Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

BEKSAV’da yeni dönem: Toplum için sanat

BEKSAV'da yeni dönem: Toplum için sanat


İSTANBUL – Burjuva sanat anlayışına karşı değişik alanlarda sanat eğitiminde yeni dönem kayıtlarını başlatan BEKSAV’ın Eşbaşkanı Ahmet Uçar, toplum için sanat anlayışını hakim kılmak istediklerini söyledi. 

“Toplum için sanat, insanlık için bilim, özgürlük için politika” sloganıyla 1995 yılında yola koyulan Bilim Eğitim Estetik Kültür Sanat Araştırmaları Vakfı (BEKSAV), müzik, tiyatro, sinema, edebiyat, dans, fotoğraf, heykel ve resim gibi pek çok alanda faaliyetlerini sürdürüyor. Vakfın çalışmaları kapsamında müzik, tiyatro ve felsefe alanlarında 4 ay sürecek yeni kurs eğitimleri için başvurular 1 Ekim’de başladı. Kursların başlama tarihi ise yapılan başvurulara göre belirlenecek.

 

BEKSAV Eşbaşkanı Ahmet Uçar ve müzik eğitmeni Ruşa Sabur ile eğitimlerin amacı ve çalışmalarına dair konuştuk. 

 

BURJUVA SANATINA KARŞI

 

Kuruldukları günden bu yana birçok alanda çalışma yürüttüklerini belirten Uçar, bu çalışmaların sonucunda birçok sanatçı, oyuncu, fotoğrafçı ve sinemacının yetiştiğini kaydetti. Burjuva sanat anlayışına karşı yeteneğin emekle olabileceğini ifade eden Uçar, “Onun için atölye kapısı, katılmak isteyen herkese açık” diye belirtti. Atölyelere alım başvurularının kapanmayacağını ve her 4 ayda bir yenileceğini aktaran Uçar, “Bu atölyelere katılanlara tiyatro tarihi, sahnedeki duruş ve diksiyon gibi önemli alanlarda katkı sunulacak. Elbette tiyatro için 4 ay az bir süre ancak bu bizler ve katılanlar için bir adım olacak. Bu atölyeler bittiğinde ihtiyaç olduğunda bir oyun hazırlayarak da sürdürmek istiyoruz. Bu süreçte özellikle emek vermek isteyenlerle bir serüvene girmek istiyoruz. Daha önce de benzer atölyelerde birçok kişi yetişti. Şu an vakıf bünyesinde faaliyet yürüten de var, bağımsız tiyatrosunu kurmuş ya da TV veya farklı yerlerde oyunculuğa devam eden birçok kişi var” ifadelerini kullandı. 

 

TOPLUM İÇİN SANAT 

 

Atölyelerinin amaç ve hedefine de değinen Uçar, bu atölyelerle verili işleyişin dayattığı sanat anlayışına karşı çıktıklarını vurguladı. Kuruluşlarından itibaren toplumcu aydınlanmanın merkezi olma iddialarını koruduklarını dile getiren Uçar, şöyle konuştu: “Herkesin sanat yapabileceği, uğraşabileceği bir bakış açımız var. Bir manavın da gelip koroya dahil olabildiği, bağlama eğitimi alabileceği bir sanat anlayışımız var. Yine bir tekstil işçisinin gelip burada sanat faaliyetinde bulunabilecek bir merkez olma iddiamız var. İşçilerin de bu alanda söz sahibi olmasını istiyoruz. Sanatın toplumun elinde olduğu bir anlayışı hakim kılmak istiyoruz. Herkes gelip tiyatro, sinema yapabilir. Bir enstrümanını alıp üretim yapabilir. Bunları hedefliyoruz.” 

 

ATÖLYELER ÜCRETSİZ 

 

Müzik Eğitmeni Ruşa Sabur da, müzik atölyesinde klasik gitar, bas gitar, bağlama, tembur, duduk, bateri, erbane ve klarnet gibi enstrümanların eğitiminin verileceği bilgisini paylaşarak, derslerin birebir ve grup şeklide olacağını belirtti. Çok fazla talep olduğu için bu döneme özel olarak konservatuar derslerinin de eklendiğini söyleyen Sabur, farklı yerlerde büyük ücretler karşılığında verildiği, buna karşın kendi atölyelerinin ise ücretsiz olduğunu dile getirdi.  

 

MUHALİF MÜZİK

 

Derslerin ardından yetişen öğrencileri yine vakıf bünyesinde kurulan Sarya, Vardiya ve Uryan Deyiş Müzik Grupları’na dahil ettiklerini ifade eden Sabur, Sarya’nın çok sesli ve renkli kadın dili şarkıları odağına aldığını, Vardiya’nın politik müzik yaptığını, Uryan’ın ise Alevi deyişlerini seslendirdiğini aktardı.

 

Muhalif bir müziğin sürdürücüleri olduklarını ifade eden Sabur, “Müziğimizin bir kimliği, repertuarı var. Çok açıktan politik müzik grubu olduğumuzu ve karşı bir duruşumuzun olduğunu dile getiriyoruz. Söylediğimiz söz, marş ve verdiğimiz konserlerle bu yönde üretim sağladığımızı gösteriyoruz. Ancak bu tür sanat ve müziğe yoğun bir saldırı söz konusu. Atölyeler aynı zamanda buna karşı bir set görevi görüyor.” 

 

ÜRETİME DAVET

 

Yok edilmek istenen alternatif sanat ve kültür geleneklerinin olduğunu vurgulayan Sabur, “Özellikle salgınla birlikte oyunlarımızı oynayabileceğimiz, şarkılarımızı söyleyebileceğimiz alan tanımadılar. Sürekli bir engelleme hali yaşandı. Sokakta bile engel oldular” dedi. Herkesi atölyelerinde üretmeye davet eden Sabur, “Var oluşumuz toplum için sanat üzerine kurulu. Toplum için sanat üreten farklı seslere dönük saldırılar oluyor. Nedeni farklı oluşu ve topluma dönük olması” ifadelerini kullandı.

 

Saldırılara karşı geri adım atmayacaklarını dile getiren Sabur, “Toplumun ihtiyacı olan müziği, tiyatroyu ve sanatı buradan sahiplenip ileriye taşıyacağız. Bu noktada sözümüzü dile getirmekten geri durmayacağız” dedi.

 

MA / Mehmet Aslan

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version