Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Tokyo Olimpiyatları’na katılacak Türk cimnastikçiler: “Salgın bizim için tersine daha büyük motivasyon oldu”

Tokyo Olimpiyatları'na katılacak Türk cimnastikçiler: "Salgın bizim için tersine daha büyük motivasyon oldu"


Topladıkları puanlarla Tokyo 2020 Olimpiyatları’na bireysel dalda katılma başarısı gösteren, aralarında Avrupa ve dünya şampiyonlarının olduğu beş Türk cimnastikçi koronavirüs salgınını avantaja çevirmeyi başardılar.

Olimpiyatların ertelendiğinin açıklandığı geçen yılın Mart ayından beri BBC Türkçe’nin takip ettiği beş cimnastikçiden, halkada dünya şampiyonu İbrahim Çolak ve dünya ikincisi Ahmet Önder; Rio 2016 Olimpiyatları’na katılımıyla cimnastikte Türkiye’yi bir olimpiyatta temsil eden ilk Türk erkek cimnastikçi ünvanını kazanan paralel bar aleti Avrupa şampiyonu Ferhat Arıcan; geçen ay Hırvatistan’da yapılan Artistik Cimnastik Dünya Challenge Kupası’nda atlama tahtasında gümüş ve barfiks ve halkada bronz madalya kazanan Adem Asil ve henüz 17 yaşında olmasına karşın büyük başarı gösterip kadınlarda Olimpiyatlar’a katılmaya hak kazanan Nazlı Savranbaşı geçen yıldan beri yaşadıklarını ve salgın gölgesinde olimpiyatlara nasıl hazırlandıklarını anlattı.

 

Tokyo 2020, halkada dünya şampiyonu olan ve kendi adına patentli “Çolak Hareketi” bulunan İbrahim Çolak’ın ilk olimpiyatı olacak. Çolak, pandeminin Türkiye’ye de ulaştığı geçen yılın Mart ayında omzundan bir ameliyat olduğunu anlatıyor. Olimpiyatlar’ın bir anda hem de bir yıl ertelenmesinin performans olarak kendini daha iyi geliştirmek için iyi bir fırsat olduğunu düşünüyor.

 

“Cimnastikte bir sporcu belli bir seviyeye geldikten sonra çok küçük hatalar vardır. O hataları düzeltebilirse diğer sporculardan bir tık yukarı çıkar” diyen Çolak, olimpiyatlardan önce katıldığı en son turnuva olan Katar’daki Dünya Kupası’nın özellikle final gününde kendini çok iyi hissetmiş. 

 

Dünya ikincisi Ahmet Önder ise küçüklükten beri hayaliyle yaşadığı olimpiyatların ertelendiğini duyduğunda motivasyonun düştüğünü anlatıyor. Ama sonra toparlanmış ve bir yıl verimli bir dönem geçirmiş. Salgın sırasında koronavirüse yakalanan Önder, evde alet ve çalışabileceği bir salon olmadığı için formunu korumakla yetinmiş. 

 

“Pandemi olmasaydı ve Olimpiyatlar geçen yıl zamanında yapılsaydı ondan hemen önce Dünya Şampiyonası’nda aldığım tarihi başarının rehavetiyle yeterince hazırlanamayabilirdim” diyor. Ama şimdi haftada altı gün, günde üç saatten iki antrenman yapan Önder eksileri artıya çevirmiş. “Eksiklerimizi ve hatalarımızı görüp gidermek için tam bir yılımız vardı” diyor.

 

2016 Rio’dan sonra Tokyo ile ikinci olimpiyatına hak kazanan Ferhat Arıcan, zihinsel hazırlığın önemini kavramış deneyimli bir sporcu. Salgınla beraber önce büyük bir hayal kırıklığı yaşasa da bundan zihinsel anlamda güçlü bir şekilde çıktığını söylüyor.  

 

“Eve kapandığımızda her gün gözlerimi kapayıp sanki antrenman salonuna gider gibi evden çıktığımı hayal ettim. Antrenmanın tüm detaylarını düşünerek hayalimde antrenmanımı yaptım ve eve tekrar geldim” diyor.   

 

Bu düşünce tarzı, salgın biraz hafifleyip turnuvalar tekrar başlayınca fiziksel hazırlıkla birleşip Arıcan’a ikinci Avrupa şampiyonluğu ve Dünya Kupası şampiyonluğunu getirdi.  

