Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

AKP, yeni anayasa için muhalefete ‘sistem revizyonu’ önerisiyle gitmeye hazırlanıyor

AKP, yeni anayasa için muhalefete 'sistem revizyonu' önerisiyle gitmeye hazırlanıyor


Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “yeni yılın ilk aylarında millete sunacaklarını” açıkladığı yeni anayasa çalışmasında, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde revizyona dönük” düzenlemelere de yer vermeyi planlıyor.

2023 seçimlerine “Güçlendirilmiş-İyileştirilmiş” Parlamenter Sistem önerisiyle gitme hedefi koyan muhalefeti de böylece anayasa masasına çekmeyi ve seçimlerin “sistem referandumuna” dönüşmesini engelleme hesabı yapılıyor.

 

Bu çerçevede, “yarı başkanlık sistemine benzer” bir yapılanmaya gidilmesi, bakan ve başkan yardımcılarının Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden (TBMM) seçilmesi, Meclis’in denetim yetkisinin artırılması dahil, mevcut sistemden “feragat edilebilecek” maddeler tartışılıyor.

 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 100 maddelik anayasa değişikliği önerisini tamamlamasının ardından Prof. Dr. Yavuz Atar başkanlığında oluşturulan Anayasa Bilim Kurulu oluşturan AKP yeni anayasa çalışmalarını sürdürüyor.

 

Anayasa değişikliğinde, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” olarak adlandırılan Başkanlık Sistemi’nin aksayan yönlerine ilişkin düzenlemeler de yer alacak.

 

Anayasa değişikliği için Meclis’te Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) desteğine karşın yeterli sandalyesi bulunmayan AKP, hem “geniş tabanlı anayasa” yapabilmek, hem de 2023 seçimlerinin “sistem referandumuna” dönüşmesini engellemek için yeni bir hamleye hazırlanıyor.

 

Anayasa taslağının önce MHP ile görüşülerek olgunlaştırılması düşünülüyor. Kamuoyuna açıklanmadan önce ise muhalefete götürülmesi ve böylece muhalefetin “baştan reddi ve karşı cephe” oluşturmasının önüne geçilmesi hesabı yapılıyor.

 

‘Parlamentosu güçlendirilmiş Başkanlık Sistemi’

 

MHP’nin sürpriz desteğiyle başkanlık sistemine hızla geçilmesi nedeniyle, uygulamada bazı aksaklıklar yaşandığı ve sistemin tam olarak oturmadığı AKP’de de kabul görüyor.

 

Bu konuda “sistem revizyonu” tartışmaları gündeme gelmiş ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay başkanlığında sistemin aksayan yönlerine ilişkin bir “çalışma yapılması” kararlaştırılmıştı.

 

Ancak, sistem revizyonu tartışması, muhalefet tarafından “Başkanlık Sistemi’nden vazgeçiliyor” algısı oluşturulmaya çalıştığı gerekçesiyle rafa kaldırılmış, sadece Genel Kurul’un çalıştığı günlerde Meclis’te “nöbetçi bakan” uygulaması ile sınırlı kalmıştı. Ancak bu uygulama da beklentileri karşılamamıştı.

 

AKP yöneticilerinin verdiği bilgiye göre anayasa taslağında, “denge-denetleme sistemi”nin güçlendirilmesi, kabine üyelerinin hem Meclis, hem de seçmene “hesap verebilirliğinin” sağlanması parlamentonun denetim yetkisinin daha da artırılmasına dönük düzenlemeler yer alacak.

 

‘Feragat edilebilecek’ düzenlemeler tartışılıyor

 

AKP’nin “kırmızı çizgisini” ise Başkanlık Sistemi’nin “her koşulda korunması” oluşturuyor. Bunun dışında, anayasanın “uzlaşma ve geniş tabanlı” olabilmesi için de nelerden “feragat edilebileceği” tartışılıyor.

 

Yeni ve sivil anayasanın “geniş tabanlı” olabilmesi için iktidar ve muhalefetin taleplerinin “ortada buluşması” veya iki tarafın da en azından “ortaya yaklaşması” gereğine işaret ediliyor.

 

AKP Meclis Grubu’ndan bir yetkili, Başkanlık Sistemi’ne geçilmesinin anayasal yönden büyük ölçüde “iktidar talebinin” karşılanması anlamına geldiğine işaret ederek, sistemin “ortaya çekilmesi” konusunda nelerden “feragat edilebileceğini” şöyle anlatıyor:

 

“Anayasa eskiden muhalefetin vesayeti altındaydı. Buna karşı biz, ortada olması gereken anayasa eğrisini bize yaklaştırdık. Ama ikisinin ortada buluşması lazım. Biz zaten fedakarlıkta bulunacağız. Bu işi birlikte çözelim anlayışı ile muhalefete gidilip feragat edilecek konular ele alınabilir.”

 

‘Yarı başkanlık benzeri bir sistem olabilir’

 

“Feragat edilebilecekler” arasında, bakanların ve başkan yardımcısının parlamentodan, milletvekilleri arasından atanması ve Parlamenter Sistem’deki “güvenoyuna” benzer bir sistemle belli koşullarda “görevden alınması”, gensoru, sözlü soru gibi Meclis denetim yollarının yeniden getirilmesi ile daha etkin bir “denge-denetleme” sistemi oluşturulması sayılıyor.

 

Muhalefetle masaya oturulduğunda bunlardan bir miktar daha “esnemeye gidilebileceği” ve “yarı başkanlık” sistemine benzer bir noktada buluşulabileceği ifade ediliyor.

