Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

İhmal var, facia var, ölüm var… Suçlu yok!

İhmal var, facia var, ölüm var… Suçlu yok!


HABER ANALİZ | İLKER DOĞAN

Kastamonu, Sinop ve Bartın’da yaşanan sel felaketinin bilançosu artıyor. Felaket sonrası hayatını kaybedenlerin sayısı dün itibariyle 77’ye yükseldi. Kayıp ihbarı sayısı ise 34 olarak açıklandı. Kayıpların hayatta olma ihtimali çok düşük.

Felaketin üzerinden 1 hafta geçti. Bugüne kadar ortaya çıkan bütün veriler, facianın göz göre göre geldiğini ortaya koyuyor. Ancak bugüne kadar bir tek iktidar yetkilisi bile ‘özeleştiri’ yapmadığı gibi, istifa eden de olmadı. İhmal var, görevi kötüye kullanma var, rant var, 100’den fazla ölü var, yıkılmış yüzlerce konut, dağılmış yüzlerce aile var; ancak suçlu yok!

Batı Karadeniz’de 11 Ağustos’ta yaşanan sel felaketinin üzerinden 1 hafta geçti. Facianın boyutu her geçen gün daha da arttı. Son gelen bilgilere göre dün itibariyle hayatını kaybedenlerin sayısı 77. AFAD’ın bildirdiğine göre toplam kayıp ihbarı ise 34. Ancak yöre halkının iddiasına göre gerçek rakamlar açıklanandan daha fazla. Kastamonu, Bartın ve Sinop’ta yaşanan sel felaketi sonra yüzlerce konut yerle bir oldu.

SEL FELAKETİ NEDEN YAŞANDI?

Eldeki veriler, facianın göz göre göre geldiği iddialarını güçlendiriyor. Ancak buna geçmeden önce sel felaketinde bilançonun artmasına neden olduğu ileri sürülen iddiaları hatırlatalım.
Facianın temel nedeni olarak Ezine çayı yatağının 400 metreden 15 metreye düşürülmesi gösteriliyor. Medyaya yansıyan fotoğraflar da bunu doğruluyor. 400 metrelik dere yatağı 15 metreye kadar daraltılmış. Dere yatağına ‘temelsiz’ çok katlı binalar inşa edilmiş. Zaten selde ilk çöken binalar da bunlar oldu. Selde yıkılan apartmanın müteahhiti gözaltına alındı. Ancak o binanın dere yatağına yapılmasına izin veren makamlarla ilgili hiç bir soruşturma yok!

AŞIRI YAĞIŞ, SUYUN DEBİSİNİ YÜKSELTTİ

İktidar temsilcilerine göre facianın büyümesinin temel sebebi ise aşırı yağış. 11 Ağustos’taki selden önce üç gün boyunca bölgede yağış vardı. Meteoroloji’nin verilerine göre, 10 Ağustos’tan itibaren Bozkurt’ta metre kareye 161 kilogram yağış düştü. Söz konusu miktar tek başına düşünüldüğünde bu kadar büyük bir afete neden olamaz. Ancak iddiaya göre Bozkurt’u çevreleyen dağlardaki köylerde metre kareye 453 kilogram yağış düştü. Bozkurt’un bulunduğu Küre Dağları’nın vadilerinden akan yağmur suları buradan Ezine Çayı’na ulaşarak debisini yükseltti.

TOMRUKLAR ‘DÜZ’ KÖPRÜLERİ TIKADI

Orman Bakanlığı’na ait tomruklar da felaketin en büyük nedenlerinden biri olarak gösteriliyor. Sel, Ezine Çayı’na yakın kurulan tomruk deposunu yıktı geçti. Selin önüne kattığı tomruklar Ezine Çayı üzerindeki düz köprülerin tıkanmasına neden oldu. Tıkanan köprüde biriken sel suları, çaydan taşarak ilçe merkezine yöneldi. Bu arada, binalara çarpan tonlarca ağırlığındaki tomruklar önüne gelen her şeyi yıktı geçti.

ARTIK ‘KEMERLİ KÖPRÜ’ YAPILACAK!

