Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

ABD Temsilciler Meclisi raporunda Kovid-19’un Vuhan Viroloji Enstitüsünden çıktığı iddia edildi

ABD Temsilciler Meclisi raporunda Kovid-19'un Vuhan Viroloji Enstitüsünden çıktığı iddia edildi


Raporun hazırlanmasına öncülük eden Temsilciler Meclisi üyesi McCaul, “Enstitüde virüslere işlev kazandırma çalışmalarının yapıldığını biliyoruz. Bunların güvenli olmayan koşullarda yapıldığını biliyoruz.” dedi.

ABD’de Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi, yayımladığı ek raporda, yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) Çin’de ilk vakaların görüldüğü Vuhan kentindeki Viroloji Enstitüsü Laboratuvarında geliştirildiği ve salgının buradaki çalışmalardan kaynaklandığına dair kanıtların bulunduğu ileri sürüldü.

 

Komitenin Cumhuriyetçi üyesi Michael McCaul öncülüğünde hazırlanan raporda, enstitüde görev yapan araştırmacılarının yakın geçmişte yayımladıkları bilimsel çalışmaların, kurumda virüslerin genetik müdahaleyle değiştirilmesine yönelik çalışmalar yürütüldüğünü kanıtladığı, araştırmacıların 2016 gibi erken bir tarihte bu müdahaleleri iz bırakmadan yapabilecek kabiliyete sahip oldukları iddia edildi.

 

Enstitüde virüslere işlev kazandırma çalışmaları yapılıyordu

 

Enstitüde virüslere “işlev kazandırma” adı verilen genetik müdahaleler yapıldığını ve bunun yetersiz güvenlik koşullarında yürütüldüğünü ileri süren Temsilciler Meclisi üyesi McCaul, rapora ilişkin açıklamasında şunları ifade etti:

 

“Kovid-19’un kökenlerini soruşturma sürecinde artık virüsün kökeninin gıda ürünleri pazarı olduğu tezini tamamen terk etmenin vakti geldi. Bu rapor, tüm yolların Vuhan Viroloji Enstitüsüne çıktığına dair çok sayıda kanıt ortaya koyuyor. Enstitüde virüslere işlev kazandırma çalışmalarının yapıldığını biliyoruz. Bunların güvenli olmayan koşullarda yapıldığını biliyoruz. Çin’i Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi Başkanı’nın ve Vuhan Viroloji Enstitüsünün BSL-4 Laboratuvarı Direktörü’nün 2019 yazında laboratuvarlardaki güvenlik konusunda endişelerini dile getirdiklerini de biliyoruz.”

 

Virüsün 2019’da Ağustos sonu veya Eylül başlarında laboratuvarlardan sızdığını tahmin ettiklerini dile getiren McCaul, “Çin Komünist Partisi yetkilileri ve enstitüdeki araştırmacılar ne olduğunu fark ettiklerinde telaş içinde sızıntının üzerini örtmeye çalıştılar. Enstitünün veri tabanını bir gece yarısı (12 Eylül 2019) internetten kaldırdılar ve güvenliğin artırılması için 1 milyon dolardan fazla ödenek talep ettiler ancak üzerini örtmek için artık çok geçti. Virüs bir mega şehir olan Vuhan’da yayılmaya başlamıştı bile.” ifadelerini kullandı.

 

Vuhan’daki Dünya Askeri Olimpiyat oyunları, ilk “süper bulaştırıcı” etkinlik oldu

 

Uydu görüntülerinin bir ay içinde enstitüsü çevresindeki hastanelerde Kovid-19 semptomlarına benzer şikayetlerle başvuran hastaların sayısındaki artışı açıkça gösterdiğine dikkati çeken McCaul, “Aynı zamanda o tarihlerde Vuhan’da düzenlenen Dünya Askeri Olimpiyat Oyunları’na katılan sporcularda da Kovid-19’a benzer hastalık belirtileri görüldü. Sporculardan bazıları hastalığı ülkelerine taşıdılar, oyunlar dünyadaki ilk süper bulaştırıcı etkinlik oldu. Bu da neden oyunlara katılan ülkelerde Kasım 2019 gibi erken tarihte vakaların görüldüğünü açıklıyor.” şeklinde konuştu.

 

Virüslere iz bırakmadan genetik müdahalede bulunmak mümkün

 

Bilim insanlarının, bir yıldan uzun zamandır Amerikan halkına virüsleri iz bırakmadan değiştirmenin mümkün olmadığını anlattığını oysa bu teknolojinin salgının başlamasından 14 yıl önce mevcut olduğunu belirten McCaul, “Enstitü araştırmacıları da 2016 gibi bir tarihte koronavirüsleri iz bırakmadan başarıyla genetik olarak değiştirebiliyorlardı. Dolayısıyla virüsün laboratuvardan sızmadan önce genetik olarak değiştirilmiş olabileceği fikrini göz ardı etmek artık yerinde değil.” değerlendirmesinde bulundu.