 

Ancak “iki başlılık” yaratacağı gerekçesiyle yarı başkanlık sistemindeki gibi “başbakanlık” makamının yeniden ihdas edilmesine sıcak bakmıyor.

 

‘Parlamento koalisyonu oluşur’

 

Eski parlamenter sistemi muhalefetin de istemediğini ve bu nedenle “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” önerdiğine işaret eden AKP kurmayları, parlamenter sistemde Meclis’in “hükümet kuran, hükümet yıkan” işlev üstlendiği, Güneş Motel olayı gibi, “milletvekili transferleri”, hülle yöntemleriyle hükümet kurma yolunu açtığı ve bunun da istikrarsızlık oluşturduğuna dikkat çekiyorlar.

 

Güneş Motel olayı nedir?

 

5 Haziran 1977’de gerçekleştirilen genel seçim sonrasında Bülent Ecevit liderliğindeki CHP, oy oranını ve milletvekili sayısını artırmasına karşın, tek başına hükümeti kuracak çoğunluğa ulaşamadı. Buna karşın “azınlık hükümeti” kuran Ecevit’in 40. Hükümeti parlamentodan güvenoyu alamadı. Süleyman Demirel liderliğinde Adalet Partisi (AP), Millî Selamet Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi’nden oluşan ve “2. Milliyetçi Cephe” olarak adlandırılan 41. Türkiye Hükûmeti’ni kurdu. 11 Aralık 1977’deki yerel seçimlerde de CHP birinci parti olarak çıkınca AP içinde rahatsızlık ve istifalar başladı. Ecevit, dönemin CHP’li İstanbul Belediye Başkanı Aytekin Kotil’in organizasyonu ile Florya’da belediyeye ait Güneş Motel’de AP’den istifa eden 12 milletvekili ile görüşerek, hükümetten desteğini çekmeleri karşılığında bakanlık önerisi götürdü. AP’den ayrılan milletvekillerinin desteğiyle, 41. Hükümet gensoruyla düşürüldü. Ancak AP’den ayrılan Cemalettin İnkaya, gensoruya destek vermedi. Bu nedenle Güneş Motel olayı “11’ler olayı” olarak da adlandırılıyor. Ecevit kurduğu 42. Hükümette, eski AP’den istifa eden milletvekilleri Şerefattin Elçi, Mete Tan, Hilmi İşgüzar, Orhan Alp, Ali Rıza Septioğlu, Enver Akova, Hasan Korkut, Ahmet Karaaslan ve Güneş Öngüt’ü bakan yapmıştı.

 

Ancak “parlamentosu güçlendirilmiş” bir Başkanlık Sistemi’nin, iktidar değil “parlamento koalisyonunu” sağlayarak denge denetleme mekanizmasının oturmasının sağlanacağı vurgulanıyor.

 

AKP kurmayları, “Bakanların parlamentodan çıkmasının avantajı, yasama faaliyetinde koalisyon kurmak daha kolay olur, gerekirse diğer partilerden de kabineye bakan alınabilir. Bu, sistemi de konsolide eder, yasama faaliyetine heyecan getirir” yorumunu yapıyor.

 

‘Yüzde 50+1’ masaya gelebilir

 

Muhalefetle görüşmelerde “nabız yoklanması” düşünülen konulardan birisini ise cumhurbaşkanı seçilebilmek için gerekli oy çoğunluğu oluşturuyor.

 

Mevcut sistemde cumhurbaşkanının, seçilebilmek için “yüzde 50+1” olarak ifade edilen oyların en az yarısından 1 fazlasını alması gerekiyor.

 

AKP’de bir grup, sistemin özünün 50+1 üzerine kurulduğunu ve sistemin oturması halinde de bir sorun oluşturmayacağını düşünüyor. Ancak Başkanlık Sistemi’ne geçiş sürecinde tartışılan, daha düşük bir oranın da masaya gelebileceği ifade ediliyor.

 

Cumhurbaşkanının yetkilerinin bir kısmını parlamento ile paylaştığı bir sistemde, daha düşük bir oy oranı seçilmesi önerisine muhalefetin de çok itiraz etmeyeceği düşünülüyor.

 

Hatta, CHP’nin “Başkanlık Sistemi’nde iktidara gelebilmek” için daha düşük bir orana yaklaşabileceği görüşü savunuluyor.

 

‘Sistemin adı değişebilir’

 

Ancak AKP’nin önermesi tam olarak ne başkanlık sistemine, ne de yarı başkanlık sistemine oturuyor. AKP kurmayları, her ülkenin hükümet sistemlerini kendi koşullarına göre düzenlediğini belirterek, “Şu anda başkanlık sistemi yürürlükte ama biz ‘cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi’ diye isimlendirdik. Eğer muhalefetle uzlaşma sağlanırsa, buna göre ‘parlamentosu güçlendirilmiş’ denilerek yeni bir isimlendirme yapılabilir” görüşünü dile getiriyor.

 

‘Sivil anayasadan kaçanı millet cezalandırır’

 

Peki Muhalefetin uzlaşmaya yanaşmaması veya anayasa masasına oturmaması halinde nasıl bir yol izlenecek?

 

AKP kurmayları, uzlaşmaya yanaşmaması halinde, bunun faturasının muhalefete çıkacağı görüşünde:

 

“Millet reformdan kaçanı cezalandırır. Seçmen bugüne kadar sivil anayasa yapma çalışmalarına hep destek verdi, kaçanı da cezalandırdı. Ama muhalefet katkı sunarsa orta bir yolda buluşulabilir.”

 

KAYNAK: BBC TÜRKÇE – AYŞE SAYIN


***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version