Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Merkez Bankası, ‘öngörüsüzlüğünü’ nasıl gizledi?

Merkez Bankası, ‘öngörüsüzlüğünü’ nasıl gizledi?


HABER ANALİZ | YUSUF DERELİ

Merkez Bankası’nın, geçtiğimiz hafta yayınladığı Temmuz 2021 enflasyon raporunda bazı önemli gerçeklerin gizlendiği ortaya çıktı. Raporun 12. sayfasında yer alan ve gelişmekte olan ülkelerin enflasyon oranları ve beklentilerinin bulunduğu tabloda Türkiye yok!

Raporda, Türkiye’nin olmadığı tabloya ilişkin şu cümleler yer alıyor: “Gelişmekte olan ülkelerin birçoğunda da güncel enflasyon hedefin üzerinde ve/veya tolerans aralığının dışındadır. Bununla birlikte beklentiler, 2022 yılından itibaren enflasyonun düşmeye ve tekrar hedeflere yaklaşmaya başlayacağı yönündedir.”

Türkiye’nin söz konusu tabloda neden tabloda yer almadığına dair bir bilgi bulunmuyor. Ancak biz neden olmadığını söyleyelim; çünkü MB’nın son dönemdeki tahminleri ile gerçekleşen enflasyon arasındaki uçurum/sapma her geçen yıl daha da artıyor.

MB’nın 2012 yılından bu yana yıllık enflasyon hedefi hiç değişmedi; yüzde 5!

MB’nın 2012 yılından bu yana yıllık enflasyon tahmini yüzde 5! Ancak söz konusu oran bugüne kadar hiçbir zaman tutturulamadı. Aksine, hedef enflasyonla gerçekleşen oran arasındaki fark her yıl daha da artıyor. MB’nın gerçeklikten uzak hedefleri piyasalardaki belirsizliği artırdığı gibi, zaten diplerde olan güvenin tamamen kaybolmasına neden oluyor.

MB’nın enflasyon tahminleri ara hedef olarak kabul edildiği için piyasalar tarafından önemseniyor. Enflasyon raporlarında yer alan hedefler de bu nedenle ciddiye alınıyor.

Ekonomist Prof. Dr. Hakan Kara, konuyla ilgili geçtiğimiz hafta paylaştığı bir tweet’te şunları söylemişti: “2006 yılında enflasyon hedeflemesine geçildiğinden bu yana resmi tahminler ve gerçekleşme arasındaki fark ortalama 3,25 puan. Birikimli fark %50. Yani enflasyon TCMB’nin öngördüğü şekilde gerçekleşseydi bugün tüketim sepetinizin fiyatı yaklaşık yarı yarıya daha düşük olacaktı.”

TÜRKİYE HEM ÜFE, HEM TÜFE’DE ZİRVEDE!

Raporda ÜFE-TÜFE arasındaki farklara da vurgu yapılıyor. Bu tabloda Türkiye’ye de yer verilmiş. İlgili bölümde, “Son dönemde küresel enflasyon hızlanırken, üretici ve tüketici fiyatları arasındaki makas da açılmıştır. Yüksek ÜFE artışları birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkede görülürken, enerji ve enerji dışı emtia fiyatlarındaki artışlar bu gelişmede etkili olmuştur.” deniliyor.

Söz konusu grafik Türkiye’nin hem ÜFE, hem TÜFE konusunda gelişmekte olan ülkeler arasında zirvede olduğunu gösteriyor. Tablo Haziran ayına ait. Temmuz’da Türkiye’de ÜFE ve TÜFE arasındaki fark daha da açıldı. ÜFE yüzde 45’e, TÜFE yüzde 19’a dayandı. Aradaki fark 26 puana yaklaştı.

Temmuz ayı itibariyle Türkiye’de enflasyon oranı yüzde 18,95. En yakın rakibi Brezilya’da bu oran sadece yüzde 8,22! Yani; durum vahim…

Raporda yer alan bir başka veri de politika faizi. Tabloya göre Türkiye, Endonezya’dan sonra gelişmekte olan ülkeler arasında en yüksek politika faizi uygulayan ikinci ülke. Politika faizinin yüzde 20’nin üzerinde olduğu Endonezya’da enflasyonun yüzde 5’in altında olduğunu da hatırlatalım.

EKONOMİK DARBOĞAZ BÜYÜYOR

Öncelikle bu verilerin ‘resmi’ rakamlar olduğunu hatırlatalım. Zira Türkiye’de TÜFE’nin yüzde 18,95 olduğuna kimse inanmıyor. Bağımsız enflasyon araştırma grubu EnaGrup’a göre yılın ilk 7 ayındaki enflasyon bile yüzde 25,14. Yani yıllık enflasyon en iyi ihtimalle yüzde 35-36 seviyelerinde.

Ancak bütün bunlara rağmen, resmi verilere göre bile Türkiye, ekonomik açıdan ciddi bir darboğazda. Enflasyon resmi verilere göre bile yüzde 19’a dayanmış durumda ki, gelişmiş ülkelerde bu oranın yüzde 1,5-2 seviyelerinde olduğunu söyleyeyim.

Politika faizi yüzde 19 ki bu oran da çok yüksek. Ancak sorun şu ki enflasyon daha da artacak. Ancak MB, politika faizini artıramayacak! Çünkü Erdoğan, istemiyor… Dolayısıyla Türkiye’de dolarizasyonun artma ihtimali çok yüksek…

Daha da kötüsü, gelecek adına ‘umut’ da yok!


***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version