Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Prof. Dr. Çetin: ‘Post covid’ sendromlarına tedbir alınmalı

Prof. Dr. Çetin: 'Post covid' sendromlarına tedbir alınmalı


Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. İlhan Çetin, Covid-19 sonrası oluşan ‘multi organ tutulumu’ oluşumuna dikkat çekerek, uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Çetin, “Özellikle damar yapısı önemli olan birtakım kalp hastalıkları ya da akciğer hastalıklarına yatkınlığı artırdığından dolayı hastanelerimizin, sağlık kuruluşlarımızın bu yönde mutlaka ‘post covid’ sendromlarına yönelik tedbirler almalarında fayda var” diye konuştu.

Prof. Dr. İlhan Çetin, Covid-19 pandemisinde gelinen noktayı değerlendirerek bazı uyarılarda bulundu. Çetin, “Şunu söylemek lazım ki tünelin ucundaki ışık göründü ancak henüz tünelden çıkmış değiliz. Hem Türkiye olarak hem de dünya olarak tünelin içindeyiz. Bunun sebebi ise aşı üretiminde yaşanan artış ve ülkelerin hızlı bir şekilde aşılama faaliyetleri yürütmesidir. Özellikle bazı ülkelerin hızlı bir şekilde aşılama yapması, vaka ve ölüm sayılarının ciddi oranda düşmesinin sebepleri arasında sayılabilir. Daha önce de elimizde 3 tane önemli değerimiz vardı. Bunlar maske, mesafe ve hijyen. Eğer ülke olarak bugün 65 bin gibi rakamlardan 5 binlere düşmüşsek hem insanlarımızın bu konuyu çok ciddiye almış olması hem de aşı oranlarımızın yükselmeye başlamasıyla önemli bir mesafe kat edildiğine inanıyorum ancak henüz her şey bitmiş değil. Aynı zamanda çok yüksek oranda aşılama yapan ülkelerde vaka sayılarında yeni bir artış olduğu görülmektedir. Özellikle virüsteki birtakım mutasyonlar da vaka sayılarındaki artışı desteklemektedir. Bizim ülkemizde yüzde 15 gibi bir oranda delta mutasyonu görülmektedir. Bunun artmış olması demek özellikle aşı olmayan insanların bu enfeksiyona daha açık ve daha yatkın olduğunu gösteriyor” dedi.

DELTA MUTASYONUNDA ‘AŞILAMA’ ETKİSİ

Delta mutasyonunun çok görüldüğü illerde aşılama oranının düşük olduğunu söyleyen Prof. Dr. Çetin, “Bugün özellikle büyük ilimizdeki vaka sayılarının düşmesinin sebebi aşıdır. Millet olarak biz de en azından temmuz ayımızı iyi bir şekilde değerlendirir ve ağustos ayında da yüzde 50’lik kısmımızı ikinci aşılarımızı yapmış olarak çıkabilirsek eskisi kadar yüksek sayıları göreceğimizi düşünmüyorum. Biz daha güzel günleri ağustos ayında görebiliriz. Yeni mutasyonlar 3 ilde çok az sayıda görüldü ancak bu mutasyonların en belirgin özelliği daha hızlı bulaşıyor olması ve hızlı yayıldığı için önceki virüs tiplerinden daha fazla alana hakim olabiliyorlar. İngiltere mutasyonu ile bunu daha önce de görmüştük. Şimdi de delta ile bunu görüyoruz. Bundan dolayı bu mutasyona engel olabilmenin yolunun aşıdan geçtiğini düşünüyorum” dedi. 

Aşının önemine değinen Prof. Dr. Çetin, “Aşı olan insanlara virüs bulaşsa bile çok fazla bir etki yapmıyor. Hastaneye yatışa kadar gidebilecek belirtiler göstermiyor. Normalde delta mutasyona sahip olan virüslerin özellikle aşılardan kaçınma oranı daha önce bizim geçirdiğimiz İngiltere varyasyonu ile alfa varyasyonundan daha yoğun bir şekilde görülüyor olması. Buna karşılık da aşılamanın hızlandırılması gerektiğine de inanıyorum. Ülkemiz bu noktada elinden geleni yapıyor. Vatandaşlarımızda ne yazık ki bazı soru işaretleri oluşturulmaya çalışılıyor. Bunlara kesinlikle inanmamak gerekiyor. Şu anda Amerika’da yüzde 60’ın üzerinde bir aşılama oranı var. Onlar da bizim kullandığımız aşıları kullanıyorlar. Bilime bu kadar değer veren ülkelerin bu noktada olduğunu biliyorken özellikle de bizim ilaç ve tıbbi cihaz kurumumuz, halk sağlığı kurumumuz çok ciddi çalışmalar yürütüyorken vatandaşlarımızda böylesi şüphelerin olması çok uygun değildir” diye konuştu. 

‘POST COVİD’ SENDROMLARINA YÖNELİK TEDBİR ALINMALI’

Türkiye’de Coronavirus geçiren 5 milyondan fazla kişi olduğunu ve virüs atlatanlarda çeşitli rahatsızlıkların yaşandığını söyleyen Prof. Dr. Çetin, şunları söyledi: 

“Çok sayıda insanda ‘multi organ tutulumu’ oluşmaktadır. Birinci dereceden tutulumlar akciğeri tutmuş olmasına rağmen damar yapısının olduğu hemen hemen bütün organları da tuttuğundan dolayı birtakım sıkıntılar görülmeye başlandı. Özellikle solunum yetmezliği, nefes darlığı gibi şikayetler toplumumuzda artmaya başladı. Bu konuda ben sağlık yöneticilerini önlem alamaya davet ediyorum çünkü insanlar nasıl olsa birkaç ay sonra geçer diyerek bu tür hastalıkları göz ardı etmektedirler. Özellikle damar yapısı önemli olan bir takım kalp hastalıkları ya da akciğer hastalıklarına yatkınlığı arttırdığından dolayı hastanelerimizin, sağlık kuruluşlarımızın bu yönde mutlaka ‘post covid’ sendromlarına yönelik tedbirler almalarında fayda var. Bunun da en önemli alanlarından bir tanesi kardiyopulmoner rehabilitasyon ünitelerinin devreye sokulmasıdır. Ülkemizde çok iyi çalışan rehabilitasyon merkezlerimiz var. Özellikle Sağlık Bakanlığı’nın kendi hastanelerinde bu merkezleri görüyoruz. Kendim de bu hastalığı geçirdiğim için biliyorum. Sanatoryumda çok iyi bir ekip solunum rehabilitasyonu alanında çalışmakta. Nefes darlığım var ancak nasıl olsa bir süre sonra geçer deyip atlanmasın. Mutlaka bulundukları yerde şikâyetleriyle ilgili kliniğe başvurmalarında fayda var. Sağlık yöneticilerimizin pulmoner rehabilitasyon ünite sayısını arttırması gerekiyor. Biz Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi olarak kendi pulmoner rehabilitasyon servisimizi tekrar devreye soktuk ve hizmet vermeye başladık. Çeşitli illerde birçok merkez bu alanda hizmet vermektedirler. Vatandaşlarımız da lütfen hastaneye gidip bu sıkıntılarını ilgili uzmanlarla paylaşmaktan çekinmesinler.”

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version