Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

AYM Başkanı Zühtü Arslan: Özgürlüğün de bir bedeli var

AYM Başkanı Zühtü Arslan: Özgürlüğün de bir bedeli var


Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi (ESOGÜ) Akademik Yıl Açılış Töreni ESOGÜ Akademik Yıl Açılış Töreni’ne katılarak Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerine ve bilimsel bakışına vurgu yaptı. Arslan “Kuşkusuz özgürlüğün de bir bedeli var. Çünkü ‘özgürlük korkusu’ dediğimiz bir olgu var.” dedi.

AYM Başkanı Zühtü Arslan, Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi (ESOGÜ) Akademik Yıl Açılış Töreni’nde konuştu.

Arslan konuşmasından ‘Atatürk’ vurgusu yaparak, “Aklınızı ve beyninizi kimseye kiraya vermeyin. Başkalarının iradenizi sınırlamasına, sıfırlamasına ve sizi araçsallaştırmasına asla razı olmayın. Cumhuriyet’imizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün işaret ettiği gibi fikri, vicdanı ve irfanı hür olanlardan olun. Kuşkusuz özgürlüğün de bir bedeli var. Çünkü ‘özgürlük korkusu’ dediğimiz bir olgu var.” diye konuştu.

Arslan, aklın kullanılmasının kurumsal anlamda üniversitenin özerkliğini, bireysel anlamda da özgürlüğü gerektirdiğine dikkati çekti.

Yüksek Mahkeme ile üniversiteler arasındaki ilişki ve benzerliklere değinen Arslan, şöyle devam etti:

“Anayasa Mahkemesinin kararlarında bilimsel özerklik ve idari, mali özerklik üniversite boyutuyla çok sık vurgulanıyor. Mahkemeye göre bu 3 kavram yani idari, mali ve bilimsel özerklik aslında üniversite özerkliğinin ayrılmaz parçalarıdır, unsurlarıdır. Bunlardan birine yönelik müdahale diğerlerini de etkileyecektir. Dolayısıyla üniversite özerkliğini ciddi anlamda sakatlayacaktır. Mahkememiz sıklıkla akademik özgürlüklerden de bahsetmektedir, ilgili davalarda. Bunu da serbestçe bilimsel faaliyetlerde bulunma anlamında kullanmaktadır.

Üniversitenin özerkliği, akademik özerklik, akademik özgürlük üniversitelerinin olmazsa olmaz unsurları olarak karşımıza çıkıyor. Kurumsal anlamda özerkliğin ötesinde üniversiteye hakim olması gereken temel değer hiç kuşkusuz özgürlüktür. Çünkü aklın kullanılması üniversitelerin özgür olmasını, hocasıyla, öğrencisiyle, bilim adamıyla özgür olmasını gerektiriyor. Üniversite aklını kullanan yetişkin bireylerin eğitim, öğretim faaliyetlerine katıldıkları mekanın adıdır. “

‘AKLINIZI VE BEYNİNİZİ KİMSEYE KİRAYA VERMEYİN’

Zühtü Arslan, öğrencilere seslenerek, aklını kullanan özgür bireyler olmalarının önemini vurguladı.

Bireyin özgürlüğündeki temel noktalarla ilgili görüşlerini paylaşan Arslan, şunları kaydetti:

“Aklınızı ve beyninizi kimseye kiraya vermeyin. Başkalarının iradenizi sınırlamasına, sıfırlamasına ve sizi araçsallaştırmasına asla razı olmayın. Cumhuriyet’imizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün işaret ettiği gibi fikri, vicdanı ve irfanı hür olanlardan olun. Kuşkusuz özgürlüğün de bir bedeli var. Çünkü ‘özgürlük korkusu’ dediğimiz bir olgu var.

Bunu da Erich Fromm çok iyi anlatır kitaplarında. Geleneksel bağlarından kopan insanlar, aidiyet hislerini kaybettiklerinde bir korkuya kapılırlar. Bu korku beraberinde bir kaçışı getirir. Özgürlükten kaçış olarak nitelendirilen bu olgu, diğer otoriter rejimlerin de payandalarından biridir. Çünkü birey o korkunun etkisiyle birtakım aidiyetler geliştirme ihtiyacı duyar ve otoriter rejimlerin de bu anlamda meşrulaştırılmasında çok önemli bir katkı yapar, bu özgürlük korkusu ve özgürlükten kaçış. Değerli gençler, özgürlük başta beyin konforunuz olmak üzere rahatınızı bozabilir.

Ancak tüm zorluklara rağmen özgürlükten korkmayın ve ondan kaçmayın. Zira var oluşun anlamı ancak ve ancak özgürlükle kavranabilir. Özgürlük hayatınızı anlamlı ve değerli kılan bir şeydir. Şüphesiz özgürlükten kaçışın çok sayıda nedeni vardır. Bunlardan biri de ekonomiktir. Ekonomik olarak daha müreffeh bir hayat yaşama kaygısı veya bulunduğunuz konumu sürdürme kaygısı özgürlükten kaçışı beraberinde getirebilir. Mevlana diyor ki ‘Yoksulluk beni ölümle tehdit etse bile hürriyeti kulluğa satmam ben.’ Bu muhteşem bir söz. Gerçekten ucunda ölüm de olsa hiçbir kişiye kul, köle olmam çünkü ben özgür bir insanım.”

Arslan, akıl ve özgürlüğün kullanılmasının sınırsız olmadığını ifade ederek, özellikle ahlak ve adaletle çevrelenmemiş bir akılın, en az vesayetçilik kadar tehlikeli olduğunu belirtti.

Özellikle öteki olarak görüleni sömürmeye ve yok etmeye yönelik bir araçsal aklın, dünyaya çok büyük bedeller ödettiğini dile getiren Arslan, sözlerine şöyle sürdürdü:

“Dün, İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan soykırımın, bugün de ırkçılık, yabancı düşmanlığı, İslamofobinin araçsal bir akılla meşrulaştırılmaya çalışıldığını biliyoruz. Bu nedenle insanlığın aklına mukayyet olması gerekiyor. Bunun yolu da hiç şüphesiz ötekinin, öteki olarak gördüğümüz kişinin ontolojik statüsünü kabul etmekten geçiyor. Bu da sağlıklı bir çoğulculuktan, çeşitlilikten geçmektedir. Üniversite kavramındaki birlik, çoklukta ya da çeşitlilikteki birlik olarak kabul edilmelidir. Özgürlük de birlikte yaşamın kurallarını koyan hukukla çevrelenmek zorundadır. Üniversite tek tipçi bir anlayışın ve yasakların değil, özgürlüğün hakim olması gereken bir mekandır. Ancak bu özgürlüğün başkalarının özgürlüğüne halel getirmeyecek şekilde, hukuk içinde kullanılması hayati derecede önemlidir. Bu nedenle bizim ilk anayasalarımızdan biri olan 1924 Anayasası’nın 68. maddesinde denir ki ‘Hürriyetin herkes için sınırı, başkalarının hürriyeti sınırıdır.’ Dolayısıyla özgürlüklerin başkalarının da özgürlükleri olduğu bilinciyle kullanmak durumundayız.”

Arslan, aklın ve özgürlüğün üniversitenin sahip olması gereken üçüncü bir özelliği yani çoğulculuğu beraberinde getirdiğini aktardı.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version