Koronavirüs salgınında 49 yaşında hayatını kaybeden Dr. Murat Tad’ın, çevresine Kovid-19’un aslında var olmadığını söylediği ve geliştirilen aşılar için de “emperyalist oyun” dediği ortaya çıktı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, çarşamba günü yaptığı açıklamada, aşı olmayı tercih etmeyen iki doktorun koronavirüs nedeniyle hayatını kaybettiğini duyurmuştu.
RS FM’de yayınlanan Akşam Postası programının editörü Uğur Koçbaş, o doktorlardan biri olan ve Kırşehir’de görev yapan 49 yaşındaki Patolog Dr. Murat Tad’ın, hastalık öncesinde ve yoğun bakımda yaşadıklarını anlattı.
BirGün gazetesindeki haberde, Koçbaş, vefat eden Hacettepe Üniversitesi mezunu doktorun meslektaşları ve aile üyeleriyle yaptığı görüşmeleri şöyle aktardı:
“Dr. Murat Tad, kendisini muhafazakar olarak tanımlayan bir doktor. Kendisini yakından tanıyan isimlerle konuştum. Kırşehir küçük yer o yüzden anlatırken ismimizi geçirme dediler. Doktorun, aşı için ‘emperyalist oyun’ dediğini, Covid-19 hastalığının aslında varolmadığına, insanların kandırıldığına inandığını anlattılar. Tad, çevresine de bu görüşlerini aktarıyormuş. Bu nedenle ailesiyle bile arası açılmış. Diş hekimi olan eşi ve bir çocuğu Tad’a karşı çıkarak aşı olmuş. Diğer iki çocuğu ise babalarının baskısıyla aşı yaptırmamış. Tedavisini yakından izleyen sağlık çalışanları ile de görüştüm. Onlar da hastalığa yakalandıktan sonra tedaviyi de baştan reddettiğini aktardılar. Ancak sonradan durumu ağırlaşıp yoğun bakıma düşünce çok büyük bir pişmanlık yaşadığını söylemiş. Yoğun bakım sürecini yakından takip eden bir yetkili ‘Aşı yaptırmamış olmanın pişmanlığını yoğun bakımda çok derinden yaşadı’ diye anlattı. Daha etkili bir tedavi görebileceğini umarak kendi mezun olduğu okul olan Hacettepe’ye naklini istemiş. Aynı yetkili, ‘Bir şey değişmeyecekti ama kendisi böyle istiyor diye Ankara’ya sevk ettik. Orada da kurtarılamadı’ dedi.”
Programın yayınına bağlanan ağabeyi Erdoğan Tad ise, “Keşke aşı olmadığını bilseydik, baskı yapar aşı olmasını sağlardık” ifadelerini kullandı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***