“Bosna Hersek güvenlik, istikrar ve kalkınmasına büyük önem verdiğimiz kilit bir ülkedir. Çok yakın kültürel ve beşeri bağlarımız mevcuttur. Ziyaretimizde işbirliğimizi ilerletmek için birlikte atabileceğimiz adımları görüşme fırsatı bulacağız. Başta altyapı ve yatırım alanlarında mevcut ortak projelerdeki son durumu değerlendireceğiz,” diyen Erdoğan şöyle devam etti:
“28 Ağustos’ta Karadağ’a geçeceğiz. İlk resmi ziyaretimi gerçekleştirmekten bahtiyarlık duyuyorum. Görüşmelerde ikili ilişkilerimizin yanı sıra güncel meseleleri ele alacağız. Covid-19 salgını sonrası ekonomi, ticaret ve yatırım alanlarında işbirliğinin artırılmasını istişare edeceğiz. Karadağ’daki Boşnak ve Arnavut temsilcileriyle bir araya geleceğiz. Bölgenin çok kültürlü yapısının korunmasını arzu ediyoruz. Bosna Hersek ve Karadağ ile ilişkilerimizin Balkanlarla ilişkimize katkı sağladığına inanıyorum.”
“KABİL’DEKİ TERÖR SALDIRISINI KINIYORUZ”
Afganistan’dan tahliye sürecinin nasıl ilerlediğini, 31 Ağustos’tan sonra nasıl bir tablo beklendiğine ilişkin soruya Erdoğan şöyle yanıt verdi:
“Dün Kabil’de gerçekleştirilen o felaketi, o kapsamlı terör saldırısını milletçe tel’in ediyoruz, kınıyoruz. 72 kişinin öldüğü bize gelen bilgilerde. Bunların içerisinde Taliban’dan da ölenler söz konusu. Böyle bir felaketi şu anda DEAŞ üstlendi. DEAŞ’ın böyle bir süreç içerisinde bu adımı atması da bölgede ve dünyada nasıl tehlikeli bir örgüt olduğunu ortaya koyuyor. Afgan halkına geçmiş olsun diyoruz
Saldırıda Afganistan’da güvenliğin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmıştır. Önceliğimiz vatadandaşların tahliyesidir. Ülkemize dönmek isteyen vatandaşlarımızla ilgili gerekli planlamaları yaptık, gelmek isteyen vatandaşlarımız dönüyorlar. Bu tahliyeleri olağanüstü şartlarda başarıyla gerçekleştirdik. Gelen vatandaşlarımızın da memnun olduklarını görüyoruz.
TSK personelimizin tahliyesi de devam ediyor. Burada güzergahımız Kabil Askeri Havaalanı’ndan İslamabad’a, oradan da THY uçaklarıyla ülkemize getiriyoruz. Bu süreç boyunca Afgan halkının barışına, huzuruna ve istikrarına çok önemli katkılar sağladık. Gerek devletiyle, gerek sivil yatırımcılarıyla hep Afganistan’da yer almıştır. Bu karar doğrultusunda da biz tahliyeleri en kısa ve en hızlı şekilde tamamlayacağız. İlgili birimlerimiz rehavete kapılmadan bu adımları atıyor.
TALİBAN İLE GÖRÜŞÜLDÜ
Değerli arkadaşlar, kimlerin nasıl, ne tür, bu konuda eleştiriler yaptığını bilemem. Herkesin eleştiri hakkı mahfuzdur. İstediği eleştiriyi yapabilir. Bizim de nerede, kiminle, ne zaman, ne gibi görüşmeler yapacağımızla ilgili kimseden izin almak gibi bir lüksümüz yok. Biz şu anda büyükelçiliğimizi Kabil Havalimanı içerisindeki askeri bölüme taşıdık. Büyükelçiliğimiz o bölümde bu tür faaliyetlerini sürdürüyorlar. Görüşmelerimizin ilkini de orada Taliban ile ilgili olarak ilk görüşme 3.5 saat süren bir görüşmeyi büyükelçiliğimiz nezaretinde arkadaşlarımız sürdürdüler.
Bu tür görüşmelerle süreci bir defa sağlıklı yürütmenin gayreti içerisindeyiz. Onların beklentileri nedir, bizim beklentimiz nedir, bütün bunları görüşerek yapacaksınız. Görüşmeden yapmak mümkün değil. Diplomasi diyorsanız, bu insanlara şunu söylemek lazım; işte diplomasi budur. Bunu kimler yürütür? Dışişleri yürütür, siyasiler yürütür.
AFGAN GÖÇMEN SAYISI
Avrupa’dan Afganistan konusunda gelen işbirliği çağrılarını değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Almanya Şansölyesi Angela Merkel ile bizim sık sık görüşmelerimiz var. Görüşüyoruz, yol haritalarını gözden geçiriyoruz. Bazı şeylerde çok geç kaldıkları da ortada. Türkiye ile çalışma tespiti geç alınmış bir karar. Herkes terk ederken, biz Afganistan’ı terk etmedik. Oradaki süreci de en ideal şekilde sürdürdük. Göç baskısının en yakın olduğu ülke Türkiye. Türkiye içindeki bazı mahfiller var ki, bunlar yalan terörü estiriyorlar. Dedikleri, ‘Türkiye’de 1,5 milyon Afgan göçü söz konusu’. Şu anda İçişleri Bakanlığımızın kayıtlarında mevcut göçmen sayısı 300 bin. Bay Kemal onun izinde gidenler bunu 1,5 milyon gibi açıklıyorlar, bunlar yalan. Adamların işi gücü yalan. Bir şaklaban bulmuşlar onunla sürdürüyorlar. Bizler göç olayında çok hassasız. İran sınırdan Irak, Suriye sınırına kadar her yeri duvarlarla örüyoruz. Artık az miktar kaldı. Oraları da yaptıktan sonra ciddi manada sınırlarımızı örmüş olacağız.” dedi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***