Taliban’ın Afganistan’ın neredeyse tamamını ele geçirmesi, en çok ülkedeki kadınları endişelendirdi. Zira örgütün iktidarda olduğu yıllarda kadınlar hayatın her alanından soyutlanmış ve kızların eğitim alması ve çalışması yasaklanmıştı.
Batı destekli hükümetin devrilmesinin ardından yönetimi ele geçiren Taliban’ın yeni dönemde nasıl bir yol izleyeceği merak konusu. euronews’e konuşan Afgan yazar Humeyra Kadiri ile aktivist Merve Aşık, gelinen süreci anlattı.
“Cumhuriyet dönemindeki fark; biz kadınlar eşitsizlik ve haksızlıklara karşı itiraz edebiliyorduk” diyen Afgan yazar Dr. Humeyra Kadiri, “Basının bulunmadığı bir dünyada yaşıyorduk. Sesini duyurabilecek kadın sayısı da azdı. O zamanlar mücadele fikri bile yoktu. Eğer öğretmenlik yapıp hikayeler yazdıysam bunu hobi olarak yaptım. Yaptığım işi siyasi bir başkaldırı olarak nitelendiremesek de bir anlamda bilinçsiz, sakin ve medeni bir itiraz diyebiliriz.” dedi.
“Dünya Afgan kadınları unuttu”
Dünyanın geri kalanının, Afgan kadınlarının hakları konusunda sessizliğe büründüğünü belirten Kadiri, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir gün değil, iki gün değil tam 5 yıl. Çok iyi hatırlıyorum, her gün okulların ne zaman açılacağını duymak için Şeriat Radyosu’nu dinlerdim. Şeriat Radyosu’ndan bir şey duymayınca diğer radyoları dinlerdim. Akşamları babamın radyo dinlediği sırada acaba Afganistan’la ilgili ne söylenecek diye kulak kesilirdim. Git gide dünya gündeminden düştük ve facia o zaman yaşandı; Tüm dünya bizi unuttu.
5 yılın ardından Taliban rejimi düştü ve ben İran’a gittim, Şehit Beheşti Üniversitesinin en zeki öğrencileri bile komşu ülkenin tarihini ve neler yaşandığını bilmiyorlardı. Demek istediğim, komşu ülkeler bile bizi unuttuysa başka ülkelere ne diyebiliriz ki?
Afganistan’ın bir kez daha dünya gündeminde yer aldığını belirten Kadiri, “Yoksulluk, cehalet, kadına karşı şiddet ve huzursuzluğun yanı sıra dünyanın ilgi odağı haline geldik. Bugünkü nesil yorgun olmasına rağmen bilinçli. O gün 12-13 yaşlarında olan ben bugün medeni tepkinin, itirazın ne olduğunu tam olarak biliyorum.” şeklinde konuştu.
“Bizi artık ne dünya görmezden gelebilir ne de Taliban susturabilir”
Kadiri sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben şimdi, yani Taliban’ın ikinci döneminde bile sakin değilim. Aktif ve hareketliyim. Böyle aktif olan çok kişiyiz. Konuşuyoruz ve konuşmamız gerektiğine inanıyoruz. Artık bu sesi ne dünya duymazlıktan gelebilir ne de Taliban susturabilir. Çünkü biz tıpkı Taliban yasaları gibi şeriat ve İslam dışı bir şey yapmıyoruz. Yasa dışı ve dünya hukuku dışında bir şey yapmıyoruz. Eşit haklara sahip olmak için çaba harcıyoruz. Şu an benim için çok önemli ve değerli olan şey, eğitim. Kadınların eğitimi ve kadınların eğitim hakkına nasıl erişebileceği konusudur. Bence kadınların hayatı, mali özgürlüğü, bilinçlenmesi ve ülke gelişimdeki rolü sadece eğitimle olur.”
“Taliban kadınların eğitim almaması için engeller koyuyor”
Örgütün, kadınların eğitim almasını zorlaştırmak için her şeyi yaptığını dile getiren Humeyra Kadiri, bu durumu şu şekilde anlatıyor:
“Taliban, ‘kadınların eğitimi konusunda bir sorunumuz yok’ diyor ama öyle sert kurallar koyuyorlar ki bu, eğitime erişimi zorlaştırıyor. Örneğin, üniversitelerde kadınlara, kadınların eğitim vermesi. Bu topraklarda her zaman eşitsizlik hakim oldu, kadınlar her zaman marjinal olarak görüldü. Hep alt sınıf olarak değerlendirildi. Cumhuriyet dönemindeki fark; biz kadınlar eşitsizlik ve haksızlıklara karşı itiraz edebiliyorduk. Beklentim, eğitime izin verilmesi ki özgürlük ve bilgiye dayalı olarak eşitsizliklere karşı mücadele edebilelim. Eşitlik ülkenin kalkınmasını sağlar.”
