HABER ANALİZ | M. AHMET KARABAY
Türkiye’ye gelen sığınmacılar tartışması, ekonomideki makro dengelerin bozulması ve bunların sonuçlarını vatandaşın sofrada hissetmeye başlaması ile daha gözle görülür oldu. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen’in yaptığı paylaşım ise 1071’e kadar uzanacak gibi.
Suriye’nin içini 2011’de fena halde karıştıranlar, diktatör Beşşar Esad’ın ortaya çıkan tablo karşısında fazla dayanamayacağını düşünüyorlardı. Dahası Şam’daki Emevi Camii’nde en kısa zamanda zafer kazanmış bir baş komutan edasıyla namaz kılmayı hayal edenler vardı.
Başbakan Tayyip Erdoğan 2012’de yaptığı konuşmada aynen şunları söylüyordu:
“inşallah biz en kısa zamanda Şam’a gidecek, oradaki kardeşlerimizle muhabbetle kucaklaşacağız. O gün de yakın. İnşallah Selahaddin Eyyubi’nin kabri başında Fatiha okuyacak, Emevi Camii’nde namazımızı da kılacağız.”
Epey zamandır hayal alemine dalıp toplumu uyutmaya çalışanlar, bu yola başvurmayı bırakmışlardı. Haziran ayında Afyon’un Güney beldesi seçimlerinde, ekonomimizin Temmuz ayından itibaren uçuşa geçeğini haykıran İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sözleri gerçek olmuş gibi yeni kehanetlerde bulundu.
Afyon’da, “Öyle bir sıçrayacak ve büyüyecek ki etrafımızdaki Almanya’sı, Fransa’sı, İngiltere’si, İtalya’sı ve hele o her şeye burnunu sokan ABD’si de çatlayacak, patlayacak” diyen Soylu’nun kehaneti bu kez güney sınırımıza ilişkin oldu.
Şırnak’ta bayramlaşma programında konuşan Bakan Soylu, “Buradan yürüyerek Irak’a, Suriye’ye gideceğimiz, hep beraber Libya’daki kardeşlerimize selam olsun diyebileceğimiz günler uzak değil,” dedi.
Yürüyerek Suriye’ye gideceğiz demek, bu ülkelerle sınırı kaldıracağız demek olsa gerek. Baba Hafız Esad’ın 2000’de ölümü sonrasında yerine geçen oğlu Beşşar Esad’ın Türkiye ile iyi geçinme politikası doğrultusunda iki ülke arasında sınırlar kalkma noktasına gelmişti.
Son 10 yıldan bu yana ise Suriye, Suriyelilere cehenneme dönüştürüldü. Türkiye’ye gelen 3.6 milyonu resmi, kaçaklarla beraber 5.3 milyon Suriyeli ülkemizde yaşıyor.
AK PARTİLİ ŞEN’İN TARTIŞILACAK ‘ÖNCE GELEN’ SÖZLERİ
Suriyeli sığınmacılar üzerinden başlayan tartışmalar, yaklaşık 10 yıldan bu yana farklı evrelere uğradı. Önceleri toplumun genelinde bir Ensar yaklaşımı vardı. Beykoz Belediye Başkanı Murat Aydın’ın bir esnafla arasında geçen diyalog, insanların bakışının artık hayli değiştiğini gösteriyordu.
Bugün artık o hafif tartışmalar yerini çok farklı bir zemine bırakmış gibi görünüyor. Ayyıldız Hareketi lideri İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ, 20 Temmuz’da sosyal medyada bir anket yaptı.
“Türkiye’de kayıtlı ve kayıtsız toplam 5.3 Milyon Suriyeli var. Türk milletine soruyorum; 5.3 Milyon Suriyeli için ne yapılmasını istiyorsunuz?” diye sorup iki şıklı bir alternatif sundu.
82 bin 119 kişi oy kullandı. Katılımcıların yüzde 20.5’i vatandaşlık verilmesini isterken, yüzde 79.5’i ise ülkelerine gönderilmesini istedi.
Bu anket sonuçları üzerine Twitter hesabından paylaşım yapan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen, ülkesine gönderilmesini isteyenlerin çokluğuna gönderme yaparak şu ifadeleri kullandı:
“Suriye’den gelenlere sordum. Diyorlar ki: ‘İlk olarak bizden önce gelenler geldikleri yere gitseler, biz de yol yordam öğrensek, sonra biz gitsek.”
ÖZDAĞ’DAN ŞEN’E DÖNME GÖNDERMESİ
Tartışma, Ülkücü camia ile AK Partililer arasında bir söz düellosuna dönmeye başladı. Mustafa Şen’in “bizden önce gelenler” göndermesine Prof. Dr. Ümit Özdağ doğrudan cevap verme yoluna gidince tartışma daha da alevlenme istidadı taşımaya başladı.
Prof. Dr. Özdağ, AK Partili Şen’in dönme olabileceğini ima eden bir ifade kullandı:
“Mustafa bey, biz Türkler Alparslan ile gelip Atatürk ile kalanlarız. Herhalde sen 1000 sene önce geldiğimizde bulduklarımızdansın ki, bize Suriyeli aklı ile yol gösteriyorsun. Üzülsen de gelecek 1000 senede de buradayız.”
Mülteciler ya da daha geniş anlamda sığınmacılar üzerinden başlayan tartışmanın geldiği nokta şu: Eğer bunların kalmasını istiyorsanız Batılı ülkelerin uşağı, belki ajanısın. Eğer sığınmacıların ülkelerine dönmesini istiyorsan vatanını milletini seven birisin.
Daha tartışmalar, benim dünkü yazımda ortaya koymaya çalıştığım “yeni ulus inşası” aşamaya gelmedi anlaşılan. Türklerin Anadolu’da azınlığa düşeceği iddiası sanıyorum yakın geleceğin tartışması.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***