Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Selde ikiz kızları kaybolan acılı anne: ‘Dere taşmış söylemiyorlar, HES patlamış onu bile demiyorlar’

Selde ikiz kızları kaybolan acılı anne: ‘Dere taşmış söylemiyorlar, HES patlamış onu bile demiyorlar’


Yaz tatili için İstanbul’dan Kastamonu’nun Bozkurt ilçesindeki babaanne ve dedesinin yanına gelen 12 yaşındaki ikizler Ecrin ve İclal Yücel sel sularının kaldıkları binayı yıkması üzerine babaanne ve dedesiyle kayboldu. Belediyenin su taşkınları anonsu üzerine otomobilini çekmek için evden çıktığı için selde kurtulan ikizlerin annesi Arzu Yücel yıkılan binanın enkazı önünde umutla bekliyor. Anne Arzu Yücel, ” Bize ‘arabaları yükseğe çıkarın’ dediler, ‘canlarınızı, evlatlarınızı kurtarın’ demediler. 5 dakika içinde ben onların hepsini alırdım. Dere taşmış demiyorlar, HES patlamış onu bile demiyorlar.” diye tepki gösterdi.

Bozkurt ilçesinde Ezine Çayı kenarındaki 8 katlı Ölçer Apartmanı yıkıldı. Yaz tatili için anneleri Arzu Yücel ile İstanbul’dan gelen 12 yaşındaki ikizler Ecrin ve İclal Yücel de babaanneleri Ayşe Remziye Yücel ve dedeleri Nadir Yücel ile birlikte binanın çökmesiyle sel sularında kayboldu.

“UMUTLA BEKLİYOR”

Arzu Yücel ise çayda su seviyesinin yükselmesi nedeniyle belediyeden ‘araçlarınızı çayın kenarından kaldırın’ anonsu üzerine otomobilini çekmek için evden çıkınca kurtuldu.

Binadan çıktıktan sonra çayın taşması üzerine bir daha eve giremeyen ve ikizlerinden ayrılan Arzu Yücel, şimdi yıkılan binanın enkazı önünde umutla bekliyor.

Arzu Yücel, çaydaki su seviyesinin yükselmesi üzerine belediyenin araçları yüksek yere çekmeleri için anons yaptığını bu nedenle evden çıktığını anlatarak, “5’inci katta oturuyorduk. Yaz tatili için geldik buraya. Bize evi boşalttırmadılar. 11.30’da belediyenin arabası geldi, anons ettiler. ‘Çay taşabilir’ dendi. Dışarı çıktım. 12.00’de çay taştı. Akşam 17.30’a kadar dışarıda bekledim. Çocuklarıma el salladım, balkondalardı, bize bakıyordu, el sallıyorduk. ‘Bina yeni, çökmez’ dediler. Telefonla konuştuk, bana balkondan el salladılar; ‘anne biz iyiyiz merak etmeyin, kendinize bakın’ dediler. Her şeyleri gördü gözlerim. Hiçbir şeyler yapamadık biz. Bize ‘arabaları yükseğe çıkarın’ dediler, ‘canlarınızı, evlatlarınızı kurtarın’ demediler. 5 dakika içinde ben onların hepsini alırdım. Dere taşmış demiyorlar, HES patlamış onu bile demiyorlar. Derenin çok şiddetli geldiğini biliyorlar ama bize evi boşalttırmıyorlar. Çayın kenarındaki arabaları alın diyorlar ama binaları boşaltın tahliye edin demiyorlar.” diyerek gözyaşı döktü.

“ANNEM, BABAM, KIZLARIM ÇIKAMIYOR”

Kızları, annesi ve babasının selde kaybolduğunu öğrenince İstanbul’dan gelen Ramazan Yücel, sözlerini şöyle sürdürdü:

‘‘Sel felaketi öncesinden burada anons yapıyorlar ‘dere kenarındaki araçlarınızı buradan kaldırın’ diye. Eşim aracını dere kenarından kaldırıp arka sokağa park ettikten sonra derede ciddi anlamda su birikintisi geliyor ve eşim binaya giremiyor. Karşı binanın merdivenlerinden sadece çocuklarımı balkondan izlemekle kalıyor.

Annem, babam ve çocuklarım dışarı çıkamıyor; eşim de binaya giremiyor. Bunlar bina yıkılana kadar bu şekilde binada mahsur kaldılar. Ne bir yardım ne kurtarma, kimseler yardım etmedi. Bina yıkıldıktan sonra helikopter geliyor. Havada uçuş yapıyor.

Bizim binamız 3 yıllık bir bina. ‘Yeni bina, yıkılmaz’ dediler. Bu inşaatlara nasıl izin veriliyor? 3 yıllık bir bina nasıl bu hale geliyor? Neden ‘arabanızı alın’ deniyor da ‘binaları boşaltın’ denmiyor.’’

 

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version