Kadiri, herkeste bir ümitsizlik olduğunu dile getirerek şu an yakalanan seviyenin bir daha ne zaman yakalanacağını bilmediğini söyledi.
Dr. Kadiri, “Şu an herkes korkuyor. Korkmayan da endişeli ve kafalar karışık. Kelimenin tam anlamıyla ümitsizlik hakim. Ümitsizlik bir insan için en kötü şey. Ümitsizlik ne kafanızın ne de elinizin çalışmasına müsaade eder. Eğer bu durum kadınlar için yine tekrar ederse şu anki itiraz hakkımıza kavuşabilmek için biz yine kaç nesil eğitimsiz kalacağız.” diye konuştu.
“Erkeklerin yüzünde kadınlardan daha fazla korku vardı”
Talban’ın başkent Kabil’e ulaştığı 15 Ağustos günü dışarıda olduğunu belirten Kadiri, o an yaşadıklarını şu sözlerle aktardı:
“O gün dışarıdaydım. Kabil Üniversitesi yönünden Karte-i Sahi tarafına geliyordum. Hava çok sıcaktı. Facebook’a bakıyordum aniden bir hareketlenme, bir telaş oldu. İnsanlar korku içinde sağa sola kaçışıyordu. Kadınlara göre erkeklerin yüzünde daha çok korku gördüm. Kadınlardan daha çok. Duraksadım, yoluma devam ettim. Kabil’in Taliban’ın eline geçtiğini söylediler, inanamadım. Daha sonra kardeşim eve geldi ve ‘Taliban’ı Kote-i Sangi’de görmüşler’ dedi. En iyisi konuşmayayım…”
“Uluslararası toplum bizi sattı”
Taliban’ın iktidardan uzaklaştırılmasının üzerinden geçen 20 yılda Afganistan’da hayli kazanımların elde edildiğini kaydeden Kadiri, bir yandan da uluslararası topluma olan tepkisini dile getirdi. Kadiri, “Uluslararası tolumun utanması gerekiyor. Tam 20 yıllık mücadelemizin ardından bizi satan uluslararası toplumdan ne bekleyebiliriz ki? Uluslararası kamuoyu çok satıcı. Bu topraklarda, yerlerde bizi sattılar. Bunu kabul etmek gerekiyor ama uluslararası toplumun farklı iddiası vardı.”
Mülakat sırasında gözyaşlarına hakim olamayan Kadiri, konuşmasını şu şekilde tamamladı:
“Bu gözyaşları zaafımdan kaynaklanmıyor. Gözyaşlarım tekrar tekrar (aynı) tarihi yaşamamızdan ve bu tekrarlar hiçbir zaman güzel olmadı. Hiçbir zaman.”
Aktivist Merve Aşık: Korkum, kadın haklarının ayaklar altına alınması
euronews’e konuşan bir başka kadın hakları aktivisti olan Merve Aşık da korkularının çok fazla olduğunu dile getirdi.
Aşık, korkularını şu şekilde sıraladı:
“Bir kadın ve kadın hakları aktivisti olarak korkumuz çok fazla. Bizim korkumuz kadın haklarının ayaklar altında kalmasından. Korkumuz, kadın haklarının ihmal edilmesi. Korkumuz, kadın hakları ve statüsüne saygı gösterilmemesi. Son 20 yılda elde etiğimiz kazanımların tekrar elimizden alınması. Ve korkumuz kadın ve kızların eğitimden uzak kalmaları.”
“Taliban’ın Kabil’i bu kadar hızlı alacağını beklemiyorduk”
Taliban’ın başkent Kabil’i ele geçirmesinin kendisini de şaşırttığını aktaran Aşık, “Aslında bu kadar hızlı bir şekilde Kabil’ın içine gireceklerini ve hükümetin kolayca yönetimi bırakacağını düşünmüyorduk. Direnişin devam etmesini bekliyorduk.” diye konuştu.
Merve Aşık sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben de diğer insanlar gibi işteydim. Telefon geldi, iş yerinden çabucak ayrılmam gerektiğini söylediler. İşlerimi bitirdim ve kendimi eve attım. Yolda gördüğüm herkes panik içindeydi. Herkes evine ulaşmaya çalışıyordu. Eğer Taliban kabinesinde kadınlar bulunmuyorsa belli ki kadınlara karşı bir boykuttur. Böyle olunca Taliban hükümeti hiçbir ülke tarafından resmen tanınmayabilir. Kadınların olmadığı bir kabine kadınlara karşı bir boykut ve saygısızlıktır.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***