 

DSÖ heyetindeki Daszak ifade vermeli

 

Kovid-19’un kökenlerini araştırmak üzere Vuhan’a giden Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) heyetinden İngiliz uzman Peter Daszak’ın enstitü ile yakın bağları bulunduğu ve genetik araştırmaları gizlemek üzere Çinli yetkililerle iş birliği yaptığı iddialarına işaret eden McCaul, “ABD hükümeti elindeki tüm imkanları kullanarak bu virüsün kökenine dair hakikati ortaya çıkarmak mecburiyetindedir. Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Peter Daszak’ı ifadeye çağırmalı, tutarsız ve hatta bazı durumlarda bilinçli olarak hatalı açıklamaları neden yaptığı sorulmalıdır.” dedi.

 

Daszak’ın enstitü ile yakın bağlarını gizlemeye çalıştığı ve bilim camiasında virüsün laboratuvardan kaynaklanıp kaynaklanmadığının soruşturulması gerektiğini savunanları “komplo teorilerini teşvik etmekle” suçladığına dikkat çekilen raporda ayrıca Vuhan Viroloji Enstitüsü Yeni Ortaya Çıkan Bulaşıcı Hastalıklar Merkezi Direktörü Şı Cıngli’nin de olayın üstünü örtme çabalarına katkı sağladığı savunuldu.

 

Raporda, Şı’nın enstitüdeki işlev kazandırma çalışmaları, Çin Halk Kurtuluş Ordusundan görevlilerin varlığı, virüsün DNA diziliminin ne zaman yapıldığı, güvenlik protokolleri ve virüs veri tabanının 12 Eylül 2019 gecesi neden internetten kaldırıldığı konularında bilerek yalan söylediğinin anlaşıldığı ileri sürüldü.

 

Tüm zamanların en büyük üstünü örtme olayı

 

Kongrenin sızıntıyı gizleyen bilim insanları ile Çin Komünist Partisi yetkililerine yaptırım uygulamak için yasa çıkarması gerektiğini dile getiren McCaul, “Bu, tüm zamanların en büyük üstünü örtme olayıdır ve dünya çapında 4 milyondan fazla insanın ölümüne sebep olmuştur. Sorumlular hesap vermelidir.” değerlendirmesinde bulundu.

 

DSÖ heyeti Vuhan’da incelemeler yapmıştı

 

Salgının başlarında virüsün kökenine ilişkin soruşturma talebini reddeden Çin, uluslararası baskıların artmasıyla DSÖ heyetinin Vuhan’da incelemeler yapmasına izin vermişti.

 

DSÖ, ilk vakaların ortaya çıktığı Çin’in Vuhan kentine, uluslararası bilim insanlarından oluşan heyet göndermişti.

 

İnceleme sürecinde bazı heyet üyeleri, Çinli yetkililerin salgının başındaki ilk vakalarla ilgili hazırladıkları özetleri ve veri analizlerini kendilerine verdiğini ancak ham bilgileri paylaşmayı reddettiğini açıklamıştı.

 

Heyet, 29 Ocak’ta başladığı saha çalışmalarında, ilk vakaların görüldüğü Vuhan Deniz Ürünleri Gıda Pazarı’nın yanı sıra virüsün kaza sonucu dışarı çıktığı iddialarına konu olan Vuhan Viroloji Enstitüsünde de incelemeler yapmıştı.

 

2002-2003 yıllarındaki Akut Solunum Yolu Sendromu (SARS) salgınının ardından, yarasa koronavirüslerinin genetik bilgilerinin olduğu bir arşiv oluşturmak amacıyla kurulan enstitü, Kovid-19’un buradaki laboratuvarda yapay üretildiği ve yanlışlıkla dışarı çıktığı iddialarının odağında yer almıştı.

 

Çinli yetkililer, söz konusu iddiaları reddetmiş, Kovid-19’un başka bir ülkede ortaya çıktığı ve ithal dondurulmuş deniz ürünleriyle ülkeye geldiğine dair kanıtlanmayan, karşı iddialar ortaya atmıştı.

 

Kovid-19 ilk kez Vuhan’daki gıda pazarında görülmüştü

 

Dünya, Kovid-19 salgınından ilk kez, Çin’in 31 Aralık 2019’da Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentinde “kaynağı bilinmeyen gizemli solunum yolu hastalığının” ortaya çıktığını DSÖ’ye bildirmesiyle haberdar olmuştu.

 

Hastalık, ilk kez Vuhan’da deniz ürünleri gıda pazarını ziyaret eden kişilerde görülmüş, sebebi anlaşılamayan “solunum rahatsızlığı” şikayetiyle 17 Kasım’da ilk hasta hastaneye başvurmuştu.

 

Akciğer iltihaplanmasına yol açan hastalığa, yarasalarda bulunan bir beta koronavirüsün mutasyona uğramış hali olduğu tahmin edilen, daha önce bilinmeyen türdeki bir koronavirüsün sebep olduğu anlaşılmıştı.


***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version