Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Kabil havalimanında geri sayım başladı

Kabil havalimanında geri sayım başladı


Terör saldırısına rağmen Kabil havalimanında binlerce kişi başka bir ülkeye gidebilmek umuduyla bekliyor. Kendilerini Batılı ülkeler tarafından yarı yolda bırakılmış ve aşağılanmış hissedenler ise evlerine dönüyor.

ABD askerlerinin Afganistan’dan çekileceği 31 Ağustos’a sayılı günler kaldı.Perşembe günü 100’ü aşkın Afgan ve 13 Amerikan askerinin hayatını kaybettiği terör saldırısına rağmen binlerce Afgan, başka bir ülkeye seyahat edebilmek umuduyla, Kabil havalimanında beklemeye devam ediyor.

 

Terör saldırıları olabileceği yönünde art arda yapılan uyarılarına rağmen, ölümü göze alarak Hamid Karzai Havalimanı’nda beklemeyi sürdürenlerin sayısının yaklaşık 5 bin olduğu belirtiliyor. Bunlar sadece Kabil havalimanına gelebilenlerin sayısı.

 

Bugüne kadar yaklaşık 100 bin kişinin tahliye edildiği belirtiliyor. Ülkelerin çoğunluğu, askeri tahliye operasyonlarını durdurduklarını açıkladı. ABD ise Salı gününe kadar, hatta “son dakikaya” kadar, tahliye edebilecekleri kadar çok insanı Afganistan’dan çıkarmaya çalışacaklarını duyurdu.

 

“Korkunç trajedi”

 

Havalimanı etrafında bekleyen insanlarda bitkinlik ve öfke hakim. Bebekleri, çocuklarıyla birlikte havalimanının güvenliğinden sorumlu olan Amerikan askerlerine sesini duyurmaya çalışan kadınlar ve erkekler, ellerindeki belgeleri havaya sallayarak “bize yardım” edin diye bağırıyor… Görgü tanıkları, havalimanındaki izlenimlerini “burada korkunç bir trajedi yaşanıyor” sözleriyle aktarıyor.

 

Almanya da tahliye operasyonlarına son veren ülkeler arasında. Merkel Hükümeti, Alman Ordusu’nun 500’ü Alman vatandaşı, 4 bini Afgan toplam 5 bin 347 kişiyi tahliye ettiğini açıkladı. Oysa Almanya’nın tahliye etmesi gereken Afganların sayısının 10 bin olduğu ve hala 300 Alman vatandaşının da ülkede olduğu belirtiliyor.

 

Gerçi Merkel, önceki gün yaptığı açıklamada Afganistan’dan tahliye edemediklerine “Sizleri unutmayacağız” sözleriyle seslenmiş, 31 Ağustos’tan sonra da tahliyeleri mümkün kılmak için Taliban ile görüşmelerin süreceğini kaydetmişti.

 

“Büyük tehlike altındalar”

 

Ancak geride kalanlarda kırgınlık, Almanya’da onlarla yıllarca birlikte çalışanlarda ise kızgınlık hakim.

 

Alman Ordusu bünyesinde yer alan “Afgan Yerel Personel için Yardım Ağı Derneği” Alman Hükümeti’ni eleştiriyor. Derneğin Başkanı Marcus Grotian, artık orduya destek olan Afganların ülkeden çıkartılması imkanı kalmadığı görüşünde.

 

Grotian, halen Afganistan’da tahliye edilmek için Kabil’de aileleriyle birlikte bekleyen en az 5 bin kişi bulunduğunu söyledi. Terör saldırısı ve Almanya’nın askeri tahliyelerini durdurması sonrasında tahliye edilmeyi bekleyenlerde artık  “büyük bir hayalkırıklığı, küskünlük ve umutsuzluk” olduğunu dile getiren Grotian, “Bu insanlar büyük tehlike altında” dedi.

 

Halk, terör uyarılarına rağmen ülkeden ayrılmak için havalimanına akın etmeye devam ediliyor. Terör saldırısından bir gün sonra havalimanına gidenlerden biri de Jamşad.

 

“Gitme zamanı geldi”

 

Jamşad, neden terör tehlikesine rağmen eşi ve üç çocuğuyla havalimanına gittiğini, “Patlamadan sonra ülkeden ayrılmayı denemem gerektiğini düşündüm, kanımca artık gitme zamanı geldi. Çünkü daha fazla saldırılar olmasından korkuyorum” sözleriyle aktarıyor.

 

Uçakla ülkeden ayrılamayan pek çok insan, komşu ülkelere kaçmaya çalışacağı belirtiliyor. Birleşmiş Milletler Göç Kuruluşu en kötü senaryonun gerçekleşmesi halinde, Afganistan’dan en az yarım milyon kişinin ülke dışına kaçabileceği endişesini gündeme taşıdı. 

 

Taliban, Batılı ülkelerin tahliye etmek istedikleri Afganların 31 Ağustos’tan sonra da, gerekli belgelere sahip olmaları halinde sivil, ticari uçuşlarla seyahat edebilecekleri güvencesini verdi. Ancak herhangi bir havayolu şirketinin Taliban’ın kontrolü altındaki bir havalimanından uçuş gerçekleştirmesi en azından şimdilik bir hayli zor görünüyor. Türkiye, Almanya ve ABD gibi ülkelerle Taliban arasında Kabil havalimanın işletilmesine dönük görüşmelerin nasıl sonuçlanacağı da merak ediliyor.

 

Ancak Afganların gelecekleri ile ilgili büyük bir karamsarlık yaşadıkları, Batılı ülkelerin çekilmesinden ve yıllarca onlara hizmet ve destek vermiş olmalarına rağmen geride bırakılıyor olmaktan ötürü büyük bir hayal kırıklığı yaşadıkları bir gerçek.

 

Umudunu kesenler de var

 

15 Ağustos’ta Taliban’ın ülkede kontrolü devralmasıyla birlikte özellikle kadınlar için karanlık bir dönemin kapıları yeniden aralanmış görünüyor.

 

Bu kadınlardan biri öğretmen olan Şirin Tabrik. Beş gün aralıksız olarak Kabil havalimanında bir uçağa binebilme umuduyla bekleyen Tabrik, kendisini aşağılanmış hissettiğini, kızgın olduğunu ve bu nedenle de ülkenin kuzeyindeki köyüne dönmeye karar verdiğini anlatıyor.

 

43 yaşındaki Tabrik, Batılı ülkelere öfkeli, ABD’ye kızgın, “Bize yaşattıkları ağır bir hakaret, bize çöp, atık gibi davranılmasına izin vermektense, yeni rejimin altında yaşarım” diyor. Kendisine köyünde yeni bir hayat kuracağını anlatan Tebrik, “Amerikalıların hepsi gidebilir ve bir daha onları asla ülkemde görmeyeceğimi umut ederim” sözleriyle de öfkesini dile getiriyor.

 

“Güvenimi kaybettim”

 

Ebe olan Şagufta Dastaggir de kaçmayı denemiş ve başaramamış. İngilizce ve Almanca bilen, bir Alman sivil toplum kuruluşu için çalıştığını anlatan Dastaggir, Batılı ülkeleri Afganistan halkına verilen sözleri tutmamakla eleştirirken, artık onlara güvenini kaybettiğini ve evine dönmeyi yeğlediğini söylüyor.

 

Taliban her ne kadar kadınların çalışma hakkına saygı gösterileceğini açıklamış olsa da bunun ancak Şeriat’a uygun olması kaydıyla mümkün olacağını duyurdu. Bunun ne anlama geleceğini ise henüz kimse bilinmiyor.


***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version