kendisi de artık Suriye ile ilişkilenmenin, geri adım atmanın yollarını arıyor. Zaten bugün bütün derdi; ‘Ben bugüne kadar zaten bu çeteleri besledim. Bari yeni hükümet şekillenirken ben de bunları oralara kaydırayım, hükümetin içinde de elim olsun’ diyor. Ama artık onun da karşılığı yok. Suriye ve Rojava politikası iflas etti” diye konuştu.

 

‘ERDOĞAN KÜRTLER ÜZERİNDEN ÇIKIŞ ARIYOR’

 

Çiftyürek, ABD Başkanı Biden’in ülkesinin Ortadoğu politikasında yaptığı değişiklik sonrası Türkiye’nin Libya ve Afganistan politikalarını frenlediğini de sözlerine ekledi. ABD’nin yaptığı bu politika değişikliğinde Türkiye’nin belirli görevinin dışına çıkarak daha büyük hesaplar içerisine girmesini gerekçe gösteren Çiftyürek, Türkiye’nin Libya politikasında yaşadığı çıkmazı ise şu sözlerle açıkladı: “Libya’da, Rusya ve ABD farklı zeminlerde duruyorlardı. Türkiye, Rusya ile farklı bir pozisyondaydı. Çünkü ABD bir dönem Türkiye’yi Rusya karşısında el altından destekliyordu. Türkiye orada bu şekilde hareket ediyordu. Biden’in gelmesiyle birlikte ‘ABD geri dönüyor’ denmişti o dönem. ABD, o dönemlerde Türkiye’ye Libya’da alt bir görev vermişti. Sonra ABD, ‘Siz bu sınırı aşıyorsunuz, artık kendi adınıza konuşuyorsunuz, büyük hesaplarınız başladı vs.’ dedi ve bir frenleme yaptırdı. Daha sonra ABD’nin savaşın ağırlık merkezini Pasifik’e, Çin’e doğru kaydırması, yine Rusya ile bazı konularda anlaşması, Türkiye’nin Libya’daki alanını da daraltı. O dönem Libya Hükümeti de Türkiye’ye karşı çok büyük bir tutum aldı. O nedenle Türkiye için, Libya’da da bir çark durumu söz konusu. Karadeniz’de de sıkışmış durumda. Ukrayna-Kırım meselesinde Kırımı lehine ilişkin politikasını sürdürmesi bir dert, sürdürmezse başka bir dert. Rusya ile gerilimi derinleştirirse o zaman ABD-Rusya dengesindeki hareket alanı daralmış olacak. Güney Kafkasya’da Azerbaycan ve Ermenistan meselesi yeniden gündemde. Fakat Rusya, Türkiye’nin bu bölgelere burnunu daha fazla sokmasını istemiyor. Bunun nedeni ise Rusya’nın her iki devletinde NATO’ya dahil olmasını istememesindendir. Orası da şimdi ısınıyor. Afganistan’ı söylememe zaten gerek yok. Afganistan’da Taliban açıkça Türkiye’nin varlığını istemediğini belirtmişti. Kısacası Erdoğan’ın Libya, Afganistan, İdlib, Rojava ve diğer bölgelerde tüm politikası iflas etti, tükendi. Erdoğan şimdi Kürtler üzerinde ‘zafer’ arıyor, çıkış arıyor.”   

 

‘KÜRTLERLE SAVAŞ KAYBETTİRİR’ 

 

Kürt düşmanlığıyla Ortadoğu’da savaş politikaları yürütmenin Türkiye’ye ciddi zararlar vereceğini hatırlatan Çiftyürek, “Kürtlerle savaş Türkiye’yi küçültür” dedi. Çiftyürek, şöyle devam etti: “Sıkışan Erdoğan, ‘ben kendi göbeğimi kendim keseceğim’ diyor. Bu çok tehlikeli bir açıklama. Bunun anlamı; ‘Ben Rojava’ya yönelik bir saldırıya girişeceğim’ demektir. Girişir mi peki? Olabilir tabii ki. Ama böylesi bir ihtimal kesinlikle ve kesinlikle kazanmalarına neden olmaz. Türkiye bu saldırı girişimi ile hem Suriye’nin hem de Kürdistan’ın daha fazla iç savaş bataklığına çekilmesine neden olur. Federe Kürdistan’da yürüttüğü operasyonlarda da sonuç alamıyor. Türk medyası hava saldırıları sonrası örgüt içerisinde bazı kadroları etkisizleştirdiğini söylüyor ama stratejik olarak bakıldığında oradaki savaş da başarılı değildir. Bugün gözlerini Rojava’ya yöneltmelerinin nedeni de oradaki başarısızlık sonrası yaşadığı hırçınlıktır. Erdoğan bugün ‘Ben Kürdistan’ın iki parçasını nasıl ayırırım’ diye düşünüyor. Bu operasyonlar çözümsüzdür, kör kuyudur” ifadelerini kullandı.  

 

‘KÜRTLERLE SAVAŞA SON VERİLSİN’ 

 

Muhalefetin de bu tehlikeyi görüp, operasyona karşı çıktığını ve “Biz Suriye bataklığından çıkmalıyız” dediğini belirten Çiftyürek, şunları söyledi: “Erdoğan da bu durumu bildiğinden ülkedeki Türk milliyetçi kamuoyunu kullanıyor. Yarın öbür gün olası saldırı girişiminde muhalefeti zorluyor. Bu ne Türkiye halklarına ne de Kürdistan halklarının yararınadır. Bir kez daha ‘Kürtlerle savaşa son verilsin’ diyoruz. Savaş, bugüne kadar kaybettirdi, bugünden sonra da kaybettirir. Ondan dolayı Türkiye, başta Rojava olmak üzere tüm parçalarda Kürtlere barış elini uzatmalı.”

 

MA / Ergin Çağlar – Mehmet Erol

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version