 

Mısır asıllı cimnastikçi Adem Asil 2017’de Türk vatandaşı olmuş. O da geçen yılki pandemiyi avantaja çevirenlerden. “Daha iyi odaklanmamı ve çalışmamı sağladı” diye açıklıyor.

 

Nazlı Savranbaşı sadece 17 yaşında ve yolun henüz başında. Büyükler kategorisinde ilk defa deneyim kazanacak. 2019’da Tokyo Olimpiyatları kotası için müthiş bir mücadeleye girişmiş ve 16 yaşında kotayı alan en genç sporcu olarak yarışma hakkı kazanmış. Ancak ertelenme kararı Nazlı’ya farklı şekilde yansımış.  “Pandemi beni olgunlaştırdı. Hedeflerimi tekrar belirlememe neden oldu” diyor.  

 

İki ay antrenman yapamadıktan sonra sıfırdan başlamak zor olsa da en son katıldığı Hırvatistan’daki Dünya Kupası’nda Nazlı ilk defa zor bir seriyi denedi. Tokyo’da dört alette de yarışacak olan sporcunun en sevdiği alet asimetrik paralel ve zorluk derecesini de oldukça yüksek tutmuş. 

 

Antrenörü Özgür Gümüşlü yaşının küçük ve deneyiminin az olmasına karşın olimpiyat seçmelerini kazanan sporcusunun pandemi sırasında zor bir süreçten geçtiğini anlatıyor. “Turnuvalar birbiri ardına iptal oldu. Önümüzü göremedik ama yılmadık. Son dört-beş ay yarışmalar yapıldıkça güvenimiz arttı ve rakiplerimizi de gördük” diyor.  

 

Erkeklerin antrenörü Yılmaz Göktekin ise dünyada cimnastik kategorisinde ekol sayılan Rusya, Amerika gibi ülkelerin aksine takım olmadan en fazla bireysel sporcuyla katılan ülkenin Türkiye olduğunun altını çiziyor.  

 

Sporcularının ufak tefek sakatlıklarının giderilmesi açısından olimpiyatların ertelenmesinin kendilerine avantaj sağladığını söyleyip “Boşa zaman harcamadık. Salonlar sadece bize özel açıldı” diyor. Göktekin, rakiplerini tanıdıklarını, sporda iyi antrenman, iyi beslenme ve iyi dinlenmenin en önemli üç faktör olduğunu ama zihinsel hazırlığın da “hayal et, gerçekleştir ve yap” kuralı gereği diğer tüm faktörleri birbirine bağladığını söylüyor.     

 

Seyircisiz olimpiyatlar için alınan olağanüstü önlemler

 

Pandemi sürerken olimpiyat yapmayı kafasına koymuş olan Japonya işi çok sıkı tutuyor. Örneğin beş cimnastikçinin tümü de Tokyo’ya aşılanmış olarak gidecekler. Ayrıca İzmir’de Japonya tarafından tanınan bir hastanede iki defa PCR testi olacaklar. Sporcular ve ekiptekiler Olimpiyat Köyü’nden dışarı adım atamayacak ve düzenli PCR testine tabi tutulacaklar. 

 

Bunun yanı sıra başkent Tokyo’da artan vaka sayısı karşısında bu şehirde yapılması planlanan spor karşılaşmalarının seyircisiz yapılmaya karar verilmesi oyunların saha dışında keyifsiz geçeceği endişesini doğurdu. 

 

Bu durum sporcuları üzdüyse de saha içinde mücadele eden beş cimnastikçi için durum farklı. 

 

Ferhat Arıcan, “Sahneye çıkınca pandemi vesaire gibi olumsuz hiçbir şey düşünmeyeceğim. Tarihimizde cimnastikte ilk Olimpiyat madalyasını almak istiyorum” diyor. 

 

Ahmet Önder ise altı alet genel toplam finalinde Türkiye’yi ilk altı arasına sokmayı hedef koymuş.   

 

Antrenörler ve sporcular oyunların salgın gölgesinde yapılacak olmasını kabul ettiklerini söyleyip “Japonlar’ın uymamızı söylediği her kurala uyacağız” diyorlar. 

 

KAYNAK: BBC TÜRKÇE – ILGIN YORULMAZ


***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version