Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Pakdemirli: Yangın söndürme işinin özelleştirilmesi diye bir şey yok

Pakdemirli: Yangın söndürme işinin özelleştirilmesi diye bir şey yok


Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, yangın söndürme işinin bakanlık tarafından özelleştirilmesinin söz konusu olmadığını belirtti.

İddiayı gazeteci Tuncay Mollaveyisoğlu dile getirmişti.

 

Twitter’dan açıklama yapan Pakdemirli şunları yazdı: “Ülkemizde yangın söndürme işinin özelleştirilmesi diye bir şey yoktur. Çünkü yangını söndürme ihalesi yapılamaz. Orman yangınlarıyla mücadele Orman Genel Müdürlüğü’nün asli görevidir. Mücadele için sadece araç kiralanır. Kiralanan araçların sevk ve idaresi tamamen amirleri ve Orman Genel Müdürlüğü yöneticileri tarafından yapılmaktadır. Bakanlığımız yangınla mücadelede kullanacağı  helikopter ve uçakları Kamu İhale Mevzuatı’na göre yüklenicilerden kiralamaktadır. THK diğer yüklenicilerle beraber aynı şartlarda ihalelere katılmaktadır.”

 

‘THK’nın dışlandığı gibi bilgiler kasıtlı olarak gösteriliyor’

 

THK’nın vakıf ve dernekler hukukuna göre faaliyet gösteren ticari bir kuruluş olduğunu bakanlığa bağlı olmadığını belirten Pakdemirli şöyle devam etti: “Kamu kurumlarının özel şirket veya vakıfları destekleme gibi bir görev ve sorumluluğu yoktur. Özellikle ulusal ve sosyal medyada THK’nın ihalelerden dışlandığı gibi bilgiler kasıtlı olarak gösterilmektedir. Bu paylaşımlar gerçeği yansıtmamaktadır. 2021 yılında üç amfibik uçak ve iki helikopter THK’nın pilot ortak olduğu iş ortaklığından, 16 helikopter ise THK’dan kiralanmıştır. Orman yangınlarıyla mücadele eden dünyadaki bütün ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de yangınlara havadan müdahalede uçaklar ve helikopterler kullanılmaktadır. Ülkemizde, sayıları 4 binin üzerinde olan havuz ve göletlerden su alabilen ve manevra kabiliyeti uçaklardan çok daha yüksek helikopterler daha fazla miktarda suyu, daha kısa sürede yangın mahalline taşıyabilmektedir. Özellikle kırık ve engebeli arazilerde helikopterler daha etkili olabilmektedir. Helikopterler, yeni tespit edilen yangınlar, spot yangınları gibi fazla genişleme göstermiş yangınlarda çok etkilidir. Büyük alanlarda etkili olan yangınlarda, birkaç helikopterden oluşturulan filolar ile aynı cepheye seri atışlar yapılarak etki sağlanmaktadır. Amfibik uçakların helikopterlere göre çok daha yüksek hızlarla sahip olması sebebi ile dış bölge yangınlarına intikali çok daha kısa sürede olabilmektedir.”

 

‘Kapasite 5 bin değil 12 bin litre’

 

Uçakların kalkış prosedürlerinin uzun olması ve havaalanlarına bağlı çalışmaları sebebiyle ilk müdahalede öncelikli olarak helikopterlerin kullanıldığını belirten Pakdermirli şu bilgileri paylaştı: “CL-215 amfibik uçaklar 1960’lı yıllarda kullanılmaya başlanan ve o yılların teknolojisine göre üretilmiş, piston motorlu eski nesil motora sahip uçaklardır. Özellikle 1990’lı yılların başlarına kadar etkili bir şekilde kullanılmıştır. Daha sonra benzer bir uçak olan CL-415 tipi turboprop motorlu yeni teknoloji uçakları devreye girmiştir. Dış yapıların benzerlik göstermesi nedeniyle bu uçaklar karıştırılabilmektedir. 2000’li yıllarda eski teknolojiye sahip teknolojiye sahip uçakların sayısı gittikçe azalmıştır. Bakanlığımız da teknolojiye uygun olan turboprop veya turbofan motorlu uçaklar kullanmaktadır. 2020 ve 2021 yılında kiralama yoluyla hizmete alınan uçakların su kapasitesi 5 bin değil 12 bin litredir. Ayrıca uçakların piston motorlu değil turboprop veya turbofan motorlu olma şartı bulunmaktadır. Ayrıca bu uçakların yangınlara attığı su miktarı 4 bin 900 litre değildir. CL 215’ler yakıt durumuna göre en fazla 3,5-4 ton su taşıyabilmektedirler.” 


***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version