Küba’da Pazar gün on yıllardır görülen en büyük hükümet karşıtı protesto eylemlerine binlerce kişinin katılmasının ardından, medya ve muhalefet kaynakları onlarca kişinin gözaltına alındığını bildirdi.
Sokağa çıkan Kübalılar, ekonominin çöküşü, gıda ve ilaç sıkıntıları, fiyat artışları ve hükümetin Covid-19 salgınına karşı izlediği politikalara karşı öfkeliydi.
Küba Devlet Başkanı Miguel Díaz-Canel, yaşananlardan ve ekonomik darboğazdan ABD’yi sorumlu tutarak, destekçilerine, eylemcilerle “mücadele” çağrısı yaptı.
Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de muhalif grupların ABD’den maddi destek aldığını iddia etti.
Pazar günkü eylemlere katılan ve adının sadece Alejandro olduğunu söyleyen bir protestocu BBC Mundo’ya yaptığı açıklamada “Yiyecek yok, ilaç yok, özgürlük yok. Yaşamamıza izin vermiyorlar” demişti.
Başkent Havana dahil ülke genelindeki protestocular “özgürlük” ve “diktatörlüğe son” sloganları attı.
San Antonio’daki bir eylemci BBC’ye yaptığı açıklamada “Korkmuyoruz. Değişim istiyoruz, artık diktatörlük istemiyoruz” demişti.
Reuters’ın haberine göre hükümet karşıtı protestocular, sivil giyimli memurların desteğiyle, güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındı. Sosyal medyadaki videolarda, güvenlik güçlerinin eylemcileri gözaltına alması, dövmesi ve biber gazı kullanması görülüyor.
Ülke genelinde internetin kesildiği haberleri gelirken, Associated Press Haber ajansından bir fotoğrafçı, güvenlik güçleriyle yaşanan arbedede yaralandı.
Cumhurbaşkanı Miguel Diaz-Canel adada nadiren görülen protestoların ardından televizyonda yayımlanan konuşmasında, yaşananlardan ABD’yi sorumlu tuttu. Diaz-Canel 1962’den bu yana çeşitli şekillerde yürürlükte olan Amerikan ambargolarını “ekonomik boğma politikası” diye tanımladı.
Diaz-Canel eylemcilerin ABD tarafından ülkeyi istikrarsızlaştırmak için kiralanan paralı askerler olduğunu söyledi ve destekçilerinden, sokağa çıkıp, devrimi savunmalarını istedi.
Diaz Canel “Mücadele emri verilmiştir, sokaklara çıkın devrimciler” dedi.
ABD ise Kübalıların yanında olduklarını söyledi ve Küba yönetimine şiddetten kaçınması ve halkını dinlemesi çağrısında bulundu.
ABD Başkanı Joe Biden “Küba halkı cesurca temel ve evrensel haklarını arıyor” dedi.
Maduro’dan Küba yönetimine destek
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro protestolar karşısında Küba yönetimine “tam destek” verdiğini açıkladı.
Televizyondan yayınlanan açıklamasına Maduro “Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel’e, Küba halkına ve Küba’nın devrimci hükümetine desteğim tam. İyi günde kötü günde biz kardeşiz ve Küba ilerleyişine devam edecek” ifadelerini kullandı.
Meksika ve Rusya’da hiçbir ülkenin Küba’nın içişlerine karışmaması gerektiğini vurguladı.
Yağmalanan dükkanlar
Hükümet karşıtı eylemler, başkent Havana’nın güneybatısındaki San Antonio de los Banos kentinde başlayıp, kısa sürede ülke geneline yayıldı.
Birçok protesto sosyal medya platformlarında canlı yayımlanırken, eylemcilerin hükümet ve devlet başkanı aleyhine, değişim isteyen sloganlar attıkları görüldü.
Sosyal medyada, polis araçlarını deviren eylemciler ve döviz üzerinden satış yapan devlete ait dükkanların yağmalandığı görüldü. Birçok Kübalı, temel ihtiyaç maddelerini buralardan alabiliyor, ancak fiyatlar çok yüksek.
Küba ekonomisi de zor günlerden geçiyor. En önemli sektörlerden biri olan turizm, Covid salgınından olumsuz etkilendi.
Şeker de ada ülkesinin bir diğer ihraç ürünü. Ancak bu yılki rekolte beklenenden çok daha düşük oldu.
Küba’nın şeker tekeli Azcuba, kötü rekoltenin, yakıt bulunamaması ve tarım makinelerinin bozulmasının yanı sıra tarlalardaki nem gibi çeşitli faktörlerden kaynaklandığını söylüyor.
Bu nedenle, hükümetin döviz rezervleri azaldı ve normalde yaptığı gibi açığı dövizle ithal edemedi.