Açıklamada, “Biz Suruç katliamını da, 5 Haziran Diyarbakır ve 10 Ekim Ankara Gar katliamlarını da ve bunların arkasındaki planlayan ve azmettiren güçleri de biliyoruz” denildi.
‘IŞİD’İN ARKASINDAKİ KARANLIK GÜÇLER…’
“Kobanî’de tarihin gördüğü en görkemli direnişlerden birinin sonucunda IŞİD barbarlığının yenilmesi, sadece IŞİD’i değil arkasındaki karanlık güçleri de hüsrana uğrattı. Hesapları boşa çıkan bu güçler, sonrasında da Kobanî’yi yaratan bütün değerlere karşı topyekun saldırıya geçti” denilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:
33 DÜŞ YOLCUSU HAYATINI KAYBETTİ
“İntikam duygusuyla, Urfa-Suruç’a giden Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu üyesi gençlere karşı bir katliam gerçekleştirildi. 20 Temmuz 2015 günü Amara Kültür Merkezi’nde canlı bomba saldırısı sonucu 33 sosyalist genç, 33 düş yolcusu hayatını kaybetti, 100’ü aşkın genç ise yaralandı. IŞİD, bunun ardından Diyarbakır, Ankara ve İstanbul’da da elini kolunu sallayarak katliamlar yapmaya devam etti.”
‘ADALET BEKLENTİSİ KARŞILIK BULMADI’
Saldırı Kobanî’yi var eden değerlere karşı olduğu gibi, Türkiye’deki ilerici, demokrat ve sosyalist güçlere karşı geliştirilen ilk saldırılardan biri olduğu belirtilen açıklamada şöyle denildi:
‘3 EMNİYET MENSUBUNA GÖSTERMELİK CEZALAR VERİLDİ’
“Ancak ne yazık ki son olmadı. Bu saldırıda partimiz ve bileşenlerimiz hedef alındı. Katliamın üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen, failler ve bağlantıları ortaya çıkarılmadı ve yargıda hak ettikleri cezaya çarptırılmadı. Suruç ile başlayan katliamların, herkesçe bilinen siyasi ve fiili sorumluları hesap vermedi, bildiklerini anlatmadı. Saldırıyı önlemeye yönelik görevlerini yapmayan kamu yetkilileri ve görevlileri de aradan geçen zamana rağmen hak ettikleri cezaya çarptırılmadı. 33 cana mal olan saldırı nedeniyle 3 emniyet mensubuna göstermelik cezalar verildi ve bu cezalar da para cezasına çevrildi. Suruç Aileleri’nin siyasi ve fiili sorumluluk taşıyanlar hakkında yaptığı şikayetler için takipsizlik kararı verildi. Suruç Aileleri’nin tüm çabalarına ve mücadelelerine rağmen adalet beklentisi karşılık bulmadı. Yargı sürecinde katliamın bütün boyutlarıyla ortaya çıkarılması için gereken hassasiyet gösterilmediği gibi, cezasızlık politikası da sürdürüldü.”
‘CEZASIZLIK POLİTİKALARI TERKEDİLMELİDİR’
Açıklamada, “Cezasızlık politikaları bir an önce terk edilip, Suruç Aileleri’nin ve toplumun adalet beklentisi karşılanmalıdır” denilerek katliamın gerçek failleri, bağlantıları ve siyasi sorumlularının yargılanması için mücadele etmeye devam edileceği belirtildi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***