Uzmanlara göre köprüler ‘kemerli’ olsaydı facianın boyutu bu kadar büyümeyebilirdi. Zaten Erdoğan da bununla ilgili yaptığı konuşmada, “Bundan sonra kemerli köprü yapacağız.” diyerek bu noktaya dikkat çekti. Peki bu güne kadar neden yapılmadı sorusu cevapsız!

HES, PATLADI MI?

Önemli iddialardan biri de Ezine Çayı üzerinde kurulan iki Hidroelektrik Santrali’nin de selin yaşanmasında etkili olduğu. Bir kesime göre facianın temel nedeni HES’in duvarlarının patlaması. Bozkurt ilçesinde selde yıkıldığı iddia edilen Ebru HES’in görüntüsünü paylaşan CHP Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı, “HES’in regülatörü̈ ve iletim kanallarının paramparça.” dedi. İktidar temsilcileri ise bu iddiayı yalanlıyor.

BİLGİLENDİRME YETERSİZDİ

Sel sularının Bozkurt ilçesine ulaşmasından önce ilçede yeterli anonslar yapılmadığı ileri sürülor. Bizzat görgü tanıklarının anlatımlarına göre sadece ilçe merkezinde anons yapılarak, vatandaşlara, ‘otomobillerini yüksek yerlere çekmeleri’ tavsiye edildi. Ancak iddia o ki, HES’ten bazı çalışanlar gelen felaketi görerek belediye ve emniyeti aramış ve ‘canınızı kurtarın’ uyarısında bulunmuştu.

BAKANLIK, İKİ YILDIR NE YAPTI?

Facia göz göre göre geldi ama nasıl?

Orman Bakanlığı tarafından 2019 yılında yayımlanan rapor, şimdilik 77 kişinin hayatını kaybettiği felaketten sonra yeniden gündeme geldi. Raporda ‘taşkın’ uyarıları yapıldığı görülüyor. Rapor ve haritalar tüm tehlikeleri ortaya koymasına karşın herhangi bir önleyici önlem alınmamış. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2 yıldır söz konusu bölgeyle ilgili hiç bir önlem almadı.

ALELACELE KAMULAŞTIRMA!

Ayrıca, Kastamonu’da sel felaketinin büyümesine neden olduğu iddia edilen Ebru Hidroelektrik Santrali için yargının 2013 yılında ‘Evler zarar görebilir’ gerekçesiyle yürütmeyi durdurma kararı verdiği ortaya çıktı. Ancak buna rağmen Bakanlar Kurulu kararıyla acele kamulaştırma yapıldığı öğrenildi.

AFET BÖLGESİNE, AFET EVLERİ

Sinop Ayancık’ta selden en fazla etkilenen Babaçay köyünde 40 ev yıkıldı. Yıkılmayanlar ise oturulamaz durumda. Bir köy resmen haritadan silindi. Söz konusu evlerin 37 yıl önce heyelan sonrası afet evleri olarak inşa edildiği ortaya çıktı. Özetle; devlet afette yıkılan evlerin yerine yine afet bölgesinde evler inşa etmişti! Babaçaş köyünden Şeref Şahin, “Bizi buraya yerleştirdiler. Şimdi de geldi sel vurdu bizi.” diyerek anlatıyor içinde bulundukları trajikomik durumu.

SORUŞTURMA YETERLİ Mİ?

Şu ana kadar sadece yıkılan binalara yönelik soruşturma yürütülüyor. Müteahhitleri kapsıyor. Ancak o binaların dere yatağına yapılmasına izin veren kamu görevlileriyle ilgili hiç bir girişimde bulunulmadı. 400 metrelik dere yatağı nasıl 15 metreye düşürülerek imara açıldı? O binaların oraya dikilmesine kim izin verdi? Sel riski olan bölgede ‘düz köprü’ yapılmasına nasıl olay verildi? Dere yatağı üzerine tomrukları koyanların sorumluluğu yok mu? HES’in faciada bir etkisi varsa, bu iddianın araştırılması gerekmiyor mu? Skandal, bir kaç müteahhitin üzerine yıkılarak geçiştirilebilir mi?

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version